Haber/ Didar DİMİRCİ

Depremzedelere verilen emsal artışına ilişkin basınla bir araya gelen TMMOB İzmir İKK, AKP’li Vekil Kaya’nın sözlerine de cevap verdi. TMMOB İzmir İKK Sekreteri Akdemir, “Danışıklı dövüş iktidar ile yerel yönetim arasında yapılmaktadır. O vekille Bayraklı Belediye Başkanı arasında dönmektedir” dedi.
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), İzmir Mimarlık Merkezi’nde depremzedelere verilen emsal artışı kararına ilişkin basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını TMMOB İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir okudu. Basın açıklamasına Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helin İnan Kınay, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer katıldı. Akdemir, depremden etkilenen tüm vatandaşların uğradığı can ve mal kaybının sorumlusunun kamu iradesi olduğunu vurgulayarak, TMMOB’un hedef gösterilmesini şaşkınlıkla izlediklerini belirtti. Akdemir, “İdarece tüm yasa ve yönetmeliklere uygun inşa edildiği belirtilen ve ilgili kurumlar tarafından ruhsatlandırılan binalarda yaşanan her türlü hasarın kamu idaresi tarafından karşılanmasının bir zorunluluk olduğunu savunuyoruz. Özetle yaşanan mağduriyetin sorumluların hesap vermediği, mağduriyetleri gidermek bir yana yeni felaketlere kapı aralayacak yoğunluk artışının TMMOB tarafından kabul edilmesini hiç kimse bekleyemez” dedi.

CEVAP ARIYORUZ

Deprem sonrası kimi dernek veya siyasi kesimler tarafından yaşanan mağduriyetin esas sorumlularını tartışmak yerine TMMOB'nin hedef gösterilmesini şaşkınlıkla izlediklerini dile getiren Akdemir, 18 maddeden oluşan sorularının İzmir halkının geleceği için muhatapları tarafından yanıtlanması için çağrıda bulundu. Akdemir, “Temel bir yaşam hakkı olan barınma hakkının piyasanın insafına bırakılmasına sessiz kalmayacağız. Çünkü, barınmak, güvenli ve sağlıklı yerleşimlerde yaşamak, bir vatandaşlık hakkıdır. Devletten beklenen anayasamızda da belirtildiği üzere bütün vatandaşların eşit, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrede yaşaması için görevini yapmasıdır. TMMOB’nin her türlü uyarısına rağmen her deprem öncesi afetlere karşı dirençli ve yaşanabilir kentler için yapılması gerekenleri yapmadıkları, kamu kaynaklarını bir avuç patronun hizmetine sundukları, depremi lütuf gibi görerek doğal alanları yapılaşmaya açtıkları, yoğunluk artışlarıyla yeni felaketlere kapı araladıkları için yaşadığımız her türlü mağduriyetin sorumlusu başta merkezi yönetim olmak üzere yerel yönetimlerdir” ifadelerini kullandı.

EMEKÇİ HALKIMIZ MÜŞTERİ GİBİ GÖRÜLÜYOR

Akdemir, “TMMOB’nin her türlü uyarısına rağmen her deprem öncesi afetlere karşı dirençli ve yaşanabilir kentler için yapılması gerekenleri yapmadıkları, kamu kaynaklarını bir avuç patronun hizmetine sundukları, depremi lütuf gibi görerek doğal alanları yapılaşmaya açtıkları, yoğunluk artışlarıyla yeni felaketlere kapı araladıkları için yaşadığımız her türlü mağduriyetin sorumlusu başta merkezi yönetim olmak üzere yerel yönetimlerdir. Depremde zarar gören emekçi halkımızı anlıyoruz. Çünkü kamu idaresi başından itibaren emekçi halkımızı müşteri gibi görmüş ve buna yönelik uygulamalara imza atmıştır. TMMOB olarak bilimsellikten uzak, halkımızı yeni felaketlere sürükleyecek ve sermaye düzenini mutlu eden kent suçuna sessiz kalmamız emekçi halkımıza yapılacak en büyük kötülüktür” şeklinde konuştu.

ÇÖZÜM EMSAL ARTIŞI DEĞİL

Emsal artışının çözüm olmadığını belirten Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman, “Özel idare vergisi hala toplanıyor. Bu nerede kullanıyor. Şehrin bir planlaması ilkesini yok sayarak bir planlama yapılmaz. ‘K’ alanları konuşulurken, yüzde 10, yüzde 20, yüzde 30 oldu. Şimdi daha fazla olmasını istiyor. Bunun çözümü emsal artışı değildir. Kamu tarafından depremzedelerin mağduriyet giderilmesi gerekiyor. Ama bunu emsal artışı yapılarak bazı müteahhitlerle anlaşma değildir. Biz ruhsatlı yapılar yıkıldı. Bu neden kamu tarafından yapılmıyor” dedi.