Yaşar Üniversitesi'nin koordinatörlüğünde toplam 4 ülkeden kurumların ortaklığıyla Yürütülen AB Erasmus+ Uluslararası Stratejik Ortaklık Projesi "Genç Göçmen ve Mültecilere Ulaşmak için Gençlik Çalışanlarının Güçlendirilmesi" projesi kapsamında, "Göç, Gençlik ve Sivil Toplum" konulu konferans, İzmir'de düzenlendi.

Gençlerin hem Türk toplumunda hem de Türkiye'deki mevcut geçici koruma altındaki Suriyeli nüfus içerisinde en ağırlıklı grubu oluşturduğu vurgulanan Göç, Gençlik ve Sivil Toplum Konferansı'na Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, Türkiye Ulusal Ajansı Gençlik Hareketlilik Koordinatörlüğü Program Uzmanı Yunus Duman, Bakanlık yetkilileri ve göç alanında faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katıldı. Rektör Prof. Dr. Cemali Dinçer, yerel ve küresel anlamda toplumun gelişmesine katkıda bulunan eğitim, araştırma ve hizmet üretme ilkesinin Yaşar Üniversitesi'nin en önemli değerleri arasında yer aldığını belirterek, "2005 yılından bu yana Avrupa Birliği Araştırma ve Uygulama Merkezimizin desteği ile bugüne kadar 90'ı aşkın uluslararası projeye çeşitli rollerle dahil olduğumuzu görüyoruz. Bu projeler, geliştirilen işbirliklerinin yanı sıra toplumsal sorunlara ürettiği çözümler açısından da bizler için büyük değer taşıyor. Bu kapsamda, çağımızın en önemli toplumsal sorunları arasında yer alan göç konusuna odaklanan, mülteciler ile çalışan gençlik çalışanları için yenilikçi bir müfredat geliştirerek çözüm yolları arayan bu projeyi çok önemsiyoruz" dedi.

'SORUNLAR EĞİTİMLE AŞILIR'


ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, doğru zamanda doğru adımları atıp çağdaş eğitim anlayışıyla yetiştirilmiş gençlerin, nitelikli iş gücüne dönüştürülmediğ itaktirde toplum olarak sıkıntı yaşanacağına dikkat çekti ve şöyle konuştu: "Göç olgusu hem ülkemizin hem de Avrupa Birliğinin en önemli sorunlarından. Özellikle eğitim konusu en önemli nokta. Türkiye'deki Suriyelilerin çok büyük kısmı genç yaştaki nüfustan oluşuyor ve önemli bir bölümü eğitime ulaşamamakta. Eğer gereken eğitimi alamazlarsa 10- 15 yıl sonra yaşayacağımız en büyük sosyal problemlerden olacak. 0- 14 yaş yüzde 20, 15 yaş üstü iş hayatına dahil olabileceklerin oranı ise yüzde 79. Çok genç, üretmeye, verimliliğe hazır bir nüfus. Doğru zamanda doğru adımları atıp çağdaş eğitim anlayışıyla yetiştirilmiş gençlere, nitelikli iş gücüne dönüştüremezsek toplum olarak sıkıntı yaşayacağımız aşikar. Göç konusunu hayatımızın bir parçası, ulusların yaşamının bir gerçeği olarak kabul etmek ve farklı alanlarda yapılabilecek tüm konulara destek vermek gerekli. Resmi kurumların çabaları tek başına yeterli olmayacaktır, bizim gibi derneklere, üniversitelere ve sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşüyor. Bu yönde her çalışmaya destek olacağımızı belirtmek istiyorum."

'3 MİLYON 560 BİNE YAKIN SURİYELİNİN 2 MİLYON 551 BİNİ 30 YAŞIN ALTINDA'


Yaşar Üniversitesi Avrupa Birliği (AB) Merkezi Müdürü ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Gökay Özerim, Türkiye'deki Suriyeli nüfusa dikkat çekerek, 3 milyon 560 bine yakın Suriyeli'nin 2 milyon 551 bini 30 yaşın altında olduğunu vurguladı. Özerim, şunları söyledi: "Göç İdaresi Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, ülkemizdeki 3 milyon 560 bine yakın Suriyelinin 2 milyon 551 bini 30 yaşın altında. Tüm Suriyelilerin sadece 181 bini geçici barınma merkezlerinde yaşıyor. Bu nedenle Türkiye'de göçün ve göçmenlerin geleceğinin nasıl yönetileceği konusunda, gençlerin, en önemli ve aynı zamanda da en hassas grubu oluşturduğunu söyleyebiliriz. Türkiye de 30 yaş altı geniş bir nüfusa sahip. Dolayısıyla iki farklı kültürün gençleri arasında diyaloğun kurulmaması, bu iki grubun birbirlerini özellikle istihdam ve eğitim alanlarında giderek daha fazla artan oranda birbirlerini rakip olarak algılamasına yol açabilir. Bu projeyle, mevcut iyi örneklerden oluşturulan bilgi ve deneyimi de uluslararası çapta hazırlanmış bir eğitim programıyla, konuya ilişkin çalışmak isteyen gençlik çalışanlarına aktarmayı hedefledik." DHA

EL KİTABI HAZIRLANDI


Özellikle 2011 sonrasında, Türkiye'nin göç konusunda, birçok ülkeye örnek olacak bilgi birikimi oluştuğunu aktaran Dr. Özerim, "Sadece devlet kurumları değil, devlet dışındaki üniversite ve sivil toplum kuruluşları gibi aktörler de canla başla çalıştılar. Bu deneyimleri, göçmen ve mültecilerle çalışan gençlik çalışanlarının, çeşitli nedenlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanlara nasıl destek olabileceğini anlatalım istedik. Türkiye, Yunanistan, İtalya ve Avusturya'dan seçilen gençlik çalışanları, Türkiye'ye gelerek uluslararası eğitim programına dahil oldu. Kapsamlı bir eğitim müfredatı oluşturuldu. Ayrıca iki yıllık bu proje sonunda hazırladığımız eğitmen el kitabı, Türkçe'nin yanı sıra İngilizce, Almanca, Yunanca ve İtalyanca olarak yayınlandı" diye konuştu.