Ege Denizi'nde 30 Ekim 2020'de merkez üssü İzmir'in Seferihisar ilçesi açıkları olan 6.6 büyüklüğündeki depremin yıl dönümünde hayatını kaybeden 117 kişi anıldı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) İzmir İl Müdürlüğü'nce Konak Meydanı'nda düzenlenen anma programında İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, AK Parti İzmir milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı ve Cemal Bekle, Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AFAD İl Müdürü Kartal Muhcı, bürokratlar, il protokolü ve çok sayıda arama-kurtarma ekibi yer aldı. Depremde hayatını kaybeden 117 kişi için düzenlenen programda Kur'an-ı Kerim okundu, dualar edildi.



'AFET GELMEDEN ÖNCE HAZIRLANMAK GEREKİYOR'

Konuşmasına Cumhuriyetin 99'uncu yıl dönümüne değinerek başlayan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, büyük bir coşkuyla kutlandığını belirterek, "Bugün İzmir depreminin ikinci yıl dönümünü anıyoruz. Hayat böyle bir şey. Sevinçle hüzün, kederle mutluluk iç içe geçebiliyor. Bunu öncelikle kabullenmek lazım. 117 vatandaşımız Allah'tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Böylesi afetleri milletimize yaşatmasın. Afetler hazır olduğumuz zaman gelmiyor. Ne zaman geleceği de belli olmuyor. Afete çok maruz bir coğrafyada yaşıyoruz. Anadolu baştan başa kat eden iki tane fay hattı var. İzmir'in altında hocaların söylediği 17 ila 40 daha fazla fay hattı var; metropoller içerisinde İzmir, en riskli olanı. İzmir'de şu an bulunduğumuz noktada dahil, şehrin altınca canlı fay hattı geçiyor. Coğrafyanın getirdiği avantajlar var; ama dezavantajları ile riskleri de var. Buradaki hayatımızı buna göre şekillendirmemiz lazım. Bu da afet gelmeden önce hazırlanmak gerekiyor. Kentsel dönüşümü, bina stokunun elden geçirilmesi ve sağlıklı hale getirilmesi depreme maruz kalmadan yapılması gereken işler. Deprem olmadan hazırlıkları yapmamız lazım. Olağanüstü hallerde ne büyük bir millet olduğumuzu gösteriyor afet. Devlet ile millet bir araya geliyor, kenetleniyoruz. İzmir depreminde başka Cumhurbaşkanı'mız olmak üzere devletimiz ve büyük Türk milletine teşekkür ediyorum. Tüm teşekküller insanüstü gayret göstererek, enkazın altında bir kişi daha çıkarmak için çalıştılar. Devletimiz var olsun. İnisiyatif aldı, acıları sarmak için elinde gelen tüm gayreti gösterdi. 1 yıl içinde deprem konutları tamamlanıp teslim etti, ediyor ve etmekte. Geri kalanları şubat ayında hak sahiplerini teslim edilecek" dedi.

'SANİYELERLE YARIŞTIĞIMIZ ANLARI YAŞADIK'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ ise depremde hayatlarını kaybeden 117 kişi için Allah'tan rahmet ve yakınlarına sabır diledi. İzmir'den ve Türkiye'nin her yerinden gelen arama-kurtarma ekiplerinin çok önemli işler başardıklarını gördüklerini dile getiren Dağ, "2 yıl önce bu dakikalar, bizim için çok zorlu imtihanların olduğu dakikalardı. Saniyelerle yarıştığımız anları yaşadık. Arama-kurtarma ekipleri, 107 vatandaşımızı kurtarmakla ne kadar önemli iş yaptıklarını görüyoruz. Depremi engel olabilmeyi insanoğlu tespit edilebilmiş değil. Engel olamadığımız bir afet karşısında yapacağımız şey; hazırlıklı olmak. Depreme dayanıklı binalar, her vatandaşımız için yapmamız gereken bir çalışmadır. Ciddi mücadele veriyoruz. Yarın değil; hemen şimdi demek, en doğru tabir ve söz olacaktır. Depremden sonra 5 bin küsür tane konutu hayata geçirmenin aslında buruk bir mutluluğunu yaşıyoruz. 117 hemşerimizi, tanıdığımız ve sohbet ettiğimiz dostumuz vardı. Onları geri getirmek mümkün değil. Rabbi'm inşallah böyle sıkıntıları ülkemize yaşatmasın. İnşallah böyle acılar geldiğinde hazırlıklı olmayı ve çalışmaları hayata geçirmeyi Rabbi'miz nasip etsin" diye konuştu. Konuşmaların ardından İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ve beraberindekiler, Konak Meydanı'ndaki stantları dolaştı. Burada kurulan deprem simülasyonunu inceleyen Vali Köşger, öğrencilerle birlikte deprem anında yapılması gerekenleri tatbikatla uyguladı.

HASAN ALİ YÜCEL PARKI'NA KARAFİLLER BIRAKILDI

Bayraklı ilçesinde 'deprem parkı' olarak yenilenen Hasan Ali Yücel Parkı'nda da anma programı düzenlendi. Depremin meydana geldiği saat olan 14.51'de, itfaiye sirenleri eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu, aralarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve hayatını kaybedenlerin yakınlarının olduğu bir grup, 30 Ekim Deprem Anıtı'na karanfiller bıraktı. Program kapsamında 117 kişinin anısını yaşatmak için 117 bisikletli, Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'ndan 30 Ekip Deprem Anıtı'na kadar pedal çevirdi, 117 kişi de koştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Baş İmamı Kadir Çelenk de Kur'an-ı Kerim okudu. Depremin ikinci yılında, yaşamını yitiren kişilerin hayrına, 13 ilçede toplam 20 noktada lokma döküldü. Bayraklı'daki 3 camide de mevlit okunarak helva dağıtıldı.



“Bilimsel çalışmalar yürütüyoruz”
Başkan Tunç Soyer, hayatını kaybedenlerin acısını hala yaşadıklarını belirterek, “Bu şehri dirençli hale getirmek için bilimsel çalışmalar yürütüyoruz. 33 bin 100 binanın deprem karnesini çıkardık, 60 bin civarında binanın deprem karnesini çıkarmak üzere çalışmaya devam ediyoruz. Çok değerli hocalarım Türkiye tarihindeki en büyük jeolojik çalışmayı yürütüyor. İzmir’in yeraltının fotoğrafını çekiyorlar. Biz depremden önce deprem dairesini kurmuş bir belediyeyiz. Umarım Türkiye’nin her yerinde yaşayan vatandaşlarımız, yerel yöneticilerimiz bu hassasiyeti gösterirler. Deprem olmasını beklemeden tedbir almak için çare üretirler” dedi.  

“Dayanışma ve umudun korunması gerekiyor”
Başkan Soyer depremin ardından oluşturulan dayanışmaya değinerek, “Dayanışma umudu büyüten bir şey. O gün de gördük. Türkiye’nin hiçbir yerinde İzmir’deki dayanışma örneği görülmemiştir. Depremden 30 gün sonra çadırda yaşayan hiçbir vatandaşımız kalmamıştı. 30 günden sonra herkesin başını sokacağı bir yer bulabilmiştik. Uzundere’de 224 konutu 1 ay içinde dayalı döşeli hale getirdik. Hilton’un 380 odasını açtık. Bir Kira Bir Yuva Kampanyası’yla belki Türkiye’nin en büyük kampanyalarından birini yaptık. Bütün bunları övünmek için anlatmıyorum. Bunlar mümkün. Dayanışmayla çare üretmek mümkün. Bu coğrafyada beraber yaşıyoruz. O nedenle birbirimize kol kanat germek zorundayız. Bizi ayıran sebeplerden çok daha fazla birleştiren sebep var. Bunu aklımızdan çıkarmamalıyız” diye konuştu.  

“Krediyi onaylamadılar, vatandaşlarımızı mağdur bıraktılar”
Türkiye’ye örnek bir model olan Halk Konut projesiyle ilgili de konuşan Başkan Soyer, “Vatandaşlarımızı kendi evlerinin müteahhidi haline getiriyoruz. Nasıl? Kamu gücünü kullanarak. Belediyelerin imkanlarını kullanarak, müteahhit karını ortadan kaldırarak. Büyükşehir Belediyesi’nin tam kapasitesiyle vatandaşlarımızın en uygun koşullarda kendi evlerini yapmasına imkan yaratıyoruz. Bir küçük sitemi iletmek mecburiyetindeyim. Dünya Bankası’ndan 4 aylık bir çalışma sonucunda 344 milyon dolarlık, 5 yıl ödemesiz, 25 yıl vadeli bir krediyi çıkarmıştık. 6 bin orta hasarlı ve az hasarlı binanın inşaatında kullanılmak üzere. Ne yazık ki o krediyi kullandırtmadılar ve onaylamadılar. Vatandaşlarımızı mağdur bıraktılar. Buradan da bu sitemimi tekrar söylemek istiyorum. Şikayet etmek için konuşmuyorum. Şikayet etmek bizim işimiz değil. Biz mevcut koşullarda daha fazlasını nasıl yaparız, bunun derdindeyiz” ifadelerini kullandı.
Depremzedelere de seslenen Başkan Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Her daim, sonuna kadar bu can bu bedende durdukça sizin yanınızda durmaya devam edeceğim. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Sonuna kadar elimden ne geliyorsa yapacağım.”

“Soyer’e şükranlarımızı sunuyoruz”
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da zorlu bir süreci hep birlikte atlattıklarını vurgulayarak “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer iki yıldır hiçbir an bizleri yalnız bırakmadı. Türkiye’ye örnek olacak emsal artışları, Halk Konut projesi, zemin etüdü ve yapı envanteri çalışmalarıyla yaptıkları ortada. Biz Bayraklı halkı olarak size şükranlarımızı sunuyoruz. Sağ olun var olun” dedi.


'BU 2 YIL BİZİM İÇİN GÖZYAŞI DEMEK'

Depremin simge isimlerinden biri olan, 65 saat sonra Doğanlar Apartmanı enkazından çıkartılan Elif Perinçek'in annesi, Yüreklere Umut Vakfı (YUVA) Başkanı Seher Perinçek, geçen bu 2 yıldaki her saniyenin kendileri için gözyaşı demek olduğunu belirterek, "Bu 2 yıl boğazımıza tıkanan nefes, atmak istemeyen nefes demek. Boş okul karneleri, yarım kalan kitaplar, gidilmemiş yollar, söylenmemiş sözler demek. Bizim için bu 2 yıl dinmeyen bir özlem demek. Kaybettiğimiz oğlumuzun ardından, savaşlarla, afetlerle, yoksullukla kaybedilen umutları yeniden yeşertebilmek için yaraları iyileştirmenin en iyi yolu; başkalarının yaralarına dokunmaktır anlayışıyla kalan ömrümüzü çocukların geleceğine adamış bulunuyoruz. Bu amaçla kurduğumuz vakfımız YUVA ile çocuklarımıza kalem, kitap, giysi, oyuncak verip umut oluyoruz" diye konuştu. (DHA)