Maalesef Suriye, İdlib bölgesinden gelen çok acı haberler ile milletçe sarsıldık. Askerlerimizi hain bir saldırı ile kaybetmiş olmanın verdiği üzüntüyü milletçe derinden hissediyoruz. Kaybettiğimiz canların ardından her kesimden farklı bir ses yükseldi. Ama eminim ki hayat ve siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin aklında birkaç soru hala cevap bekliyor? Neden böyle bir saldırı engellenemedi? Daha önemlisi askerlerimizi tekrarlanabilecek böyle bir hava saldırısına karşı nasıl koruyacağız? Bu soruların yanında başka sorularda oluştu. Tamam, Türkiye’nin hava savunma zafiyeti ordumuzun generallerinin dahi açık açık kabul ettiği bir durum. Askerlerimizi belli ki önce Allah koruyacak. Fakat daha da ilginci ise gelişmiş Rus hava savunma sistemleri donatılmış Suriye tarafının da hava saldırılarında savunma yapamadığını görüyoruz. Milli Savunma Bakanlığı’mız, Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin misli mukabele esası ile Suriye ordusunun da pek çok unsurunu “hava saldırıları” kullanmak ta dahil yok ettiğine dair paylaşımlar yaptı. Sadece lafta da bırakmıyor, hepsine kanıt olarak birer de video çekiyor. Düşmana rahatça karşılık verebiliyor olmamız iyi gelişmeler olsa da Rusya’dan benzer hava savunma sistemini satın almış bir ülkenin vatandaşı olarak benim aklımı kurcalayan bir soru var.

“Söylenen ve bilinen o ki İdlib bölgesi dahil Suriye’nin hava sahası Rusya yapımı SA-17, SA22, S-300 ve S-400 sistemleri de dahil olmak üzere gelişmiş hava savunma sistemleri ile uçan her türlü unsura karşı kapalı ilan edilmiş durumda. Yani uçan her türlü unsur vurulacak ilan edilmiş iken TSK nasıl bu kadar rahat ilan edildiği üzere 200’den fazla hedefi yok edip, yanına da bir de birer video çekebildi?”

Üstelik yok edilen hedefler arasında hava savunma sistemleri de var. Ama Türkiye’de Rus yapımı S-400 sistemini Nisan ayında aktif edecek. Suriye’de bu sistemler başarılı olmadıysa ülkemizi de nasıl koruyacaklar? Ve biz başarısız bir sistem için mi NATO ile tartışmaya girdik?

Fakat detayları araştırınca durumun şu olduğunu öngörebiliyoruz. Her hava savunma sistemi ne için üretildiyse onun için başarılı oluyor. S-300 ve S-400 sistemleri daha çok jet uçağı ve güdümlü füzeler gibi pahalı sistemleri durdurmak için tasarlanan, tek bir füzesinin maliyeti bile birkaç İHA bedeli olan sistemler. Suriye’nin hava savunmasının da çaresiz kalışı, TSK’nın kullandığı sistemlerin teknolojisi ve çeşitliliğinden kaynaklandı. TSK, Bayraktar, Anka insansız hava araçlarından, Togan ismi verilen drone’lara kadar farklı silah kullanabilme yeteneğine sahip. Üstelik elinde menzili 500 km.’ye kadar uzanan radar yok edicisi Harpy, kara hedefleri için ilan edilen maksimum menzili 250 km olan SOM A/B1/B2, Popeye, KGK , SLAM-ER, JSOW füzelerine, obüsler ve ÇNRA ile atılan sonradan yönlendirmeli, menzilleri 40-60 km olan toplara ve roketlere sahip.

Bu kadar katmanlı silah sistemleri ile yapılan saldırılar hava savunma sistemleri için tam bir bela demek oluyor. Hedefi vurmak için gönderdiğiniz füzenin maliyeti dahi hedeften misli ile pahalı iken nispeten de boyut olarak küçük bu hedefleri vurabileceğinizin de tam bir garantisi yok. Misal, Türkiye’nin SİHA ve İHA’ların bir diğer özelliği de çok yüksek irtifalardan seyredebilmeleri. Yani füzelerin menziline girmeden yer hedeflerini belirleyebiliyor, takip ediyor, işaretliyor ve vurucu güçlere bu bilgiyi iletebiliyorlar. Hedefleri yok edecek olan top, füze ve roket sistemleri gelen bu kesin bilgilere göre nokta atışı operasyonlar gerçekleştirebiliyor.

Özetle hava savunma sisteminiz, TSK gibi bir ordu ile çarpışmaya karar verdiyseniz çok katmanlı olarak hazırlanmalı. Çok ilginçtir ki Türkiye’nin S-400 ve S-300’ler ile dolu bir savaş sahasına yaptığı çok başarılı operasyonlar yüzünden, yine Türkiye’nin satın aldığı NATO radar sistemleri ile uyumsuz S-400 sistemlerinin de ne kadar verimli olabileceği de tartışmaya açılmış oluyor.

Çok net görülüyor ki hava savunma sistemlerinin gerçekten etkili olabilmesinin yolu, düşük, orta ve yüksek irtifa sistemlerinin bir arada tam bir sistem olarak çalışabilmesinden geçiyor. Ayrıca hedefi tespit etmekte bir sorununuz olmasa dahi o hedefi vurmak için attığınız füzenin maliyeti düşürdüğünüz hedefin maliyetine göre 50-100 misli ise zaten bu savaşı çoktan kaybetmişsinizdir. Yüzlerce İHA ve Drone ile saldırı altına alınan bir hava sahasında S-400 gibi hava savunma sistemlerinin pek te başarılı olamayacağını göstermiş olması açısından da TSK’nın yeni saldırı doktirini gelecekteki savaşları da derinden etkileyecek diyebiliriz.

Umarım bir gün bu yazıları tarih yazısı olarak yazarız ve tek bir askerimizin kaybedilmediği, silahların barışı korumanın araçları olarak depolarda tutulduğu günler hakim olur. Bu vesile ile şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, üzüntüsünü asla anlayamayacağımız ailelerine ve yakınlarına sabır, yaralı askerlerimize de acil şifalar dilerim.