İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medyada bir canlı yayının konuğu oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, İzmir tarımı, Olivtech ve Ekoloji Fuarı üzerinden açıklamalar yaptı. Ziraat Mühendisi Bilge Keykubat’ın sorularını yanıtlayan Belediye Başkanı Soyer önemli mesajlar verdi.

Bunu Türkiye’de birileri yapacaksa onun izmir olması doğal

Başkan Soyer, “Bu ilk ve İzmir fuarlar şehridir vardır ya, onun arka planı, hafızası bizi bugün, pandemi koşullarında böyle bir noktaya getirdi. Türkiye’de ilk kez yerli bir yazılımla dijital fuar yapıyoruz. Olivtech gerçekten Türkiye’nin zeytin ihtisas fuarı… Ama aynı zamanda bizim zeytinyağı ve zeytin üzerine yaptığımız fuarın dışında sertifikalı organik fuarı da ilk kez düzenliyoruz. İkisi ilk kez sanal bir fuarda bir araya geliyor. Online fuarlar gerçek, yüz yüze fuarların yerini tutmayacak ama altyapımızı geliştirme fırsatı olarak görüyoruz. Bunu Türkiye’de birileri yapacaksa onun İzmir olması doğal. İzmir fuarlar konusunda ilki başarmış bir kent. Pandemi koşullarına adaptasyonu sağlayarak fuarcılıktan vazgeçmeden, online olsa da alıcıyla satıcıyı buluşturmak gibi bir misyonumuz vardı. Bunu yapmanın huzurunu yaşıyoruz. Bu bir başlangıç… Acemiliklerin getirdiği sıkıntıları da aşıyoruz. Sonuçların tatmin edici olacağına inanıyoruz” dedi.

Kentin topyekun olması lazım

Kentteki birlikteliğe vurgu yapan Soyer, “Bu ekip işi… Topyekun, kent odalarıyla sahip çıkarsa, el birliği olursa oluyor. İzmir olarak biz buna hazırız, böyle bir altyapı var. Birlik olduğumuzda hangi zorlukların altından kalktığımızı gördük. Kötümser olmanın anlamı yok. Mademki koşullar bu, bunlarla çözüm üretmek mecburiyetindeyiz” açıklamasında bulundu.

Kış uykusundan uyanmalıyız!

İzmir’in zengin bir coğrafyada bulunduğunu söyleyen Soyer, “Derya içinde olup, deryayı bilmeyen balık misali gibiyiz bu topraklarda. Son derece bereketli topraklardayız, güneş son derece cömert, yeraltı kaynakları zengin… Biz bu coğrafyanın verdiği nimetlerle uyumlu noktada değiliz. Kış uykusundan uyanıp bir silkinip, bu zenginliklerin farkına varıp, hep beraber nimetini, konforunu yaşayabiliriz. Burada mesele iş birliği yapmak ve inanmaktan geçiyor. Biz buna muktediriz. Şanslıyız, güçlüm bir kadim kültürümüz var. Arkamızda olağanüstü bir tarih var. Çağı yakalayıp, yeni bir şey inşa etmek gerekiyor. Bunu yapacağız. Son derece pırıl pırıl gençlerimiz var. El birliği yapabildiğimiz takdirde ürünlerimizi markalaştırarak dünya markası haline getirmemiz mümkün. İtalyan gelir zeytinyağını bidonlarda alır gider, janjanlı şişelerde şişeler bize 10 misliyle satar! Biz bunu yapmaktan aciz değiliz ki! Son derece güzel yetişmiş kadrolarımız var. Unu, suyu harmanlayıp helvayı yapmaktan geçiyor. Bunu yapacağımıza inanıyorum” dedi.

42 Milyon olağanüstü bir rakam!

Soyer ayrıca, “Bizi birbirimizden ayırandan çok daha fazla birleştiren sebepler var. Sığ siyasetin sularında ayrışarak gücümüzü kaybediyoruz. Ama ne zaman bizi bağlayan bağların gücünü fark ediyoruz işte o zaman yüzümüz daha fazla gülüyor. Ondan sonra afetlerin tahribatı azalıyor. Depremde bir çağrı yaptık, insanlar42 milyon lira bağış yaptılar. Bu olağanüstü bir rakam… Ama herkes destek verdi. Bizi birbirimize bağlayan ortak şeyleri anlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yeni süreçte yapılacaklara dair bilgiler veren Soyer, “Sadece Türkiye’de değil Akdeniz’de öncülüğü üstlenmek gibi bir görevimiz var. İzmir tarih boyunca bu gücü kullanmış ve ticaret yolunun kavşak noktası, köprüsü olmuş. Bizim de aynı misyonu üstlenerek o cazibeyi kullanmamız gerekiyor. Bunu yapmazsak yazık olur, işimizi, görevimizi yapmamış oluruz. Hayat normalleştiğinde tüm dünya görecek ki İzmir kış uykusundan uyanıyor ve bambaşka bir dünyanın öncüsü olacak. Fuarcılık konusunda yepyeni bir tarih yazcağız! Sadece o günlerin gelmesini heyecanla bekliyoruz. İzmir’in kadroları, her şey hazır… Sadece bize aşı pişirmek kalıyor” ifadelerini kullandı.

Soyer sözlerini tamamlarken, “İzmir’in mozzarellasını İtalyanlara yedirmek gibi bir hedefiniz varsa gereğini yapmak için çalışmalara başlıyorsunuz. Mozzarellanın yapılmasındaki sütü sağlayan mandanın ana vatanı bu coğrafyadır. Bu kadim kültürün, olağanüstü mirasının üzerindeki tozu pası silerek gün ışığına çıkarmak ve hatırlamak mecburiyetindeyiz. Bunu bilmeyerek, bu güçlü temeller üzerine oturtmadan hiçbir şey inşa edemeyiz. Gün ışığına çıkararak geleceğimizi inşa etmeliyiz. O ışık köklerde var. Geleceğimizi aydınlatacağız. Buna tüm kalbimle inanıyorum” dedi.