Hasan Tahsin İzmir'dir…

Dün kurtuluşun ve kuruluşun kentiydi İzmir. Bugün özgürlüğün, demokrasinin ve Cumhuriyet’in. Kolay olmadı elbet tarihin akışını değiştirmek. Bedeller ödendi, acılar yaşandı bu uğurda.

15 Mayıs 1919'da karanlık bir güne uyandı koskoca kent. Öfkenin ve isyanın korkuyla perdelendiği bir ortamda, memleket sevdalısı, bağımsızlık tutkunu, gözü kara bir gazeteci atıldı ortaya. Henüz 31 yaşındaydı.

İlk kurşunu atarak sadece bir kentin sessiz yığınlarını değil, bütün Anadolu'yu ayağa kaldırdı. Büyük yurtsever Hasan Tahsin, bedelini canıyla ödese de işgal günü başlayan direnişin ölümsüz simgesi oldu.

Her ulusun kahramanları vardır. Kimi gücüyle, kimi cesaretiyle yazılır tarihe.

Bugün İzmir, Yüzbaşı Şerafettin'in, Fevzi Paşa'nın, İsmet Paşa'nın ve elbette

Mustafa Kemal'in kenti olduğu kadar, Hasan Tahsin'in de kentidir.

Ne mutlu bize ki, böylesine kahramanlarımız var. Ve kurtuluş destanının simge kenti İzmir’de yaşıyoruz.

İzmir ve İzmirliler olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda ilerliyor; Cumhuriyet değerlerini ödün vermeksizin koruyor, savunuyoruz.

Ve gazeteciler…

Hasan Tahsin'den Abdi İpekçi'ye, Uğur Mumcu'dan Çetin Emeç'e onlar hep hedefteydiler.

Ya işgalcilerin karşısındaydılar, ya karanlık güç odaklarının. Dünden bugüne hep bedeller ödediler. Ama susmadılar, susmayacaklar.

Yaşasın Hasan Tahsin, yaşasın kurtuluş, yaşasın özgür basın…

Tunç SOYER

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı