Bir tarih bu kadar sapıttırılır...
Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne zıplanıldı ya...
Mümkün değil sabit fikirleri, taş kafaları delesin.
Şimdi de “Atatürk Orman Çiftliği” bahçesinde bira içen çocuklar masalı çıktı.
Dur daha ağırını ben söyleyeyim.
Bu ülke topraklarında eroin fabrikaları vardı.
Ama iyi dinle. Tarihlere iyi bak.
1900'lü yıllarda tarımda afyon ekimi yüksekti.
Afyon’dan Morfin, Morfin’den de eroin oluşur.
Eroin kutulanıp (HEROİN) adıyla ilaç diye satılırdı.
Osmanlı’nın da bir çok kıyı köşe kahve hanesinde afyonlanılırdı.
Sonra dünya zararlarını keşfetti.
1912’de Lahey’deki konferansa Osmanlı heyet göndermedi.
Yani eroin serbestliği devam etti.
Sonradan bu iş Genç Cumhuriyet’in de baş belası oldu.
Aslında önceleri dünya ilaç sanayinde kullanılırdı.
Ameliyatlarda, müdahaleler öncesinde hastaya verildi.
Kabaca anlatıyorum.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nde bu amaçla İstanbul’da çeşitli ortaklıklarla 8 fabrika kuruldu.
Etkim, Tetkaş bu fabrikalardandı.
1930'lara kadar bu fabrikalardan para kazanıldı.
Alman ilaç devi BAYER, HEROİN ile Aspirin’i gazete ilanlarıyla satardı.
Önceleri sağlık ham maddesi olan bu ürünlerin ağır zararları ortaya çıktı.
Millet kafayı buldu.
Dünya ayağa kalktı.
Bu fabrikalar 1937'de Toprak Mahsülleri Ofisi oldu.
1931'de Atatürk Cenevre Konferansı'na heyet yolladı ve 1933'te bu iş son buldu;
Bu fabrikalar kapanmıştır”
Çok kavga çıktı.
Meclis Başkanı Hasan Saka kapatılmaya epey muhalefet etti.
Bazı kayıtlarda Atatürk’e karşı çıktığı ve tartıştıkları dahi yazılıdır.
Hasan Saka aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin 7. Başbakanıdır.
Tetkaş’ın kurucularındandı. O zaman fabrikaları 15 milyon TL ciroya ulaştırdı.
Bu para genç Türkiye Cumhuriyeti için çok büyük paraydı.
O yüzden devam etmek istedi.
Bireysel olarak ise torunlarına yokluk ve sefalet bıraktı.
Torunu Zehra Tülin Saka 2009'da yeşil kart sahibiydi.
Yine aynı yıl üç ayda bir 400 TL.devlet aylığıyla geçindi.
Hastane kapılarında kaldığı zamanlarda siyasetçiler el uzattı.

seckin-(1)

***

Bira mevzusu da var…
Bira’nın tarihi çok uzun…
Mitolojide, tarihte tanrıları dahi var.
Sonuçta arpadan yapılır.
Arpa ve buğday dünya tarihi boyunca ana beslenme kaynağı oldu.
1920'li yıllarda malt biranın besleyici olduğu düşünülür eczanelerde satılırdı.
Ankara Tekel bira fabrikalarında malttan çocuklara yönelik ilaç dahi üretilirdi.
Örneğin “Şark Malt Hülasası”
Ankara Tekel Bira Fabrikası’nda 1989'a kadar da üretildiği bilinmektedir.
Bu Ankara Tekel Bira Fabrikası da Atatürk Orman Çiftliği’nin içindeydi…
Malttan yapılan ve eczanede satılan bu ilaç çocukların zayıflık ve halsizliğine iyi geliyordu...
Elinde bira şişeleri mevzu da budur...

***

Hangi insan evladı çocuğunu biraya, eroine, afyona alıştırır.
İnsanlık tarihi dönüşümlerle, evrimlerle bugünü buldu.
Bu güne gelinirken hangi vagonlardan geçildi.
Bir çok yiyecek içecek ve benzerinin zararları kullanılarak öğrenildi.
Bir zamanlar ilaç olan şeylerin zararları ortaya çıktı.
Şu 'Fast food'ların, kolalı içeceklerin zararları son 20 yılda çıkmadı mı ortaya?
Şimdilerde çevreyi kirleten fabrikalar, santraller ilk açıldığında kurbanlar kesildi.
Şimdi eylemler yapılmıyor mu?

***

Birey gibi zaman içerisinde;
Osmanlı’da, Genç Cumhuriyet’te, hatta dünya beşeriyeti de hata yaptığını anlamış ve geri çekilmiştir.
Sanki o dönemin yöneticileri (Osmanlı dahil) bugünün bilgisinde ve görgüsündeydi.
Her gelişimi tutup bugünün siyasetine atmak yanlıştır.
İnsanoğlunun gelişimi içerisinde eroin (HEROİN) de var, bira da…
Maksat bu devirde çocukları uzak tutmaktır. Bu kadar basit…
Bu işlerin ne işi var 2016 siyasetinde arkadaş?
Eroinciler, içkiciler, alkolikler…
Yok artık daha neler…

-----------

SODEM FIRÇASI

seckin-(2)Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği ilk zirvesini Seferihisar’da yaptı.
Doğrusunu isterseniz,
AKP’nin Kızılcahamam kamplarındaki görüş alışverişlerini takdir ediyordum.
Bir benzeri oldu.
Şimdilik böyle oldu.
Birçok Sosyal Demokrat Belediye Başkanı Seferihisar’daydı.
Basına açık bölümlerde güzel güzel anlatılar sunumlar yapıldı.
Kapalı kapılar arkasındaysa, göndermeli ince fırçalar da vardı.
CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu özellikle AKP'yi seçen belediyelerle iyi geçinilmesini istedi.
Vatandaşa dokunmak, ilçe ve il başkanlarıyla belediye başkanları ilişkileri konusunda ince fırçalar atıldı…
Hedefi bir sonraki seçimler kuşkusuz…
Genel olarak iki günlük bu birliktelik birbirinden habersiz CHP'lileri birleştirdi.
Ammmaaa…
Gazetemize davetiye yollanmamasını yadırgadım doğrusu…
Karışıklık”, “Yoğunluk” gibi yanıtlar bana yeterli gelmedi…

-----------

ALEKSİS TSIPRAS

seckin-(5)Bence sessiz sedasız oldu.
Başbakan Davutoğlu ile Alexis Tsipras İzmir’de buluştu.
Sadece siyasi ilişkiler değil, ticari ilişkilerde masaya yatırıldı.
Eğer konuşulanlar yapılırsa, Yunan adaları komşu kapısı olacak.
Bavul ticareti artacak.
Ticaret ticarettir.
Zaten Tsipras’ın iç politikada kullandığı yorum çok önemli.
Yıllarca Türkiye’yi öcü gösterip F16 aldırdılar. Onlar tehdit değil, komşumuz”
Hah… Tam da öyle kardeş…

-----------

DELİ ZİYA;

“Kadınlara yalan söylemekten çekinmeyin. Yeter ki kendileri için söylendiğini bilsinler.”

Charles Bukowski

(Geçmiş dünya kadınlar gününüz mübarek olsun)