1974...19 Temmuz'u 20 Temmuz'a bağlayan gece yarısı...Yer Ankara Başbakanlık binası. Başbakan Bülent Ecevit'in konuğu Amerikan Dışışleri Bakanı Henry Kıssınger'in Yardımcısı ve ünlü Johnson mektubunun mimarı Joseph Sisco.Aralarında şöyle bir konuşma geçiyor;
-Sayın Başbakan Amerika sizin daha itidalli davranmanızı bekliyor.
-Sayın Sisco, bugüne kadar hep sizin önerilerinizi dikkate aldık.Sizin de gördüğünüz gibi hiçbir olumlu sonuca ulaşamadık.Artık sizin önerilerinizi dinlemeyeceğimizi bildirmek durumundayım.
- Peki kararlı mısınız?
- Evet !
-Ne zaman?
Ecevit saatine bakar ;
- Şu saatlerde başlamış olmalı. Sisco'nun beti-benzi atar. Kısa bir sessizlik olur. Amerikalı diplomat ne diyeceğini bilemez. Mırıltı halinde konuşur;
-O zaman ben gideyim. Siz havaalanlarını da kapatırsınız.
-İyi olur. Daha iyi günlerde sizleri bekleriz.''
Joseph Sisco apar-topar ülkeyi terk eder. Kısa bir süre sonra havalanları kapatılmıştır. Ecevit'in saatine bakıp 'su saatlerde başlamış olmalı'' dediği Attila kod adlı Kıbrıs Barış harekatıdır. Bu saatlerde 5 muhrip, 4 denizaltı, 5 hücumbot, 31 çıkarma gemisi ve 2 bin civarında Mehmetçik Kıbrıs kıyılarına birkaç mil uzaklıktadır. O saatlere kadar hiç kimse Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahale edeceğine ihtimal vermemektedir. Kıbrıs rum radyolarında sık-sık çalınan 'Bekledim de gelmedin' şarkısına karşılık, Türk radyolarında 'Bir gece ansızın gelebilirim' şarkısından başka harekata ilişkin herhangi bir belirti yoktu. Karaoğlan lakaplı Ecevit ne 'Lefkoşe Selimiye Camisi' nde cuma namazı kılacağız'' demişti, ne de 'Girne Kordon boyunda gezineceğiz. 'Sessiz sedasız, işin gösteri faslını dikkate almadan ulusun çıkarlarının nasıl korunacağını bütün dünyaya göstermişti. Dönemin tek televizyonu olan TRT'ye bile haber verilmemişti. Yalnızca 19 Temmuz'da ''Hükümetin gece boyunca çalışacağı'' bilgisi kuruma ulaştırılmıştı. Çiçeği burnunda bir dış yayınlar muhabiriydim. TRT Dinleme Servisi'nin BBC ve Amerika'nın Sesi Radyolarından aldığımız haberler sonucu birşeyler olacağını hissetmiştik. Sabahın ilk ışıklarında Nagra teybimizi kaptığımız gibi Başbakanlığa koştuk. Ecevitin tarihi açıklamasına tanık olduk; ''Biz aslında savaş için değil,barış için ve yalnız Türklere değil, rumlara da barış getirmek için Ada'ya gidiyoruz.'' Genç kuşak ,1960'larda başlayan, 63-64 yıllarında Kıbrıs türklerinin soykırımına girişilen, 1974 15 Temmuz'unda çeteci albay Nikos Sampson'un mevcut yönetimi devirerek Ada'yı Yunanistan'a bağlama hayali Enosis amacıyla giriştiği kanlı darbeyle sonuçlanan Kıbrıs sorununu pek bilmiyor. Konuyu araştırarak Karaoğlan Ecevit'in konuya nasıl bir neşter vurduğunu öğenmeleri gerekiyor. Üç ay evvel Erdoğan yaptığı bir açıklamada Türk silahlı kuvvetleri, emniyet güçleri ve istihbaratımızın hazırlıklarını tamamlar tamamlamaz Suriye'ye operasyonların başlayacağını ilan etmişti. Amerikan Savunma Bakan Yardımcısı Dana Stroul'un cevabını merak ediyor musunuz? ''Türkiye'nin , Suriye'nin kuzeyine herhangi bir operasyon yapmasına çok sert şekile karşı çıkıyoruz.'' Hey gidi günler... Ecevit'in odasından apar-topar kaçan Sisco'dan, Türkiye'ye adeta ültimatom veren Dana'ya...