“Yazmak, yaşamak demek değildir; yaşamanın dışına çıkmaktır.” Blaise Cendrars

Geçtiğimiz günlerde açılan Kitap Fuarı'na gidemedim. Baktım telefonuma Recai Şeyhoğlu bir mesaj göndermiş: “Sevgili dostum emanetin Konak’ta terzi Eşref’te...” Anladım yeni kitabıyla ilgili mesajdı. Hemen koştum aldım emanetimi, “Halamın Villası” adlı yapıtını.

Gelelim can dostum Şehoğlu’na. Onun için anımsayın “yazmaya doymayan adam” demiştim. Haksız mıyım?

O, anlatı demiş kitabının türü için. Ama ben öykü tadında okudum. Elime alır almaz kitabın sonu geliverdi.

Günlük yaşamda ne varsa bu kitapta da onlar var. Sevgi, öfke, ihanet, aşk, yenilgi, nankörlük, riya vs. Kısaca dokunan öyküler. Kâh düşündüren kâh ağlatan öyküler. Bildik kahramanlar, alışık olduğumuz ikiyüzlülükler, aile içi huzursuzluklar, yardımlaşma, dayanışma, düşler, gerçekler. Arada bir acıtan, bazen de ağlatan.

Ağlatan deyince aklıma geldi, yıllar önce Şeyhoğlu dostum bana demişti ki, ''Salikis'in Kızı adında bir öyküm vardı. Öyküyü yazarken de ağlamıştım. Bitirip okuyunca da...''

Doğrusunu söylemek gerekirse  ''Hanımım'' öyküsünü okuyunca benim de doluksadı gözlerim. Gerçekten yaşlı hanım efendiye bakan o kadının yaşadıkları öyle ilginç ki.

''Halamın Villası''nı okuyunca ise Ayvalık taraflarında üç dört günlük bir kamp yapar gibi oldum. Öyküde adı geçen objeler, gaz lambaları- lüksler bana geride kalan yıllarımı anımsattı.

Hem dünü yaşadım, hem de günümüzü. İnsanın türlü türlü hallerine tanık oldum okuyunca. Lüks içinde yaşayanlar, elektrik faturası çok gelecek diye klimayı çalıştırmayanlar, eşine canımlı, gülümlü konuşup da bacısına halayık gibi davranan abiler, itilmiş kakılmış anneler babalar, evlerin neşe kaynağı çocuklar. 

Şeyhoğlu'nun kitaplara, antika eşyalara, müzeciliğe olan ilgisini biliyorum. Öyle büyük bir ilgi ki bu, öykülerine de yansımış. Hani ''Hayatım roman'' derler ya. Doğru. Herkesin anlatacağı bir hikâyesi var kuşkusuz.

Yaşamı dolu dolu geçen Şeyhoğlu'nda kim bilir daha ne hikâyeler vardır. Eminim daha çok okuyacağız onun insana dokunan anlatı dosyalarını.

Emekli vali yardımcısı Fahir Işıksız, “Bu tür yazılara sakın ara verme Recai. Yaz, biz de zevkle okuyalım” diyordu.

Bende şimdi, yeni kitap ne zaman çıkıyor dostum diye soruyorum?

Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.