Anma programı pandemi nedeniyle hafta sonu sokağa çıkma yasağı olduğu için erkene çekildi.

Mumcu’nun fotoğraflarını taşıyan meslektaşları Uğur Mumcu anıtı önünde bir araya geldi. Anmada TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Uğur Mumcu’dan sonra da gazeteciler katledilmeye devam edildi. Basın özgürlüğü Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi. Medyada ciddi anlamda bir baskı söz konusu. 67 meslektaşımız cezaevinde. Bugün gazeteciler belki katledilmiyor ama adliye koridorlarında haberlerini savunmak durumunda bırakılıyor” diye konuştu.


‘Gerçekleri yazmaya devam edeceğiz’

Bugün hâlâ Uğur Mumcu gazeteciliği yapmaya çalışan yüzlerce, binlerce gazeteci olduğunu dile getiren Durmuş şöyle devam etti: “Gerçekleri kamuoyuna duyurmak için fedakârca çalışan kamu yararını önceliği sayan gazeteciler var. Bu gazeteciler var oldukça ne Uğur Mumcu’yu unutacağız ne de bu ülkede basın ve ifade özgürlüğünün yok edilmesine izin vereceğiz. 28 yıl geçti ama 50. yılında da buralarda anmalar yapacağız. 50 yıl sonra da Uğur Mumcu gazeteciliği konuşulmaya devam edecek. Onlar gazetecileri susturduklarını düşünüyorlar ama gazetecilik baskıyla susturulacak bir meslek değil. Daha çok Uğur Mumcular çıkacak ve gerçekleri yazmaya devam edecekler.”

‘Mumcu kalpaksız Kuvâ-yi Milliyeciydi’

Ardından konuşan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya ise şöyle konuştu: “Hem Mumcu ailesi hem Cumhuriyet ailesi için Mumcu’nun katledilmesi 28 yıldır içimizde dinmeyen çok büyük bir acı. Gazetecilik deyince akla gelen ilk isimlerden birisi Uğur Mumcu’dur. Cumhuriyet’in simge ismi. Tüm Cumhuriyet emekçileri adına Uğur Mumcu anıtının önünde bir kez daha söz verebiliriz: Biz demokraside, insan haklarından, hukuktan yana gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Onun ilkelerinden bir milim dahi sapmayacağız. Cumhuriyet gazetesi demek Uğur Mumcu gazeteciliği demek. Onun kaleminin ne kadar kuvvetli olduğunu biliyoruz. Onun kaleminin yere düşmemesi için Cumhuriyet emekçileri ile sonuna kadar çalışacağız. O Atatürkçülüğün, Cumhuriyetçiliğin kalpaksız Kuvâ-yi Milliyeciliğiyle ulusal kurtuluş mücadelesinin simgesi oldu. Gazeteciliği boyunca demokrasiden hukuktan hiç vazgeçmedi. Biz de onun anıtının önünde bir kez daha söylüyoruz, onun ilkelerinden vazgeçmeyeceğiz, gazeteciliğimizi sonuna kadar ona layık olarak sürdürmeye çalışacağız.”