Yazan/ Baha Sadık AKINER

TRT Ankara Televizyonu'ndan, TRT İzmir Radyosu'na, “Yayın Şefi” olarak geldiğim yıl, 1998 yılında tanıdım O'nu ilk... Sanırım Yalçın Küçükdamar ağabeyim tanıştırmıştı... Henüz Basın Kartlı değildim. Yasal süreyi bekliyordum...

Şu an Şeref Divanı Üyesi olduğum Ve bundan dolayı her kademesinde olmaktan gurur duyduğum; İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ne de üye değildim henüz...

İzmir Gazeteciler Cemiyeti başkanlığında, son yılıydı... O yıldan sonra da sonsuza dek, yüreğimizde Onursal Başkanı...

"Hadi al kartını da, üye ol Cemiyetimize" dedi... Öyle sıcak gülümsedi ki!... Herkese gülümsediği gibi... Yüreğinin güzelliği öyle çok yansıdı ki!... O herkesin görebildiği gibi... Anında kâlbimi fethetti, herkese yaptığı gibi...

Çocuk öyküleri de yazardı ve usta gazeteciydi!...

Usta'ların Usta'sıydı İsmail SİVRİ... Kendinden sonraki kuşağa yol gösterecek, ışık tutacak, tam anlamıyla bir üstâd; fikir, gönül adamıydı...

Hani derler ya, ADAM’dı…

Bilenler bilir güzel yüreğini, bilmeyenlere şu aşağıdaki fotoğrafı yeterli... 14 yıl önce bugün ayrıldı aramızdan... 2 Ağustos 2007'de, böyle bir garip Ağustos zemherisinde.

Çok sevdiği, memleketi İzmir'de... Karşıyaka – Bostanlı'da, bir sokağa ismini verdi İzmir Büyükşehir Belediyesi... Çocuklarımız, evlatlarımız bilsin-tanısın diye; böyle yaşattı benliğini…

Cemiyetim; İzmir Gazeteciler Cemiyeti ise, Çocuk Öyküleri Yarışması ismi...

14 yıldır yüreğimizde, ismi koyulan her yerde yaşıyor...

Sonsuza dek yaşayacak;

Onursal başkanım,

Üstâdım,

Meslek ve yaşam büyüğüm,

İsmail Sivri...

Ruhun şâd olsun güzel insan,

Ruhun şâd olsun tontoş yanaklı başkan...