Haber/ Saadet ERCİYAS

Fotoğraflar/ Hüseyin ERCİYAS

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan tarihi çarşıda uzun süre evsizlerin, kimsesizlerin barınağı olan yapı restore edilmek üzere kapılarını kapattı.

Anafartalar Caddesi'ndeki Yeni Şükran Oteli kimsesiz ve yalnız konuklarıyla, günümüz otellerinden farklı dekorasyonuyla kitaplara, belgesellere, minyatürlere konu olmuştu. İşletmesi birçok kez el değiştiren otelin son işletmecisi İlyas Çamtaş'tı. İzmirliler'in hafızasında yer eden 'Şükran Lokantası'yla birlikte anılan otelin avlusundaki dükkanlar da boşaltılmıştı.

Üçüncü sınıf oteli 39 yıl boyunca işleten Çamtaş, boşalttığı otelin anahtarlarını yapının sahibi Nazmi Filibeli'ye teslim etti. Otelde kalan yaşlı ve kimsesiz konuklar, belediyenin, muhtarın ve işletmecinin çabalarıyla yeni mekanlarına yerleştirildi. İş insanı Filibeli, tescilli yapının Anıtlar Kurulu'nca onaylanan proje doğrultusunda esaslı bir onarıma gireceğini söyledi.

Tarihi yapı avm olmayacak

Yıllar içinde yıpranan yapının ciddi bir onarıma ihtiyacı bulunduğunu belirten Nazmi Filibeli, "Binanın içi yıkılıyor. Kirişler, kolonlar bel vermiş durumda" dedi. “Tarih mi, işlev mi önemli?” diye soran Filibeli, "Yıkılıp üç dört katlı bir alışveriş merkezi olmayacak. Herkesin hayranlık duyduğu bir proje olacak" diye konuştu.

Tarihi dokuya uygun olarak gerçekleştirilecek onarımın 12 ile 14 ay arasında tamamlanacağını belirten Nazmi Filibeli, 110 yıllık tarihi yapının kent için önemli olduğunu ve tarihi dokuyu korurken sadece bireylerin değil belediye, valilik ve esnafla birlikte hareket etmek gerektiğini söyledi. Bu 110 yıllık yapının tarihinde Şükran Lokantası'nın sadece 18-20 yıllık bir süre faaliyet gösterdiğini anlatan Filibeli, "Bina tarihinin bütününe de bakmak gerekiyor" diye ekledi.

39 Yıldır ilyas çamtaş işletiyordu

İzmir Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri'ne kayıtlı, üçüncü sınıf otel sınıfındaki Yeni Şükran Oteli'ni 39 yıldır işleten İlyas Çamtaş, otelin kapanmasından büyük üzüntü duyduğunu belirtti. Otelde kalanların 'garibanların babası' diye seslendiği Çamtaş, ihtilaflı oldukları yapının sahibiyle sonunda anlaştıklarını, oteli boşaltıp anahtarları teslim ettiğini söyledi.

İlyas Çamtaş, oteli işlettiği yıllar içinde Ankara'dan Gençlerbirliği'ni, Beşiktaşlıları ağırladıklarını, tiyatro sanatçısı merhum Nejat Uygur'un kalabalık gruplarla uzun yıllar otellerinde kaldığını anlattı. Çamtaş, İzmirli yazarların, iş adamlarının oteli devraldığı dönemde popüler bir mekan olan Şükran Lokantası'nda sık sık bir araya geldiğini paylaştı.

Kültürel mirasa sahip çıkmak

Gidip kalmasa da, avlusunda bir çay içmese de pek çok İzmirli Yeni Şükran Oteli'nin kapatılıyor olmasına üzüldü, sosyal medyadan tepki verdi. "Yıkılıp yeniden yapılacakmış" sözleri sosyal medyada paylaşılınca eski albümler açıldı, anılar, babası Şükran Lokantası'nda çalışanlar, arkadaşlarıyla ünlü lokantada yemek yiyenler, oteli ziyaret edenler tepki sözleriyle paylaştılar fotoğrafları.

Son ziyaretimiz

Yeni Şükran Oteli'ni pandemi nedeniyle yaşadığımız bir hafta sonu kısıtlaması sırasında ziyaret ettik. Önünden ne zaman geçsek avlusundaki ayakkabı ve giysi satıcılarının bağrışmalarını duyduğumuz, sergiliklerden taşan malzemelerle, sarkan kablolarla girişini görmekte zorlandığımız otelin sessizliği Kemeraltı'nın ıssızlığına karışmıştı. Kim bilir ne zamandan beri tertemiz suların akmadığı mermer çeşmesinin kurnasında çöpler birikmişti.

Yeni takılmış demir kapıdan avluya girerken hemen sağ yanda bulunan mermer çeşme boşaltılan sergiliklerin ardından daha görünür olmuştu. Çeşmenin kitabesinde "Allahım ne güzel dilemiş ve güç kuvvet ancak Allahın'dır. Allah onlara tertemiz içecekler sunacak" yazılı olduğunu Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Kayın'ın İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları'ndan çıkan "İzmir Oteller Tarihi" kitabında okumuştum.

Avluya girdiğimizde gördüğümüz, sırları dökülmüş bir aynaydı sanki. Boşaltılan yapıdan atılan malzemeler, plastik çiçekler, kapkara olmuş tavanlarıyla boşaltılan dükkanlardan geriye kalan kırık dökük mankenler, kırık aynalar, havuzun ortasındaki heykelcik göze çarpıyordu. Başımızı kaldırdığımızda gözümüze ilişen boyası dökülmüş, çürümüş tahta pencerelerden uçuşan rengi solmuş perdeler, otelin hemen girişindeki renkli zarif tavan süslemelerini saran kararmış karışık kablolar 110 yıllık tarihi mekanın içler acısı halini ortaya koyuyordu.

Otel'in son kimsesizleri

Hafta sonu uğrayıp otelin son halini görmek istedik. Avluda son bir kaç parça eşyalarını alıp ayrılmaya hazırlanan İhsan Adnan Ercan (62), Kurtuluş Okan (64), Abdullah Dumanlı (58) ve Hurşit Acar (32) ile karşılaştık. Avlunun girişinde bir masa etrafında oturmuş birlikteliklerinin son demlerini yaşıyor, sohbet ediyorlar. Her birisinin kendilerince 'anlatılsa roman olacak' hikayesi var. Onlar birkaç gün önce takılan demir kapısını kapatıp yeni bir döneme 'merhaba' demeye hazırlanan Yeni Şükran Oteli'nin son evsizleri, son kimsesizleri.

2018 yılının Eylül ayında şimdi harap halde bulunan o avluda yazar Avukat İlker Ünsever ile oturmuş, kaleme aldığı "Meserret İle Şükran" adlı şiir-manzum hikaye kitabıyla ilgili söyleşmiştik. Çaylarımızı yudumlarken başımızın üstündeki mor salkımların güzelliğinden etkilenmiş, iyi dileklerimizi sıralamıştık. "Keşke bu mekan derlenip toplansa, ortalık temizlense, burası kente kazandırılsa" demiştik.

Kentin merkezindeki bu otelin kaliteli bir konaklama işlevi kazanmasını, bir şehir lokantasıyla yine cazibe merkezi olmasını dilemiştik, İzmir'in buna ihtiyacı olduğunu dile getirmiştik. Söyleşinin ardından oteli gezmiş, insanların yalnızlığına hüzünlenmiş, otelin büyüklüğüne şaşırmış, kentin böylesi bir mirasa neden sahip çıkmadığına, otel sahipleriyle neden bir ortak proje geliştirilmediğine dair konuşmuştuk.

Cumartesi günü harabe halindeki mekanın avlusuna bakarken, üç yıl önce başımızı döndüren mor salkımların parlayan yeşil dalları dikkatimi çekti. Sökülmek istenen ama inatla direnen dallardan birinden bir parça kopardım, belki kök salar diye. Elimde yeşil dallarla kapıdan çıkarken, bir dahaki gelişimde mekanın 110 yıllık tarihine yaraşır şekilde onarılmasını ve kente yaraşır bir mekana dönüşmesini diledim.