Sabıkası olan ancak belediyelerde taşeron olarak çalışabilen işçiler, 696 sayılı KHK ile kabusu yaşamaya başladı. İşsiz kalma tehdidi ile karşı karşıya olan işçiler; “Devlet bizim yaşama hakkımızı elimizden alıyor, suça teşvik ediyor. Bize çözüm bulsun” dedi

Hükümetin çıkardığı 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile taşeron işçiler kadroya geçirilecek. Ancak binlerce taşeronun beklediği düzenleme, sabıkalı işçilerin kurtuluşu değil kabusu oldu. KHK'ya göre herhangi bir suçtan dolayı sabıkası bulunan işçiler, kadroya alınmayacak. Bu kişiler kadroya alınmayacağı gibi mevcut işlerini de kaybedecek. İzmir'de belediye şirketlerinde çalışan ve sabıkası olan işçiler, KHK çıktığı günden beri uyuyamadıklarını belirterek isyan ettiler. Konak Belediyesi ile Buca Belediyesi'nde çalışan ve sabıkası olan temizlik işçileri, yaşadıkları kabusu 9 Eylül Gazetesi'ne anlattı. İşledikleri suçların cezasını çektiklerini ve pişman olduklarını aktaran işçiler, aynı suçun bedelini yeniden ödemek istemiyor. Belediye bünyesinde çalışmaya başladıktan sonra, kendilerine yeni bir hayat kuran işçiler, işlerini kaybettikleri takdirde tekrar aynı suçların kucağına itileceği endişesini taşıyor.

İşçilerden Ercüment Temer; “Ne olacak bilmiyorum. Bizim en güvendiğimiz yer bile geçmişimizle cezalandırıp kapının önüne koyacaksa ne yapalım biz. Bizi devlet işten çıkardıktan sonra kim işe alacak. Kaydımızın olduğunu öğrenince işe almıyor fabrikalar. Devlet bizi suça teşvik edecek. Ben bu suçu işlemişim 2005'te. Biz zaten bunun bedelini ödemişiz. Devlet 5 yıl altına yatırmıyor denetimli serbestlik veriyor” dedi.

[caption id="attachment_95683" align="aligncenter" width="688"]taseron KHK'ya göre herhangi bir suçtan dolayı sabıkası bulunan işçiler, kadroya alınmayacak.[/caption]

İŞİMİZİ ELİMİZDEN ALMAYIN


45 yaşındaki iki çocuk babası Halil Akpınar da aynı kabusu yaşayanlardan. 11 yıl önce mahkemesinin sonuçlandığını kaydeden Akpınar; “Elektriği kaçak kullanma suçlaması ile ceza aldım. 2 çocuğum var, kiracı insanım. İşten çıkarsam ne yapacağım? Bu olayın üstünden 11 yıl geçti” dedi. Uyuşturucu kullandığı için 3 yıl ceza alan ve şimdi temizlik görevlisi olarak çalışan 29 yaşındaki Mahmut Demir, tam hayatında yeni bir sayfa açmıştı ki, beklemediği gelişmeyle şaşkına döndü. Aynı bataklığa sürüklenmekten korkan Demir; “Askere gittikten sonra işe başladım. Daha sonrasında herhangi bir suç kaydım da olmadı. Bizi geçmişimizle yargılamalarını istemiyoruz. Bize sahip çıkmalarını istiyoruz. Çocuklarımız var. hükümetimizden bizim için adım atmasını istiyoruz. Cezamızı çektik, yeni bir hayat kurduk. İşsiz kalırsak psikolojimiz bozulur. Elimizden gelecek bir şey olmadıktan sonra ne yapabiliriz. Bizi aynı suçu işlemeye zorlamasınlar” dedi. İşçilerden Mesut Çabadağ ise şunları söyledi: “ 9 sene önce işlediğim suçlardan kaydım çıkıyor. Devletimizden sabıkalı arkadaşlarımızı affetmelerini istiyoruz. Affetmezler ise tekrar suça iterler. Çoğumuzun evi kira buraya güvenerek kredi çektik. Biz devletimizden sadece işimizi elimizden almamasını istiyoruz. Bu kadar insan işsiz kalırsa boş durmaz. Bunu unutmasınlar. İnsanların topluma kazandırılması gerekiyor. Biz bir lokma ekmek için çalışıyoruz. Ekmeğimize taş koyarlarsa canla başla mücadele ederiz. Suç işlemişsek cezasını çektik. Hiç bir arkadaşımızın kapıya konmasına razı değiliz.”

DEVLETE KARŞI DAVA AÇACAĞIM


10 yıldır temizlik işçisi olarak çalışan Tarık Dağaçar, hüküm giymişlerin topluma kazandırılması gerekirken, toplumun dışına itildiğini söyledi. Devletin kendi çıkardığı yasa ile çeliştiğini vurgulayan Tarık Dağaçar; “Geçmişte hatalarımız oldu. Öğrendiğimize göre en ufak sicile sahip olanlar işten çıkarılacak ama bunun sonucu ne olacak. Ben suça bir daha bulaşmadım. Devlete dava açacağım. Benim yaşama hakkımı elimden alıyor. Benim her tarafımı kapattıktan sonra ben ne yapacağım. O zaman beni vatandaşlıktan atsın. Kapıyı açsın ben Türkiye'den gideyim. Ben bir daha suça bulaşamam. 45 yaşından sonra ben bir daha iş bulamam. Ne yapacağım bundan sonra. Avrupa'da devlet cezaevinden çıkana yardımcı oluyor iş bulmasında burada cezaevinden çıktıkan sonra yemek borç gönderiyor. Bu borcu ödeyemediği için tekrar cezaevine giren arkadaşlarım var. Şimdi de işimizden ediyor. Devlet tekrardan suça itiyor. Hüküm giymişlerin topluma kazandırılması düzenlemesine de aykırı. Biz kendimizi suçtan sıyırdık topluma karışmaya çalışıyoruz. Devlet kendi kanunu ile çelişiyor” ifadelerini kullandı.

[caption id="attachment_95682" align="aligncenter" width="739"]sabikali-isciler 10 yıldır temizlik işçisi olarak çalışan Tarık Dağaçar, hüküm giymişlerin topluma kazandırılması gerekirken, toplumun dışına itildiğini söyledi.[/caption]

Uyku uyuyamaz oldum


Konak Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü bünyesinde çalışan Mustafa Adanalı, bu işe girmek için çok uğraştıklarını belirtti. 2003 yılında ceza aldığını ama o günden beri karakola bile gitmediğini vurgulayan Mustafa Adanalı, şunları söyledi: “Benim çoluğum çocuğum var. Uyku uyayamaz oldum bu yasa çıktıktan sonra. Uyku düzenim kalmadı. Yasa çıktı sevinsek mi üzülsek mi bilemedim. Biz kendimizi topluma kazandırdık şimdi tekrardan mı suça teşvik edecekler. Ben işten çıkarıldığımda ne yapacağım mahallemde iş yok. Suç işledik diye hep işsiz mi kalacağız. Bizi sokağa atmasınlar suça teşvik etmesinler.”

Bizi kapı önüne koymayın


43 yaşında olan ve 1 yıl cezaevinde yatan Soray Şenkaya, 4 yıldır çalışıyor. KHK çıktıktan sonra düşündüğü ilk şeyin çocuklarının geleceği olduğunu söyleyen Şenkaya; “Ben bir daha aynı işi nereden bulacağım. Yatamıyoruz düşünmekten. Ayrımcılık olmasın. İşimizde çalışmaya devam etmek istiyoruz. Bizleri geçmişle yargılamasınlar. Biz burada ekmeğimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Devlet bizi kapının önüne koymasın” dedi.

İşlediğim suçun cezasını çektim


İşçilerden Mehmet Koçtar ise şunları söyledi: “Cahillik yaptım ve işlediğim suçun cezasını çektim. Bedelini ödedik. Topluma kazandırılmamız gerekiyorken neden toplum dışına itiliyoruz bir kez daha. Hepimizin ailesi çocukları var. Geleceğimizle oynamasınlar. Biz işten çıkarılırsak ne yapacağız. Yine eski işimize geri döneceğiz. Bu düzenlemenin değiştirilmesini istiyoruz.”