Heykelini dikmeyin ama...

Abone Ol

Gökmen Ulu ve Mediha Olgun.
Bugün 120 gün oldu.
İnsan hayatının 4 ayına denk geliyor.

***

Bilmeyenlere anımsatayım.
Gökmen, gazetecilerin dışında kimse ile koğuş paylaşmak istemediği için, neredeyse esaretinin tamamını yanlız başına geçirdi.
Altı tarafı duvar, her yer beton.
Toprak parçası bile yok...

***

Bir tek havalandırmada görüyor/görmeye çalışıyor gökyüzünü.
Orada da tek arkadaşı, Haber Türk Gazetesi'nden gazeteci Oğuz Usluer.
Ortak havalandırmayı kullanıyorlar.
Dünyalıkları da gökyüzleri de ortak...

***

Tarih 30 Kasım 1854.
Sultan Abdülmecid dönemi. Mısır, Osmanlı sultanına bağlı bir eyalet. O dönemde Mısır Valisi olan Said Paşa, Kızıldeniz ve Akdeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı projesini hazırlatıp onaylaması için Sultan Abdülmecid'e sundu. İngilizler ise projeye karşı. Fransa tarafından desteklenen Said Paşa Sultan Abdülmecid'in tasdikini beklemeden gerekli izinleri verdi. Sultan Abdülmecid'in vefatıyla Osmanlı tahtına geçen Sultan Abdülaziz proje için gerekli onayı hemen verdi.

***

Said Paşa ile kanalın mühendisi Ferdinand de Lesseps arasında 1854'te yapılan anlaşma maddelerinde, Süveyş Kanalı'nın Akdeniz'e açılan sahillerinde bulunan Port Said şehri limanına dikilecek olan dev bir kadın heykeli projesi de vardı. Bu heykel, hem Osmanlıyı hem Mısırı temsil edecekti. Mısır'ı temsilen firavunlar dönemi kıyafetlerini giymiş kadın heykelinin başında, 7 iklimin padişahı olan Osmanlı Sultanı'nı temsil eden 7 kıta ve 7 denizi simgeleyen 7 sivri uçlu bir taç olacaktı. Heykelin elinde bir meşale olacaktı.

***

Abdülaziz Han, heykelin yüzünün batıya dönük olmasını istedi. Zira elindeki ışığı doğudan batıya götürdüğünü, ışığın, medeniyetin, uygarlığın, doğudan yükselip batıyı aydınlattığını simgelemesini istiyordu padişah. Parası bizzat Sultan Aziz tarafından ödenen heykelin siparişi, Fransa'nın meşhur heykeltıraşlarından Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi. Heykele Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Singer'in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer modellik yaptı.
***
Heykel tamamlandı ama konulduğu yer Mısır olmadı. Said Paşa'nın sipariş ettiği, parası Osmanlı hazinesinden çıkan bu heykeli, yeni vali İsmail Paşa Müslüman bir ülkede kadın heykelinin “yerel huzursuzluk çıkaracağı” endişesiyle istemedi. Heykel, Fransa'daki bir depoda yapayalnız, akıbetini beklemeye başladı. O yıllar, Amerika ile Fransa'nın dostluk yıllarıydı. Karşılıklı hediyeleşmeler sırasında Fransız-Amerikan dostluk grubunun başkanı Edouard Rene Lefebvre de Laboulaye'den, Fransız hükumetine “Amerika'ya bir heykel hediye edilsin” teklifi geldi.
***
İkna olan Fransız hükumeti, bu heykel için Frederic Bartholdi'yi görevlendirdi. Bartholdi'nin eseri zaten hazırdı. Fransa hükumetinden gelen talimata göre heykel, sol elinde bir kitap tutacak, sağ elinde de, “dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü bir meşale” olacaktı. Yani neredeyse Fransa tarafından istenen heykel, Mısır için hazırlanan heykelin aynısıydı. Bartholdi, heykelin yüzünü tamamen değiştirerek annesi Charlotte'nin yüzünü işledi ve kuruluşunun 100. yılı münasebetiyle Amerika'ya 10 yıl gecikmeyle hediye edildi.

***

Kıssadan hisse;
Parasını verip yaptırdığımız ama Mısır'a dikemediğimiz heykeli, Amerika kendine “özgürlük” heykeli yaptı.
Biz, işini yapan “gazetecileri” altı duvar arasına tıkıp “terörist” ilan ettiğimiz sürece, Amerika'nın özgürlük heykeline ancak “turist olarak” gideriz.
Gökmen de bu “onurlu” gazetecilerden biridir.
Hadi heykelini dikmeyin ama terörist de demeyin...