HAK İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve Hizmet-İŞ Sendikası’nın Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı, Antalya’nın Manavgat ilçesinde başladı. Program, saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle açıldı.
Toplantıda konuşan Mahmut Arslan, hem sendikal hareketin mevcut durumu hem de yaklaşan asgari ücret görüşmeleri hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Arslan, Türkiye’de milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücret belirleme sürecinin, adil bir yapıya kavuşturulması gerektiğini vurguladı.
“Asgari ücret belirleme sistemi çağ dışı kaldı”
Konuşmasında, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısına sert sözlerle yüklenen Arslan, bu komisyonun Türkiye’nin çalışma gerçeklerini yansıtmadığını söyledi.
“Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 1970’li yıllardan kalma bir düzenlemeyle hâlâ yürütülüyor. Ne demokratik, ne temsilde adaletli, ne de günümüz koşullarına uygun. TÜİK verilerinin tek belirleyici olduğu bir sistemden adil bir sonuç bekleyemeyiz,” diyen Arslan, asgari ücretin yalnızca bir rakam değil, milyonlarca ailenin yaşam standardı olduğunu vurguladı.
Arslan, “Bu komisyonun yapısından sağlıklı bir ücret çıkmaz. Bir an önce bu yapı, konfederasyonların önerileri doğrultusunda yeniden oluşturulmalı. Yasada ve yönetmelikte değişiklik kaçınılmaz hale geldi,” ifadelerini kullandı.
“Sendikal hareket hem Türkiye’de hem dünyada zayıflıyor”
Toplantıda sendikal örgütlenme sorunlarına da değinen Arslan, son yıllarda sendikal gücün giderek azaldığını belirtti. “Ne yazık ki hem dünyada hem ülkemizde sendikal hareket güç kaybediyor. Türkiye’de çalışanların sadece yüzde 15’i sendikalı. Bu oran, toplumsal temsil açısından büyük bir krizdir,” dedi.
Arslan, hükümetin son dönemde sendikal örgütlülüğün önündeki engelleri kaldırma yönünde başlattığı çalışmayı olumlu karşıladıklarını söyledi. “Uzun bir aradan sonra ilk kez Üçlü Danışma Kurulu’nda bu konu gündeme geldi. Bu bizim için çok kıymetli,” ifadelerini kullandı.
“Gerçek iş güvencesi olmadan sendika olmaz”
HAK-İŞ Genel Başkanı, Türkiye’de sendikal örgütlenmenin en büyük engelinin iş güvencesi eksikliği olduğunu vurguladı. “İşten çıkarma tehdidiyle karşı karşıya kalan bir işçi sendikaya üye olamaz. Gerçek anlamda iş güvencesi sağlanmadıkça örgütlenme oranlarını artırmamız mümkün değil,” dedi.
Arslan, mevcut yasal düzenlemelerin işçiyi korumakta yetersiz kaldığını belirterek, “İşe iade davalarının sonuçları uygulanmıyor, dolambaçlı süreçler işçinin önünü kesiyor. Bu durum sendikal hareketin önünü tıkıyor,” ifadelerine yer verdi.
“8 milyon çalışanı ilgilendiren en büyük toplu sözleşme”
Yeni yılda yapılacak asgari ücret görüşmelerine dikkat çeken Arslan, bu sürecin yalnızca bir ücret belirlemesi değil, aynı zamanda Türkiye’deki çalışma barışının temel unsuru olduğunu söyledi.
“Asgari ücret, 8 milyondan fazla çalışanı doğrudan ilgilendiriyor. Bu, Türkiye’nin en büyük toplu sözleşmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla bu kadar kritik bir sürecin dar bir komisyon yapısıyla yürütülmesi kabul edilemez,” dedi.
“Yeni komisyon yeni dönemin başlangıcı olmalı”
Arslan, HAK-İŞ olarak üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirdiklerini belirterek, komisyonun yeniden yapılanması için Parlamento’ya çağrı yaptı. “Bu düzenlemeyi hızla gerçekleştirmek gerekiyor. Yeni bir komisyon yapısı, yeni dönemin başlangıcı olacaktır,” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının sonunda sendikal dayanışmanın önemine değinen Arslan, “HAK-İŞ olarak hem çalışanlarımızın hem de ülkemizin geleceği için güçlü, adil ve katılımcı bir çalışma düzeni istiyoruz,” dedi.