Bugün 15 Mayıs 2016.
Bugün bir kez daha Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’i anıyoruz.
97 yıl önce bugün atılan ilk kurşun gururlu sonun başlangıcıdır bir anlamda. Konak Meydanı, Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’in o kara günde attığı İlk Kurşun’dan sonra kurtuluş yolunda, ulus olma yolunda son kurşunun da atıldığı meydandır. Milli Mücadele’yi başlatan Kurtuluş’u müjdeleyen… O ilk kurşun Türk ulusunun özgürlük simgelerinden biridir.
Hasan Tahsin sadece gazetecilerin değil, İzmir’in, İzmirlilerin de onurudur...
Hasan Tahsin özgür bir ülke için, özgür bir millet için atmıştır o kurşunu…
Aynı inanca sahip birçok gazetecimiz ise basın özgürlüğüne sıkılan kurşunların hedefi olmuştur. Basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne, toplumun bilgi edinme, haber alma özgürlüğüne inancın bedelini nice yürekli gazeteci yaşamlarıyla ödemiştir.
Gazetecilere atılan kurşun özgür düşünceyi engelleyemez özgürlük ateşini söndüremez. O ateş için verilen mücadelede de cesur gazeteciler bir adım bile geri atmaz.
Bugün Türkiye'de Hasan Tahsin ruhuna büyük ihtiyaç duyduğumuz günler yaşanıyor.
Gazetecilik giderek daha çok cesaret gerektiriyor.
Bugün Türkiye'de gazeteciler, aydınlar cezaevine atılarak susturulmaya, sindirilmeye ve ağır ağır öldürülmeye çalışılıyor ya da hedef gösteriliyor.
Ne hazindir ki Türkiye, tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı bakımından dünya birinciliğini sürdürüyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de bu konuda hakkında en çok dosya bulunan ikinci ülke… Uluslararası bağımsız, tarafsız kuruluşların da yayınladıkları raporlar durumun vahametini ortaya koyarken ne yazık ki sorunların çözümüne katkı sağlayamıyor... Türkiye 'Dünyanın En Büyük Gazeteci Hapisanesi' olarak tanımlanıyor.
Böyle bir tablo karşısında tüm gazetecilik meslek örgütlerine önemli görevler düştüğünün bilinci içindeyiz. Çalışmalarımızı Cumhuriyetimizin bütün ilkelerinin, anayasanın, demokrasinin, halkın haber alma özgürlüğünün güvencesi olduğumuz bilinciyle, inançla, dayanışmayla sürdürüyoruz.
Öyle bir ülke istiyoruz ki düşünmek, konuşmak, gerçekleri paylaşmak ve yazmak ceza konusu olmasın.
Bu ağır, zorlu mesleki koşullar içinde umutlarımızı yitirmeden, mesleğimizin olmazsa olmazlarından ödün vermeden, ulusça birlik ve beraberlik inancıyla mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.
Ülkemiz tarihinin işgalle en karanlık ve kurtuluşla en aydınlık günlerinin yaşandığı, ilk ve son kurşunların atıldığı bu kentte Şehit Gazeteci Hasan Tahsin ve meslektaşlarını onurla, minnetle anarken, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, vatanımız için şehit olanların anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak, Demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti tutkunu bu güzel kentimizin aydın insanlarını sevgiyle selamlıyoruz.