“Bilin: Halkın ekmeğidir adalet” diyor, Bertolt Brecht.

Biz bu ülkede o kadar uzun zamandır açız ki adalete, hayatın her alanında var olabilmek için bir lokma ekmek için avaz avaz bağırıyoruz.

Mesela daha dün Sakarya'nın Hendek ilçesinde, 7 işçinin hayatını kaybettiği 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin davanın yedinci duruşması vardı. Dava için adliye kapısında olan, patlamada kardeşini kaybetmiş genç bir kadın Merve Nur öfkeyle, ‘Adaletten umudumuzu kesmek üzereyiz’ diye bağırıyordu.

Neden mi?

Çünkü işçi aileleriyle hiç bağlantıya geçmeyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan patlamanın hemen ardından fabrikanın sahibi Yaşar Coşkun'la görüştüğünü duyurmuştu.

Patronlardan Yaşar Coşkun’un Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Sakarya Şube Başkanı ve MÜSİAD’ın fabrikadaki patlamadan sonra Sakarya’da patronlara 'moral yemeği' düzenlemiş, moralleri yerine gelen patronların gülüp eğlenirken çekilmiş fotoğrafları sosyal medyada paylaşılmıştı.

Patronlardan sanık Ali Rıza Ergenç Coşkun yaşı nedeniyle tutuklanmamış, adli kontrol kaydıyla serbest bırakılmıştı. Şimdi Ali Rıza Ergenç Coşkun’un işçi ailelerini arayarak, para teklif ettiği, tehdit ve baskı ile davadan vazgeçirmeye çalıştığı ortaya çıktı.

Dün görülen patlamaya ilişkin davada patron sanık Coşkun mahkeme başkanına hitaben, “Siz daha gençsiniz daha iyi yerlere gelirsiniz” diyerek beraatini talep etti. ‘Bu bir iş cinayetidir’ diyen avukatlara tehditler savurdu.

Soma ve Ermenek davaları adaletin ne yana ağır bastığını bize göstermişti. Gelinen noktada Hendek Davası’nda adalet terazinin ne yana ağır basacağı az çok belli. Adalet terazisi çoktan şaşmış.

Peki ne yapacağız? Bakın Merve Nur, adliye önünde sadece ‘Adaletten umudumuzu kesmek üzereyiz’ diye bağırmadı. Kendi gibi işçilere seslenerek, “Yarın bir gün yakınlarınız adliye koridorlarında sizin için adalet aramasın diye bugün siz kendi adaletinizi arayın. Asla güvensiz çalışma koşullarına, emek sömürüsüne sessiz kalmayın. Çünkü biz bu cinayet düzenini ancak bu şekilde dik durarak değiştirebiliriz” dedi.

***

Yaklaşık yarım asır önce Bertolt Brecht Merve Nur ile aynı şeyi söylemişti:

“…Madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,


onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?

Öteki ekmeği kim pişiren?

Adaletin ekmeğini de 
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi.”