“Büyük millet büyük güç, hedef 2023” yazıyordu.
Kongreye davet edilen yabancı devlet adamları birer birer kürsüye çıkıyor, Türkiye'ye ve iktidar partisine; dolayısıyla da onun genel başkanına övgüler diziyorlardı.
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ismi okunup kürsüye doğru yürürken, salondan “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atılıyordu.
O gazla gelmişti Türkiye'ye.
***
İktidara ve onun başındakilere övgüler yağdırdıktan sonra, “AKP’nin Türkiye’yi adım adım daha ileriye, aydınlık geleceğe götürdüğünü” söyledi.
Durmadı elbette.
Daha da ileri götürdü sözlerini.
Kürt sorununun çözüm beklediğini belirtti ve “Bir devletin gücü ne kadar silahı olduğuyla ölçülmez halkına hizmetle ölçülür. Barışın tek yol olduğunu düşünüyoruz” dedi.
O da yetmedi.
“Kendi özgürlükleri için mücadele eden güçleri tüm kalbimizle destekliyoruz” dedi.
Salon alkıştan, ıslıktan inliyordu.
Tarihin yaprakları 30 Eylül 2012'yi gösteriyordu...
***
Aradan 5 yıl geçti.
Derelerin altından ne sular aktı.
Türkiye'nin yardımı/desteği ile Barzani bölgesinin tek ve en güçlü lideri olma özelliğini korudu.
Türkiye, merkezi hükumetin bütün itirazlarına rağmen Kuzey Irak ile ekonomik ilişkilerini geliştirmeyi sürdürdü.
Petrol anlaşmaları yaptı.
Hala da yapıyor...
***
Gün geldi, ekonomik yönden istediği kazanımları elde eden Mesud Barzani, “Kardeşim ben halkıma soracağım, bağımsız devlet istiyorlar mı?” dedi.
İlk köpüren/karşı çıkan Türkiye oldu.
Yarım ağız ABD, Türkiye ile aynı çizgiye gelen İran, eh biraz da Moskova...
Herkes, “Bir şey olmaz. Böyle konuşur konuşur, sonunda vazgeçer Barzani” dedi.
Hiç de öyle olmadı...
***
Siz bu satırları okurken, Kuzey Irak'ta referandum aşağı yukarı tamamlanmış olacak.
Mesud Barzani, 1990'lı yıllarda Saddam'a karşı Türkiye'den yardım isteyen, kendisine Türkiye Cumhuriyeti pasaportu verilen aşiret liderliğinden, öyle görünüyor ki yakında “devlet başkanı” sıfatına yükselecek.
Ve unutmamamız gereken en önemli şey; Mesud Barzani'nin amcası Abdüsselam Barzani'nin Aralık 1914'te Osmanlı tarafından idam edilmesidir.
Yüzyıllardır içten içe süren sürecin vardığı noktadır yani referandum.
Aynı zamanda yeni Ortadoğu'nun da başlangıcıdır.
***
Şimdi başa dönelim...
Hedefini 2023 olarak belirlemiş, büyük Türkiye hayali kuran iktidarın içine düştüğü çıkmazdan kim sorumludur?
Mesud Barzani'yi iktidar partisinin kongresinde kürsüye çıkaran, yetmezmiş gibi “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganı atılmasına “izin veren” iktidarın hiç mi suçu yoktur?
Onca uyarıya rağmen büyümesine/güçlenmesine olanak sağlayan, yardım eden iktidarın şimdi şikayet etme hakkı var mıdır?
Yaşadığımız sıkıntılar, biraz da “ileriyi görememekten” kaynaklanmıyor mu?
Haydi, şimdi oturup düşünelim bakalım.
Bu saatten sonra “sözümüz” geçer mi?