Yer; Şanlıurfa Tülmen Köyü…

“Kalem efendisi” Bekir Coşkun'un doğduğu ve vefatından sonra da toprağa verildiği köy.

Ve bir fotoğraf…

Yazarın çerçeveli fotoğrafının bulunduğu mezar…

Ve ziyaretçisi bir “canlı”..

Pako’nun, Postal’ın arkadaşlarından…

Vefa budur dedirten duygu yüklü fotoğraf bu!..

“Ne zaman evimize gideceğimiz?” der gibi bekliyor sevimli köpek.

Az yazan öz yazan Ustalar Ustası, “Pako’ya Mektuplar”da da bakın ne yazmıştı:

"İşte böyle Pako. Gördüğüm her kuş, tanıdığım her yaratık, peşinden baktığım her tavşan, sırtüstü uzanıp seyrettiğim her şahin beni büyüledi.

Yüreğimde inanılmaz fırtınalar koptu.

Artık âşıktım Pako.

Dağlara, ormanlara, ağaçlara, derelere, taşlara, kayalara, dikenlere âşıktım.

Sevgimin öyküsünü anlatıyorum sana…

Bizler, bizi sevenleri gözlerinden tanırız…

Onların yüreklerindeki sevgi, güzel yüzlerine yansır.

Onların gözlerini gördüğümüz zaman sevinip çılgına dönmemiz ondandır…

Bizler; kimimiz evlerde, kimimiz barınaklarda, kimimiz sokaklarda,

kimimiz karanlık bir kuytuda yaşayabiliyorsak, tümünü, bizleri seven o iyi insanlara borçluyuz…

Onlar iyi insanlar…”

***

Vedalaşmak onun da hakkıydı…

Vefaydı bu, insana yakıştığı kadar hayvanlara da yakışan!

“Dünya Şairi” Nazım Hikmet köpeği “Şeytan” ölünce dayanamamış, bir ay kendisine ceza verip sokağa çıkmamıştı.

Onun için bir şiir de yazmıştı; “Şeytana Mersiye”

Şöyleydi aklımda kaldığı kadar bazı dizeleri;

“Köpeğimin adı Şeytan’dı

(dı)’lık adıyla ilgili değil

Adına bir şey olmadı.

Adına benzemezdi de.

...İnsan gibiydi

Hayvanların çoğu insan gibidir

Hem de iyi insan gibidir.”

İçtenliğiyle, sadakatıyla, nezaketiyle, vefasıyla hayvanların çoğu -gerçekten- insan gibidir!