Haber/ Özge GÜNERKEN

Türkiye’de yasaklı köpek cinsleri ile ilgili yasa nedeniyle birçok can temel yaşam haklarından mahrum bırakılıyor. Bunun son örneği İzmir’de yaşandı. Yasaklı köpek statüsünde bulunan Dogo Argentina cinsi bir köpek İzmir’de kapatıldığı merkez bir ilçe belediyesinin bakımevinde ölüme terk edildi.

Leishmania hastalığı nedeniyle sağlık durumu günden güne bozulan ve 1.5 ay boyunca düzgün şekilde tedavi edilmeyen köpeği fark eden Hayvan Hakları Federasyonu - HAYTAP, onu bakımevinden çıkarıp özel klinikte tedavi ettirmek istedi. Ancak bu talepleri köpek yasaklı olduğu için reddedildi.

HAYTAP İzmir ekibi bu kez durumu ilçe kaymakamlığına taşıdı. Görüşmelerin olumlu sonuç vermesiyle birlikte durumu kritik olan köpek sonunda bakımevinden çıkartıldı. Özel İzmir Veteriner Hastanesi’nde Veteriner Hekim Aykut Çokoğullu köpeğin tedavisine başladı.

Hayvanseverler hem yasaklı köpeklerle ilgili yasaya hem yasaklı diye bir canın tedavi edilmemesine hem de İzmir’deki büyük belediyelerin özel klinikler kadar tanı ve tedavi koşullarına sahip olmamasına tepki gösterdi.

Var olmak haktır

HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder yaşanan bu olay nedeniyle büyük üzüntü yaşadıklarını dile getirerek, “Köpeğimizin adını Haytap koyduk. Dua ve yardımlarınızı bekliyoruz. Var olmak haktır. Yasaklı da ne demek?” sözleriyle tepkisini ortaya koydu. Önder, konuyla ilgili şunları paylaştı:

“Bir köpeğin yasaklı olması, onun tedavi edilmemesi anlamına gelmez. Belediye bunu yapamıyorsa, özel kliniğe çıkarılmasına izin verilmemesi mümkün olamaz.

Bu can da İzmir’deki bir belediyenin bakımevinde ölüme yatmış. Ve tam 1.5 aydır da oradaymış. Haberi alır almaz söz konusu belediyenin veteriner müdürlüğü ile iletişime geçtik ve 16.07.2020 tarihinde Veteriner müdürlüğünden köpeği özel klinikte tedaviye çıkarmak için izin istedik. İl Tarım Müdürlüğü’nden yazılı izin ile ancak çıkarabileceğimiz belirtildi. Bakımevinde bulunduğu süre zarfında tedavisi yapılmayan bu can ısrarla tarafımıza verilmediği gibi bir gün sonra da başka bir bakımevine gönderildiğini üzülerek öğrendik.

Yasaklı ırk olması onun suçu olmadığı gibi tedavisinin yapılmaması da ne vicdana ne de hukuka sığar. Yaşam hakkı tüm canlılar için vardır. Söz konusu canın da tam donanımlı bir klinikte tedavi edilmesi gerekiyordu. HAYTAP olarak Lüleburgaz’da da aynı cins canımızı Kaymakamlık ve İl Tarım Müdürlüğü yardımı ile kliniğe çıkarmıştık. Bu kez de yine ilçe kaymakamına konuyu aktardık ve köpeğin HAYTAP’a yeddi emin verilmesi konusunda yardım istedik. Kaymakamımız çıkarılmasını sağladı ve İzmir Veteriner Hastanesi Veteriner Hekimi Aykut Çokoğullu tedaviye başladı. Tedaviyi federasyonumuz üstlendi. Ancak durumu çok kritik. Belki aylar önce tedavi edilebilseydi bu hale gelmezdi.”

Durumu kritik

Veteriner Hekim Çokoğullu ise köpeğin sağlık durumu ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Leishmania hastalığı en önemli sorunumuz. Leishmania tatarcık sineği ile bulaşan bir hastalık. Sıkıntılı bir hastalık çünkü insana da bulaşabiliyor. Bir kan paraziti aslında. Maalesef bazı durumlarda organlara da zarar vermeye başlıyor. Bu çocuktaki Leishmania da maalesef evre olarak bir üst seviyeye atlamış ve iç organları etkilemeye başlamış. Böbrek yetmezliği oluşmuş. Leishmania kronik ve uzun süreli bir hastalık. Tabii barınakta kaldığı dönem hastalığın evresinin ilerlemesinde belki etkili olmuş olabilir ama kesin bir şey söylemek zor. Ama ilk barınağa geldiğinde durumunun bu kadar kötü olmadığını da biliyoruz. Ancak şunu söyleyebiliriz ki hem böbrekteki sorun hem de Leishmania’ya bağlı olarak barınakta tedavi edilmediği dönemde kansızlık problemi artmış.

Leishmania dışındaki diğer problemimiz ise dalağın ultrasondaki görüntüsünün iç açıcı olmaması. Dalağın yapısına baktığımızda kanser diyebileceğimiz şüpheli görüntüler tespit ettik. Biopsi yapılması lazım ancak bu çocuk şu anda genel anesteziyi kaldırabilecek durumda değil, o yüzden de dalakla ilgili problemi şu an için ikinci plana attık. Genel durumu toparlayabilirsek, dalakla da ilgileneceğiz.

Şu an için kan transfüzyonu yapıyoruz çünkü ciddi bir kansızlık sorunu var, ikinci olarak böbrek yetmezliğini tedavi etmeye uğraşıyoruz, kalbini destekliyoruz ve ayrıca tabii ki Leishmania tedavisine başladık. HAYTAP sağ olsun, hızlı bir şekilde kan ihtiyacının karşılanmasını sağladı.

Maalesef şu an için durumu kritik. Hafta sonuna kadarki durumu bize daha doğru bir fikir verecektir. Ya tedavi şansımız yüzde 20’lerden 40’lara 50’lere çıkacak, ya da gerileyecek.”

Yasaklı olmak onun suçu mu?

HAYTAP Temsilcisi Meral Örüç de, yasaklı köpeklerle ilgili yasanın da değişmesinin şart olduğuna vurgu yaparak, “Var olmak haktır” dedi. Öte yandan merkez bir ilçenin belediyesinde bir veteriner hekimin yasaklı statüsünde diye köpeği tedavi etmemesinin de üzücü olduğunu vurgulayan Örüç, “Kim can kurtarmaya yemin ettiyse layığı ile görevini yerine getirmelidir. Ha, yapamıyorsa bu mesleği de yapmamalı. Türcülük ne demek? Yasaklı ırk olmak onun suçu mu? Bu ne vicdana, ne de ahlaka sığar. Çocuk perişan durumda, çok üzgünüz” diye konuştu.