Yazan/ Özge GÜNERKEN

Yeni yıla umutla girelim, demiştim ya? Barınakta ölümün eşiğine kadar gelip de ona uzanan merhametli eller sayesinde yeniden yaşama dönen bir canın hikâyesinden daha umut verici, ne olabilir ki? 

Yılın ilk mucize haberi Seferihisar’dan geldi. SEHAYDER Başkanı Fevziye Özkan’ın gönderdiği fotoğraflara bakarken gözlerimin yaşarmasına engel olamadım. Sevginin, ilginin, iyi bakmanın neleri değiştirebileceğine bir kez daha tanık oldum.

Yadigâr, bir Kangal kırması. Ama Kangal denilince aklınıza öyle dev gibi bir can gelmesin. Zarif, naif bir dişi köpek o. 

Maalesef yolu barınağa düşen binlerce sahipsiz köpekten sadece bir tanesi… Güçlü ve baskın köpeklerin arasında kendini savunamadığı için hastalanan ve ölmek üzereyken bulunan Yadigar’ın 3 aylık serüvenini Fevziye Özkan şöyle anlattı:

Üç ayda toparladı

“Biz SEHAYDER dernek üyeleri ve gönüllüleri olarak çok uzun yıllardır, haftanın iki günü Seferihisar Bakımevi’nde sahada çalışıyoruz. Her gittiğimizde iyi şeyler olduğu gibi çok ıstıraplı görüntülere de tanık oluyoruz. Yadigâr adını verdiğimiz can dostumuz da bunlardan sadece bir tanesi.

3 ay önce her zaman yaptığımız gibi takviye besleme faaliyetlerini bitirdikten sonra yeni terk edilmişler var mı, yuvalandırabileceklerimiz var mı, hasta olan var mı diye bakmak için köpeklerin kaldığı bölmelere gittik. Ve yerden kalmakta zorlanan çok zayıflamış ve büyük ırkların üzerine basarak geçtiği bir köpeğe denk geldik. 

Barınakta kısırlaştırılmıştı ancak iyi beslenememiş ve diğer köpeklerle başa çıkamamıştı. Barınak şartlarında zaten bir hafta 10 gün iyi beslenemeyen canların bağışıklık sistemleri çöküyor maalesef. 

Hemen onu bir el arabasına koyarak bakımevinin kliniğine, veteriner hekimlere gösterdik. Orada ilk müdahalesi yapıldı, serumu bağlandı. Gıdasız ve susuz kaldığı için bu hale gelmiş. Sonrasında hasta bölümüne alındı fakat o bölüm çok kalabalık olduğu için, burada birkaç köpekle bir arada kalmak zorundaydı. Biz de Yadigar’ın bu şartlarda tedavi olmayacağını anlayarak, onu özel kliniğe kaldırdık. Burada tüm testleri yapıldı. Herhangi bir ciddi hastalığı olmadığı belirlendi ki, bu bizi çok sevindirdi.

Kalabalık ortamda baskın köpeklerin arasında iyi beslenemediği kesin olarak anlaşıldı.

Sonra biz onu işbirliği içinde olduğumuz Dost Yuva adlı bir köpek oteline yerleştirdik. Orada kendine ait bir odası, mama ve su tası oldu. Düzenli özel veteriner hekim kontrolü başladı. 

Ben onu ilk bulduğumuzda ‘eğer bu çocuk ayağa kalkarsa bizim barınağımızın Yadigâr’ı olsun’ diyerek koymuştum adını. Öyle de oldu. Yadigâr’ın da gayreti ve iyi bir bakımla, bu canımız 3 ayda inanılmaz derecede iyileşti. Çok neşeli, çok sosyal, çok oyuncu bir kız çıktı ortaya.”

Canlar gözden kaçmasın

Bu arada Yadigâr’ın hikayesi, önemli bir soruna da dikkat çekmesi bakımından önemli. Fevziye Özkan, “Barınağımızda 250-300 civarında köpek var ama eleman azlığından dolayı bazen hasta canlar gözden kaçabiliyor. Biz burada hayvanların ne durumda olduklarının tespitinin bakıcı elemanlara bırakılmaması taraftarıyız. Veteriner hekimlerin, tıpkı bir hastanede olduğu gibi her sabah vizite yapması, hasta veya yaralı olanları hemen kliniğe kaldırması gerekiyor. Veteriner hekimlerden beklentimiz bu yönde” diyor. 

Ben de ona sonuna kadar katılıyorum. Birazcık dikkatle Yadigâr belki çok daha erken fark edilebilirdi, ya da tam tersine SEHAYDER’in de gözünden kaçabilir ve canından olabilirdi. 

Haydi ona yuva bulalım

Yadigar yaklaşık 2-2.5 yaşında, dişi, kısırlaştırılmış, çok iyi koruma köpeği olabilecek bir can. Şimdi SEHAYDER gönüllülerinin tek arzusu onu çok sevecek bir aileye, sıcak bir yuvaya kavuşturmak.  

İnsanlarla, çocuklarla, köpeklere, kedilerle arası çok iyi. Çok sağlıklı bir can.

Özkan, “Bahçeli bir evde çok mutlu olabileceğine ve ailesini de mutlu edeceğine inanıyoruz. Sahiplenmeyi düşünenler 0532 431 97 80 veya 0505 816 37 71 numaralı telefonlardan bizimle iletişime geçebilirler” dedi.

Haydi, hep birlikte Yadigâr’ın yeni yuvasını bulalım.