Muğla'da, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararıyla taksilere kamera sisteminin konulmasına karşı Bodrum Şoförler Odası'nca açılan davada, Muğla 2'nci İdare Mahkemesi'nden dikkat çeken karar çıktı. Kararda, taksilere görüntülü ve sesli kamera takılmasının, 'özel hayata müdahale' olduğu belirtildi. Gerekçede, özel hayat ile kamusal hayat arasında sınırın kesin olarak belirlenemeyeceği, kişilerin özel ve mahrem hayatlarının kamusal alana da taşacak şekilde devam ettiği belirtildi.

İçişleri Bakanlığı'nın talimatı sonrası Muğla'da, UKOME tarafından şehir içinde toplu taşıma yapılan taksiler dahil tüm araçların iç ve dış bölümlerine kamera sistemi takılmasına karar verildi. Zorunlu tutulan bu uygulamadan sonra Bodrum Şoförler Odası'nca itirazda bulunulup, kararın iptali için dava açıldı. Davaya bakan Muğla 2'nci İdare Mahkemesi'nden de dikkat çeken karar geldi. Kararda, özel hayatın parçası sayılan taksilere görüntülü ve sesli kamera takılmasının, 'özel hayata müdahale' olduğu belirtildi.

GEREKÇEDE ÖZEL HAYATA İLİŞKİN SAPTAMALAR VAR


Mahkeme heyeti, emsal niteliğinde olabilecek kararın gerekçesinde, özel hayata ilişkin önemli saptamalarda bulundu. Kararın gerekçesinde, "Özel hayat ile kamusal hayat arasında sınırın kesin bir şekilde belirlenemeyeceği, kişilerin özel ve mahrem hayatlarının kamusal alana da taşacak şekilde devam ettiği şehir hayatına katılan kişilerin özel ilişkilerinin toplu hayatta da süreceği, özel hayatın sadece mahrem alan olarak anlaşılmasının mümkün olmadığı, bu itibarla kişilerini kamusal hayatın içinde hala özel hayatlarının devam ettiği ve hayatın olağan akışına aykırı olmamak kaydıyla kişinin mahreminde olan biten gibi korunması gerektiği, kişiye tercih yapma fırsatı verilmeksizin kapalı bir alanda sesinin ve görüntüsünün sürekli kayıt altına alınmasının, görüntüsü ve sesiyle suç şüphesi oluşturan bir eylemde bulunup bulunmadığına ilişkin olarak sürekli tehdit altında bırakılmasının ve izlenmesinin denetlenmesinin özel hayatı ilgilendirdiği ve kişilerin hareketlerinde sadece kamusal hayatta bulunmanın ötesinde kendini engelleme yükümlülüğü altına sokacağı açıktır" denildi.

Gerekçede, ayrıca yapılan müdahalenin suç ve terör olaylarını engellemek, takip edip araştırmak için dahi olsa ancak Anayasa'nın 13'üncü maddesindeki şartları sağlayacak kanun hükmü ile yapılabileceğine dikkat çekilip, şöyle denildi:

"UKOME kurulunun, asayişin ve adli olayların araştırılması üzere toplu taşıma sistemi dizayn etmek yükümlülüğü ve yetkisinin bulunmadığı, eğer bu meşru amaca göre olsa dahi düzenleme getirilmesi için özel hayata müdahale niteliği taşıyan düzenlemeyi yapma yetkisinin açıkça davalı idareye ve UKOME kuruluna verilmiş olması gerektiği, Bakanlık yazısı ile amaç ne olursa olsun böyle bir yetki yaratılmasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin iptaline karar verildi." DHA