Haber / Didar DEMİRCİ

İzmir depremi sonucunda 20 yıldır oturdukları 3 bloklu sitenin ‘orta hasarlı’ olduğu için yıktırdıklarını söyleyen emekli hemşire Cavidan Kızak (63), yıllarca iki işte çalışarak Özilke Yapı Kooperatifi'nden aldığı evinin yıkılmasını ve deprem anını gözyaşlarıyla anlattı. Bir ev sahibi olabilmek için çektiği zorluklara değinen Kızak, oturduğu binanın yıkımı sırasında kum gibi çöktüğünü belirtti. Kızak, “Bunca yıldır kumdan kalede oturmuşuz. İyi ki deprem anında yıkılmadı” dedi.

YILLARINI VERDİ

Kooperatifin evlerini yapıp teslim etmesinin 10 yıl sürdüğünü, bu süreçte 3 müteahhit değiştiğini dile getiren Kızak, “O evi alabilmek için iki işte çalıştım. Tam 10 yıl boyunca gece gündüz demeden çalıştım. Tabii o zamanlar gençlik de vardı. Bu süreçte oğlum da hem okudu hem çalıştı. Biz iki kişilik aileyiz. Eşimden yıllar önce ayrıldım. O hiçbir şekilde destek olmadı bize. Ben oğlumu göremedim. Maddi durumumuz olmadığı için telefon alamamıştım. O nedenle aynı evin içinde oğlumla mektuplaşıyorduk. 10 yılın sonunda evimizi kaba inşaat teslim aldık. Evlerimiz yapılırken 3 müteahhit değişti. Biri iflas etti. Biri başladı, yarım bıraktı. Diğeri de bize 4 duvar, kaba inşaat teslim etti. Biz bir de evin içini yapmak için uğraştık” diye konuştu.

BİR ÇATI, TEK KOLTUK

Evinin kendisi ve oğlu için çok kıymetli olduğunu belirten Kızak, “Kapıyı kapatırken bile eve zarar veririm endişesini yaşıyordum. Çünkü her milimetresinde alın teri, emek var” dedi. Eve taşındıklarında hiç eşyaları olmadığını söyleyen Kızak, “Eve taşındığımızda eşyamız yoktu. İlk olarak yataklarımızı aldık. Ondan sonra bir halımız ve tekli koltuğumuz oldu. Ayrıca kışın üşümeyelim diye bir arkadaşımın aldığı elektrik sobamız… Ben koltukta oturduğumda oğlum yerde oturuyor diye canım sıkılıyordu. Kalkıp onu oturtuyordum. O da bana kıyamıyor, benim oturmamı istiyordu. Bir süre o eşyalarla evin içinde durduk. Sonra eşyalarımızı aldık. Bir postada onlara ödedik” sözlerini kaydetti.

Depremin olduğu gün çocuklarını yemeğe çağırdığını, onları beklerken depremin meydana geldiğini anlatan Kızak, “Torunum benimle oyun oynamak için evde ödevlerini bitirip geleceğini söylemiş. İyi ki de öyle demiş. Bir deprem olmaya başladı ki akıllara zarar. Ben yaşım itibariyle çok deprem gördüm. Ama böylesini hiç görmedim. Ev 45 derece yattı ama o ev nasıl kalktı bilemiyorum. O an bütün çabalarım gözümün önünden geçti. Dedim ki, ben buradan çıkabilir miyim? Çok da fark etmiyordu aslında… Camlar da patlar şimdi dedim. Deprem anında o kadar hızlı düşünüyor ki insan… Patlar şimdi camlar dedim ve deprem bitti. Çok şükür ki depremde yıkılmadı” dedi.

EVİMLE VEDALAŞAMADIM

Depremden sonra oğlunun evinde kalmaya başladığını söyleyen Kızak, “Deprem günü oğlum beni aradı. 'Anne in aşağıya, binalar yıkılıyor' dedi. Ben ısrarla inmedim. Sonra o üzülmesin diye indim. İndiğimde gördüğüm manzaraya çok şaşırmıştım. Herkes feryat ediyor, çıplak ayaklarla inmişler, evlerinin içindeki eşyalar dökülmüş saçılmış... Çok korkmuşlar. Ben bunların hiç birini duymadım. Ben bir şey yok sanıyordum. Çünkü, deprem bittikten sonra evimi kontrol ettim, hiçbir şey dökülmemişti. Sadece bir sıva çatlağı vardı. Ama öyle değilmiş. Bina hasar almış” şeklinde konuştu. 15 gün eviyle vedalaşamadığını ifade eden Kızak, “Çocuklar ilk gün beni eve götürmek istediler. Ben istemedim. Evimde kalacağım, dedim. Artçılar oldu. Ev çatır çatır ötüyordu. Ama ben 15 gün boyunca evimle vedalaşamadım” dedi.

'Eşyalarım 1 yıldır depoda bekliyor'

Yeniden evini yaptıracak gücünün olmadığını, eşyalarının 1 yıldır depoda beklediğini açıklayan Kızak, deprem sonrası yaşadığı mali zorluklara değindi. Kızak, “19 yıldır ödediğim DASK’ı deprem sonrası alamadım. Bu nedenden dolayı dava açtım. Evimi yeniden yapacak gücüm yok. Torunumu özel okula gönderiyordum. Mecburen onu özel okuldan almak zorunda kaldık. Çocuklarımla kalıyorum. Onlardan memnunun ancak insan kendi evini istiyor” diye konuştu.

'Emsal karar için aylarca uğraştık'

İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan’a teşekkürlerini ileten Kızak, ‘emsal kararı’ konusuna değinerek sözlerini şu şekilde tamamladı: “Emsal karar çıkartmak için aylardır uğraştık. Emsal kararı çıktı. Kısmi de olsa bizi mutlu etti. Gerçi o konuda her iki belediyeye de kırgınım. Özellikle Bayraklı Belediyesi’ne çok kırgınım. Serdar Bey’in yanına gittiğimizde ‘yapamam yetkisizim’ dedi. Sonra bizlerin yanına Necip Nasır geldi. O dedi ki; emsal kararı yetkisi belediyelerdedir. Biz de onun üstüne depremzedeler olarak diretmeye başladık. O şekilde karar çıktı. Ben Serdar Bey’in 11 ayımızı çaldığını ve bizi maddi manevi zarara uğrattığını düşünüyorum.”