Futbol sezonu tüm Türkiye'de olduğu gibi İzmir için de açıldı. Göztepe, korona virüs arasından sonra Süper Lig'deki ikinci maçını tatsız bir şekilde geride bırakırken, Altay geçtiğimiz hafta sonu fırtına gibi bir başlangıç yaptı. Şu an iki kulübün içinde bulunduğu ruh hali zıt uçlarda. Göztepe, ne küme düşme stresi ne de zirve hedefi taşıdığı için rüzgarda savrulan bir yaprak gibi. Hele geçen sezon son maçın son saniyesine kadar küme düşme korkusu yaşandığından bu sezonun daha rahat geçmesi bünyede ters tepki yapmışa benziyor. Önce şampiyonluk yarışı veren Trabzonspor, ardından can derdindeki Yeni Malatya'ya kaybeden İlhan Palut'un öğrencilerinin, kalan haftalarda rakipleri de ya düşme stresi yaşayan kulüpler ya da zirve ile Avrupa hedefi olan takımlar. Bu boşvermişlik devam ederse İlhan Palut hakkıyla söke söke topladığı kredileri, yeni sezon başında tüketmiş olarak karşımıza çıkabilir. Bir söz de forvetlerden bahsetmek gerek. Mehmet Sepil başkanlığında 3 lig birden atlayan Göz Göz'ün parlayan yıldızları hep santrforlardı. Timur Kosovalı mı dersin, Umut Nayir mi? Jahovic ve Demba Ba zaten Süper Lig'in hala elit iki forveti. Her ne kadar Trabzonspor'un Avrupa'dan men edilme ihtamali yüksekken lig 6.'sının da Avrupa'ya gitme durumu varsa da Göztepe, artık bu sezonu unutmuşa benziyor. Ve acilen Cisse, Demba Ba, Podolski, Yatabare tarzı kendini ispat etmiş deneyimli bir santrfor tranferinin hazırlıklarına başlamalı. Futbol romantiklerinin genç futbolcu sevdasının aksine ligimizde başarılı olmak istiyorsan özellikle ileri uçta papaz golcün mutlaka olmalı. Diğer mevkiilere yine potansiyelli yıldız adaylarını transfer etmek istiyorsan et ancak Göztepe, gelecek yıl hedeflerine ulaşmak istiyorsa mutlaka işe golcü transferinden başlamalı..

***

Altay'daysa tam bir kenetlenme havası hakim. Tıpkı Göztepe'nin 2016-17 sezonunda Süper Lig için birlik olduğu dönemi hatırlatıyor bize. Akhisarspor galibiyeti de bunun göstergesi oldu. Tüm futbolcular ve teknik ekibin tamamen konsantre olduğunu gözlerinden görülebiliyordu. Sanki olimpiyat rekoru kırmadan önce kürsüye çıkan bir haltercinin ruh halini gördük her bir Altaylı'da. Tabi 3 puanda aslan payı Yalçın Koşukavak'ın. Bu hafta Türkiye'de 3-5-2 oynayan tek hoca Yalçın Hoca'nın Altay'ıydı. Öyle bir taktik hamleyle Akhisar mat edildi ki galibiyet beklenildiğinden çok kolay geldi. Akigolar'da yaşanan korona virüs şokunun onları epey etkilediği aşikar ama Altay'ın sadece bu sebepten kazandığını söylemek takımın emeklerine haksızlık olur. Abdülkerim Bardakçı TFF 1. Lig'de sol stoper oynayabilecek sol ayaklı birkaç stoperden biri. Abdülhamit ise sağ bekte oynamanın avantajıyla sağ stoperdeki oyuna katılışıyla Borussia Dortmundlu Pisczek'i bol bol hatırlattı bize. 3-5-2 oynamak için çok iyi bir malzeme var elde. Bu arada bir dip not. 3'lü defansı hala çağ dışı görenler Borussia Dortmund'un, Bayer Leverkusen'in, Lazio'nun, Wolwerphampton'ın sistemlerini analiz edebilirler. Bir tık uzaklıkta. Altay'ın göbekteki stoperine gelince, deneyimiyle İbrahim Öztürk 1980'li yıllardaki sarkık liberolar gibi arkaya seken topları anında süpürdü. Akhisar'ın defansın arkasına sızma taktiğini yerle bir etti. 3-5-2 taktiğindeki en ağır işçilik kanatta tek bırakılan oyuncularda ancak sağ açıkta Erhan Kartal, sol kanatta Özgür Özkaya 80 metreyi hiç yorulmadan kullandı. Altay sanki 11 değil 13 kişi oynadı. Orta sahada Tatos, Putsila ve Yılmaz Süper Lig'i rahatlıkla kaldırabilecek iki yönlülüğü gösterdi. Sezon başından beri çok iyi bir ikili olan Kappel ve Paixao'yu da Yalçın Hoca birbirine daha yakınlaştırdı. Dwight Yorke, Andy Cole ikilisini hatırlatırcasına ileride birlikte oynayan Hollandalı ve Portekizli, Akhisar'ın ağır stoperlerine zor anlar yaşattı. Altay'ın önünde görece kolay iki maç var Eskişehirspor ve Osmanlıspor engelleri. Bu iki karşılaşmada sürpriz puan kaybı yaşanmazsa Altay büyük ihtimal Play Off oynar. Eğer bu iki maçı kazanıp üstüne direkt rakipleri BŞB Erzurumspor ve Adana Demirspor karşılaşmaları da kazanılırsa, son hafta Giresunspor'dan her türlü 3 puan alınır. O zamanda direkt ilk 2'den Süper Lig yolu açılır. Peki bunun için yeterli oyuncu kalitesi, teknik ekip becerisi ve camia büyüklüğü var mı? Çok fazlasıyla.