Yakın tarihimizin önemli dönüm noktasıdır 19 Mayıs 1919. Bu Mayıs’ta anlamınca, önemince, değerince 100'uncu yılını kutlayacağız.

Atatürk yenilikte, düşüncede, devinimde gençleri çok önemsemiş, değer vermiş, bu anlamlı günü de onlarla özdeşleştirmiştir.

O’nun şu sözünü de unutmamız olası değil: “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”

Karşıyaka Belediyesi de bu anlayıştan, olgudan yola çıkarak, 19 Mayıs 1919’un yüzüncü yılını “Atatürk ve Gençlik Yılı” olarak ilan etti.

Karşıyaka Belediyesi Kültür Müdürü Nail Çetin, 19 Mayıs’la ilgili olarak Gençler “Ata”sına Yazıyor mektup yarışması düzenleyeceği haberini, seçici kurula beni de yazdığını ilettiğinde sevindim elbette.

Geleceğimizin güvencesi, umudu olan gençlerimizin toplumsal devinime katılmaları, işlevsellik kazanmaları açısından da böyle bir çalışma içinde bulunmak neden güzel olmasın.

Yarışmaya katılacak 15-19 yaşları arasındaki genç arkadaşlar, başvuru koşullarını ayrıntılı olarak “Karşıyaka Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü”nden öğrenebilirler.

Seçici Kurul Hidayet Karakuş, Hüseyin Yurttaş, Efdal Sevinçli, Bahri Karaduman, Oğuz Tümbaş, Aysun Urcan, Ayşe Altınok Kutluay’dan oluşuyor.

Gençler “Karşıyaka Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Edebiyat Ödülleri Karşıyaka-İzmir” adresine 19 Nisan 2019 güne değin başvurabilecekler.

Seçici kurul, 10 Mayıs 2019 Cuma günü toplanarak seçimini yapacak; karar aynı gün basın, iletişim kurumları yoluyla kamuoyuna duyurulacak.

O zaman haydi gençler yazı başına; alın kalemi kâğıdı elinize, 19 Mayıs’ın özüne, ruhuna, Mustafa Kemal duyarlığına, devrimlerine, Cumhuriyet değerlerine, aydınlanma savaşımına yönelik düşüncenizi, görüşünüzü, bakışınızı yazın, anlatın, çoğaltın…

Şair Hüseyin Atabaş’ı da...

Metin Altıok yıllar önce söylemiş: “Kim ne derse desin, hakkı yenmiş bir şairdir Hüseyin Atabaş. Ama inceliğin kaderi buysa bir ülkede; bunu da taşımak zorundadır, derim.”

Aydınlanmaya, demokrasiye, insanlığa, gelecek güzel günlere, umuda, barışa inanan, bir şiir emekçisi, şair Hüseyin Atabaş’ı da yitirdik 27 Şubat günü. Acılandık, bir daha eksildik!

Şimdi onu şiirleri, yazıları, kitapları, anılarıyla anacağız, yaşayacağız. Bana 1975’te imzaladığı “Gelecek”, 2014’te imzaladığı “Umut, Her Zaman” kitaplarıyla, 1966-69 yılları arasında sorumlu olduğum Çele ve Meltem dergilerindeki dostluğuyla, anılarıyla sonsuzluğuma kaydettim onu.

İzmir’de bir Hidayet Karakuş var…

İzmir’de şiiri, şairi anınca akla ilk gelen adlardan biridir Hidayet Karakuş. Salt şiir değil uğraşı; romanlar, radyo oyunları, çocuk romanları da emek verdiği, ürettiği alanlar. Ürettiklerinin bir çoğu da ödülle taçlandırıldı.

Onun özgeçmişini kitaplarından okurken, şu sözleri atlamak olası değil: “Şiirlerini, romanlarını, yazdığı her konuyu temel alan, toplumsal gerçekçi bir anlayışla yazar. Sanatı sanat yapan öğeleri önceleyerek, derin, ince, yalın bir dil yaratmaya çalışır.”

Ankara’da yayımladığımız Meltem Dergisi’nin Ocak 1969 sayısındaki “Taşa Tutulmuş Bilinç” şiiriyle tanıştım ilkin. Yıllar sonra İzmir’de kesişti yollarımız. Bugüne dek sarsılmadan sürer dostluğumuz. Kitapları da kitaplığımın özge yerinden gülümser bana.

Geçen hafta sevindirici haberi de aldım; İzmir Kitap Fuarı’nın bu yılki Onur Konuğu Hidayet Karakuş. Fuar süresince düzenlenecek açık oturumlarda, söyleşilerde Karakuş’un yaşamı, edebiyatı, yapıtları ele alınacak. TÜYAP tarafından da onun için bir anı kitap hazırlanacak.