Koronavirüs salgınını kontrol altına alma ve sadece hayvan sağlığını değil toplum sağlığını koruma noktasında en önemli görevlerden birini veteriner hekimler üstlendi. Veteriner hekimlerin değerinin böyle bir zamanda anlaşılmaya başladığını söyleyen Belediye Veteriner Hekimler Derneği (BVHD) Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü Seyrek Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi Şef Veteriner Hekimi Sinan Okçuoğlu, İzmir’de yapılan çalışmaları anlattı.

Ülkemizde veteriner hekimler için koronavirüs salgını neleri değiştirdi?

- Adeta dünya veteriner hekimlik mesleği ile yeniden tanıştı. Çin (Veteriner Hekim George Gao), Almanya (Prof. Lathor Wieler), ABD (Veteriner Hekim Gary Whittaker) ve Belçika (Prof. Dr. Stevan Van Gucht) gibi birçok gelişmiş ülkenin salgın önleme birimlerinin başında veteriner hekimlerin olduğunu görmek gurur verici. Ancak ülkemiz maalesef bu yeniden tanışma ortamında asosyal bir davranış içinde. Salgın sonrası beklentimiz; devletimizin bu mesleğe verdiği değerin yeniden artması yönünde. Bu salgın Türkiye’de sağlık konusunda bir dönüm noktası olmalıdır. Artık tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “Sağlıklı Çevre, Sağlıklı Hayvan, Sağlıklı Gıda, Sağlıklı İnsan, Sağlıklı Toplum” kavramlarını içeren TEK SAĞLIK konseptine geçilmelidir.

Ayrıca Bakanlığın Bilim Kurulu’nda veteriner hekim var ancak İzmir’de büyükşehir belediyesi bünyesindeki bilim kurulunda yok ve bu da son derece yanlış bir uygulamadır.

Çevre felaketi yaşanmasın

Veteriner hekimlerin kent genelinde bu salgın döneminde oynadığı kritik rol nedir? İzmir’de Bilim Kurulu’nda veteriner hekim olmaması ne gibi sakıncalar doğurabilir?

-Veteriner hekimler aldıkları eğitimin yanı sıra Zoonozlar (hayvandan insana geçen hastalıklar) konusunda yasal olarak yetkilidir. Böyle bir salgınla uğraşılırken veteriner hekimin olmadığı bir bilim kurulu son derece eksik yapılanmıştır. Hayvan sağlığının teminatı olan biz veteriner hekimlerin, ilaç, gıda, halk sağlığı, koruyucu hekimlik ve tıp biliminin de olmazsa olmazı olduğu anlaşılmalı.

Basit bir örnekle açıklamak gerekirse; belediyelerin yaptığı dezenfeksiyon işlemleri bir sağlık işidir. Ancak İzmir’de sadece Karabağlar ve Selçuk Belediyesi dezenfeksiyon işlemlerinin sorumluluğunu veteriner hekimlere bırakmıştır. İstanbul dahil Türkiye’de birçok belediyede veteriner hekimler bu görevi yürütmektedirler. Doğrusu budur. Hükümetimiz de dahil tüm kurumlarımız bu işlemin planlamasını maalesef atlamışlardır. Dezenfeksiyon çok önemli bir konudur. Yerine, usulüne uygun olmalı, yeterli ve dozu aşmayan ilaç kullanılmalı, doğaya zarar vermeyecek, canlı faunayı yok etmeyecek şekilde yapılmalıdır. Eğer rastgele yapılırsa, yarın öbür gün bu dezenfektanların ileri geri kullanılması çevreye büyük zararlar verecek. O fauna bozulduğu zaman çevre kaynaklı bazı rahatsızlık ve sıkıntılar çıkmaya başlayacak.

Şu an için veteriner hekimlerin ve veterinerlik işlerinin yaşadığı sıkıntılar neler?

- Çıkartılan tedbirlerle personelin bir kısmı zorunlu izine tabi tutulmuştur. Geri kalan personel yine genelge ile rotasyonla çalıştırılmaktadır. Asılsız ihbarlar en büyük sıkıntılarımızdan biri. Havlayan köpek için acil durum diye arayan vatandaşlar var. Asıl büyük sıkıntımız meslektaşlarımızın da bu salgına kurban gidebileceğinin düşünülmemesi. Unutulmamalıdır ki veteriner hekimler rutin zamanlarda bile birçok zoonozla yüz yüzedir. Sürekli kullandıkları kişisel koruyucu donanım sıkıntısı salgınla birlikte çok artmış, tedarik edilemez hale gelmiştir.

Kimi belediye bakımevlerinde canların zor durumda kaldığı şikayetleri oldu. İzmir’de durum nedir? - BVHD İzmir’de kurulmuş ancak Türkiye çapında bir dernek. Bu tür haberler daha çok sosyal medyada yer buluyor, biz de elimizden geldiğince takip ediyoruz. Hemen şikayet ile ilgili o birimlerde çalışan arkadaşlarımızla iletişime geçerek konuyu öğreniyoruz. Zaten Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü (DKMP) de günlük denetim yapıyor ve bu konunun doğru olmadığı teyit ediliyor.

İzmir bakımevlerinde personelin yüzde 30-40’ı ile çalışılıyor. Bakımevlerinin kapasitesi eskiye oranla aynı gibi. İnsanların sokağa daha az çıkmasıyla, trafik kazası gibi olaylarda zarar gören hayvan sayısında ciddi düşüş var. Hayvanseverlerin getirdiği hayvan sayısında düşüş var. Ama genel olarak İzmir ve özellikle Büyükşehir Belediyesi bu süreci çok iyi idare ediyor.

Sıkıntı merkez dışında

Sokak hayvanlarının bu günlerde karşı karşıya kalabildiği sorunlar neler? Nasıl çözülebilir?

Türkiye çapında meslektaşlarımızdan aldığımız bilgiler genel olarak kentlerin iç kısımlarında açlık tehlikesinin olmadığı yönünde. Ancak bazı lokasyonlarda işyerlerinin kapanması sonucunda sıkıntılar var. Belediyeler oralarda besleme yapıyor. Kent dışında bakılan hayvanlar ise tedbir kararlarından dolayı sıkıntı yaşıyor. Belediyelere bildirildiği takdirde oralara da besin desteği veriliyor.

DKMP’nin sadece denetimleri artırması yeterli değildir. Ormanlara, dağlara taşlara atılmış onca hayvan var. STK’ların desteğe ihtiyacı var. Belediyeler dışında DKMP de onlara mama desteğinde bulunmalıdır. Bu dönemde beslenmeden daha büyük riskler de ortaya çıkmaya başladı. Yaban hayvanları tenhalaşan sokaklara iner oldular. Bu durum şehir hayvanlarında olmayan hastalıkların, şehir içlerine taşınması riskini getiriyor. Belediye ve kamuda çalışan tüm veteriner hekimlerin önceliği zoonozlar yönünden riskli alanlarda çalışmaları aksatmadan yürütmek. Bu günlerde çıkacak ikincil hastalıklar hastanelerimize büyük yük getirebilir. Bunu istemeyiz. O yüzden DKMP sahaya inmelidir.

Koronavirüs salgınını atlattıktan sonra, bu tip senaryolara karşı hazır olabilmek için ne gibi düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

- Cumhuriyetin kurduğu ve bizim bozmaya doyamadığımız sisteme yeniden dönmek gerekiyor. Veteriner hekimler bu tip salgınlara hep hazır. COVİD 19 salgınında bunu çok iyi gördük. Bakın ülkemde virüsü laboratuvar ortamında üreten ilk yer Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Laboratuvarı. Yine oluşturulan bilim kurulunda koronavirüsleri en iyi tanıyan kişi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, veteriner hekim virolog. Geçmişe bakacak olursak Veteriner Hekim Ord. Prof. Süreyya Tahsin Aygün, bugün virüsün izolasyonunda kullanılan ‘hücre kültürü’nü dünyaya armağan eden ve ayrıca COVİD 19 salgınında tedavi seçeneği olarak adını sıkça duyduğumuz kök hücre tedavisi konusunda dünyada ilk çalışmaları yapan kişidir.

Tek Sağlık konsepti içinde beşeri ve veteriner hekimler sırt sırta çalışmak zorundadır. Serbest Veteriner Hekimler Derneği ve Veteriner Hekimler Derneği ile ortaklaşa hazırladığımız bildiride; bilim kurulunun veteriner hekimleri de içine alarak salgın sonrası da göreve devam etmesini önermiştik. Ayrıca işlevsiz bırakılan veteriner araştırma enstitülerimizin yeniden işlevsel hale getirilmesini, mümkünse bağımsız bir veteriner hizmetleri otoritesi kurulmasını arzu etmekteyiz.