Çocukluk çağında pek çok ebeveynin karşılaştığı hiperaktivite durumu, doğru yönlendirildiğinde geleceğin şampiyonlarını ortaya çıkarabiliyor. Bunun en somut örneklerinden biri İzmir sınırları içerisinde yaşanıyor. Henüz 13 yaşında olan ve spor kariyerine sığdırdığı başarılarla yaşıtlarına ilham veren Yunus Emre Özden, yerinde duramayan bir çocukluktan disiplinli bir sporcuya dönüşmenin hikayesini yazıyor. Ailesi, küçük yaşlarda Yunus Emre'nin aşırı hareketli yapısını fark edince, bu enerjinin doğru bir alana kanalize edilmesi gerektiğine karar verdi. Henüz 7 yaşındayken tanıştığı tekvando sporu, onun için sadece bir hobi olmaktan çıkıp kısa sürede bir tutkuya dönüştü.
Disiplinli çalışması ve yeteneğiyle antrenörlerinin dikkatini çekmeyi başaran genç sporcu, altı yıl önce başladığı bu serüvende basamakları hızla tırmandı. Henüz 11 yaşındayken İzmir’de düzenlenen turnuvada il birincisi olarak potansiyelini kanıtlayan Özden, bu başarısını yerel sınırların ötesine taşıyarak Türkiye ve Balkan şampiyonlukları ile taçlandırdı. Sporun ona kazandırdığı odaklanma ve disiplin, hayatının her alanına yansırken, o artık sadece enerjik bir çocuk değil, madalya avcısı bir milli sporcu kimliğine büründü.
Sırbistan’da ay yıldızlı bayrağı dalgalandıran gurur
Genç sporcunun kariyerindeki en önemli kırılma noktalarından biri, Sırbistan’da düzenlenen dev organizasyon oldu. Uluslararası Okul Sporları Federasyonu (ISF) tarafından 4-14 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Gymnasiade ISF U15 Dünya Şampiyonası, dünyanın dört bir yanından gelen yetenekleri buluşturdu. 56 ülkeden toplam 2 bin 742 sporcunun katılımıyla büyük bir rekabete sahne olan turnuvada, Yunus Emre Özden 41 kilogram kategorisinde tatamiye çıktı. Zorlu rakiplerini birer birer eleyerek finale kadar yükselen milli sporcu, final müsabakasında Taylandlı rakibi karşısında başa baş bir mücadele sergilese de 2-0’lık skorla mağlup olarak dünya ikincisi unvanını kazandı. Gümüş madalyayı boynuna takarak Türkiye'ye dönen Özden, uluslararası arenada elde ettiği bu dereceyle geleceğin olimpiyat şampiyonu adayları arasında gösterilmeye başlandı.
Haftanın yedi günü süren şampiyonluk mesaisi
Elde ettiği dünya ikinciliği ile yetinmeyen ve hedefini her zaman en tepeye koyan Yunus Emre, başarının tesadüf olmadığının bilinciyle çalışmalarını sürdürüyor. Haftanın 7 günü çift antrenman yaparak fiziksel ve mental dayanıklılığını artıran genç yetenek, okul hayatıyla spor kariyerini dengeli bir şekilde yürütüyor. Antrenmanlardaki yüksek performansı ve azmi sayesinde kuşak terfisi alarak ilk maçlarına çıktığını belirten Özden, geriye dönüp baktığında kısa sürede kat ettiği mesafeyi gururla anlatıyor.
2023 yılında Sivas’ta düzenlenen şampiyonada Türkiye ikincisi, 2024 yılında ise yıldızlar kategorisinde yine ikinci olan Özden, Antalya’daki Türkiye Açık Tekvando Turnuvası’nda şampiyonluk kürsüsüne çıkarak milli takım seçmelerinde de rüştünü ispatladı. ISF tarafından düzenlenen ortaokullar arası olimpiyatlarda elde ettiği derecelerle tecrübesini artıran genç sporcu, şimdi rotasını altına çevirmiş durumda. Hedefini net bir şekilde ortaya koyan Özden, "İlk hedefim dünya şampiyonluğu. Önümüzdeki yıl gençler dünya şampiyonası organizasyonuna gidip ülkeme en iyi dereceyle, altın madalyayla dönmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Ailesinin desteğiyle geleceğe umutla bakıyor
Yunus Emre’nin bu zorlu yolculuğundaki en büyük destekçisi ise şüphesiz ailesi. Baba Yakup Özden, oğlunun küçükken çok hareketli bir çocuk olduğunu ve bu durumu spora yönlendirerek ne kadar doğru bir karar verdiklerini bugün daha iyi anladıklarını belirtiyor. Oğlunun yoğun antrenman temposuna ve fedakarlıklarına yakından şahitlik eden baba Özden, Yunus Emre'nin potansiyeline sonuna kadar güvendiklerini dile getirdi. Aile olarak her zaman arkasında durduklarını ve desteklemeye devam edeceklerini vurgulayan Yakup Özden, "Oğlumuz umut vadediyor. İnşallah emeklerinin karşılığını alarak çok daha güzel yerlere gelecek ve ülkemizi gururlandırmaya devam edecek" şeklinde konuştu.