Haber / Didar DEMİRCİ

İzmir Barosu Deprem Komisyonu ve Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Deprem Çalışma Grubu el ele vererek depremin ardından birlikte ürettikleri bütün çalışmalardan doğan soruların kamu idarelerinin yanıtlanması istemiyle çağrı yaptı. Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Deprem Çalışma Grubu ile İzmir Barosu Deprem Komisyonu’nun, kentte 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan deprem sonrasındaki süreçte hükümet tarafından yapılan iş ve işlemler üzerine yaptığı ortak çalışma kamuoyuna sunuldu. TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir ve İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel tarafından yapılan basın açıklamasında; depremde yıkılan, ağır hasarlı olup yıkılan ve depremzedeler için belirlenen konut alanlarına ilişkin hükümetin yürüttüğü süreç eleştirildi. Konuya ilişkin açıklama yapan Akdemir, “İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, kaymakamlıklar, ilçe belediyeleri, ilçe belediyelerin imar müdürleri ve İzmir Milletvekillerinin olduğu yaklaşık 40 kurumu davet edip sorularımı iletmiştik. Ve katılım gösterenlerle birlikte bir toplantı gerçekleştirdik, sorularımızı yönelttik. Deprem sonrasında yaşanan süreçte kamunun sorumluluğu ve yaptığı işler üzerinden yaptığımız tespitlerdeki çelişkilerle ilgili sorularımızın yanıtlarını alamadık. Bu soruları kamuoyuyla da paylaşıyoruz” dedi. Öte yandan Yücel de konuya ilişkin kamu kurumlarına ilettikleri sorulara hala bir cevap alamadıklarını dile getirdi.

‘Tümüyle bir rant mantığı var’

Depremin ardından 6’dan fazla proje alanı belirlendiğini, Aralık 2020 itibariyle de ihaleler yapılmaya başladığını hatırlatan Akdemir, “Hükümetin davranışları üzerinden sıkıntıyı hissediyoruz, bunu şikayet etmek için buradayız. Depremde biz daha canlarımızı enkazdan çıkarmaya çalışırken, daha 24 saat geçmeden ‘8’leri yıkacağız, 5 katlı yapacağız’ diye bir cümle sarf edildi. Tümüyle bir rant mantığı var. Daha depremin ilk haftasında Bayraklı’daki sit alanı olan, orman alanı olan bölgeyi rezerv alanı ilan ettiler. Depremde 2 tanesinde kısmi hasarlı olan 6 tane binayla karşılaşmıştık, onun dışındaki tüm binalarda ağır hasarlıydı. Binaların yıkıldığı yerlerde rezerv alan ilan edildi. Tümüyle sıkıntılı bir süreç yaşadık ve bunun arkasında gördüğümüz şey şu; bu yıkılan alanların depremden önceki fiyatlarının birkaç kat üzerindeki rakamlar oluşacak şekilde bir yapılanma sürecinin olacağı ve bu yapılan binaların sahiplerinin eski sahipleri olamayacağı gibi bir gerçekle karşı karşıyayız. Devlet ihaleye çıkmadan önce ortalama bina maliyetleri 180 ve 220 bin lira arasındaydı, kamunun yaptığı ihalelerde ortalama 320 ile 360 bin lira arasında değişiyor. Ranttan kastettiğimiz budur. Devlet ihaleye açıyor, bine yakın binayı firma yapacak, fiyatların düşmesi gerekirken fiyat ortalaması yükseltecek şekilde işler yapılıyor. Şikayetlerimiz bunlar. Bir soylulaştırma süreci var. Çok fazla hak kaybı var. Binaların yapım süresi tamamlandığında orada yaşanacak rant politikası bunun sonucu olacak.  Süreç şeffaf yürütülmedi” diye konuştu. Akdemir, ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un şu ana kadar bir tane bile kendi imzasını taşıyan bir belge sunmadığını iddia ederek, “Hep vatandaşın imzası alındı, kamu daha hiçbir belgenin altına imza atmadı. Peşkeş çekmek, rant demek bu. Derdimiz bunu vurgulamak” dedi.

Neden sorusunun cevabı kimsede yok!

İzmir İlinde kendiliğinden çöken, ağır hasar gören veya ağır hasar görme riski bulunan yapıların bulunduğu alanlarda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca yapılan teknik incelemeler neticesinde belirlenecek proje alanlarındaki uygulamaların 6306 sayılı Afet Riskli Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'un 6/A maddesi uyarınca resen yapılması hususu Bakanlık Makamının 09 Kasım 2020 tarihli ve 237121 sayılı ‘Olur'u’ ile uygun görülmüştü. Söz konusu maddeyi eleştiren Yücel, “Devlet bir deprem alanında 2 farklı kanunu uyguluyor ve neden birini tercih ettiğini, ötekini tercih etmediğini kimseye açıklamıyor. ‘Ben bunu istedim ve uyguladım’ diyor. ‘Neden’ sorusunun yanıtı kimsede yok.  Neden sorusunun yanıtı yani 6A’nın uygulandığı, devletin çöktüğü alanlar dediğim kısım tümüyle rant alanına dönüştürülmek için çaba harcanıyor. Oradaki kat yüksekliğinin, güvenli inşaat alanının bilimsel verilerle şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanması şart!” diye konuştu. Yücel konuşmasının devamında kamu kurumlarının sorularına hala bir cevap vermemesine de “Kamu kurumları 3 maymunu oynuyor” diye eleştirdi.

Rezervin tanımı bu değil!

TMMOB ve İzmir Barosundan yapılan ortak açıklamanın devamında ise şu detaylara yer verildi:

“Depremin üzerinden dört ay geçmiştir. Bu dört ay içinde iki rezerv alan ilan edilmiş ve 7 proje bölgesinde ihaleler yapılmaya başlanmıştır. Ancak uygulamalar halen belirsizdir. Depremde zarar gören yapılar sadece Bayraklı’da değildir. Kentin farklı yerlerinde ağır hasar almış yapılar için süreç devam etmektedir.  Rezerv kelimesinin anlamı Türk dil kurumunda sözlüğünde “Yedek- saklanmış biriktirilmiş” olarak açıklanmaktadır. Bayraklı bölgesinde yıkılmış apartmanların olduğu bölgeler rezerv alan ilan edilmiştir. Oysa TDK’daki sözcük anlamı ile bile bağdaşmayan bir yaklaşım ile bu alan rezerv alan ilan edilmiştir.  Depremin üzerinden dört ay geçip temel atma törenleri yapılırken aklımızda yanıtlanmamış pek çok soru vardır. En basitinden kaç konut ağır hasarlı, kaç konut yerinde dönüşmektedir, kaç konuta rezerv alanda yer verilecektir. Bayraklı şehir hastanesi yanına 5000 konut yapılacağı söylenmiştir. 5000 konuta ihtiyaç olduğu nereden bilinmektedir. Zaten yapıların büyük çoğunluğu yerinde dönüştüğüne göre 5000 konuta neden ihtiyaç duyulmuştur? Bayraklı’nın üst tarafında, şehir hastanesi yanında ilan edilen rezerv alanı Laka Deresi sel felaketinden sonra oluşturulmuş orman alanıdır. Neden bu alan orman alanı kalıp başka bir alanda rezerv alan ilan edilmemiştir. İzmir de rezerv alan, yeni konut yapılabilecek başka alan yok mudur?  Rezerv alandaki binaların ihaleleri yapılmıştır. O halde daire başına kaç lira harcanacağı bilinmektedir. Neden hak sahibi olmak için imzalattırılan belgede kaç lira borçlanıldığını gösteren kısım boş bırakılmaktadır? Sorularımızın en kısa sürede yanıt verilmesini umuyoruz.”

Baro ve TMMOB’un kamu idarelerinin yanıtlaması istemiyle oluşturduğu sorular şu şekilde:

“1-Depremde hasar almış yapıların bulunduğu özel mülkiyete tabi olan arsalar rezerv alan ilan edilmiştir. Rezerv alan tarifine göre bu alan rezerv alan edilebilir mi? Depremde yıkılan ve hasar gören alanın yerinde dönüşüm yapılması gereken alan olması gerekirken bu bölgenin rezerv alanı ilan edilmesinin yasal dayanağı ve kriteri nedir?

2-Bakanlık tarafından ilan edilen yedi proje alanında sekiz kata kadar inşaat izni verilirken yeni yapılan projelerde zemin +5 kat inşaat izni verilmiştir. Bu kazanılmış hakkın ihlali değil midir? Mahalle kültürünü devam ettirmek bir plan kriter midir? Türkiye de bu plan kriteri ile planlanmış hangi bölgeler vardır? 

3-İzmir şehrini ilgilendiren 1/100000 ve 1/25000 planlar yapılırken, planın bütünlüğü ilkesi sebebi ile proje alanı için İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine hiç danışılmış mıdır?

4-Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21.maddesinin 6.fıkrasında “Onaylı jeolojik- jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planları hazırlanamaz.” denmektedir.  Bakanlığın söz konusu yönetmelik hükmüne aykırı 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ve 1/25.000 Ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği onaylamasının nedeni nedir?

5-3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikleri dikkate alındığında uygulamaya esas işlemlerin yapılabilmesi için yürürlükte 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının olması gerekmektedir. Proje alanında 22 Şubat 2021 tarihinde yapılan temel atma töreni hangi yasal dayanağa göre gerçekleştirilmiştir?

6-İzmir depreminde deprem anında yıkılmış kaç bina, hafif -orta - ağır   zarar görmüş toplam kaç yapı vardır? Yıkılmış veya yıkılacak apartmanlarda kaç adet konut kaç adet ve dükkân bulunmaktadır?

7-Deprem anında yedi binanın yıkıldığı bilinmektedir. Bu binaların enkazlarından çıkanlar vatandaşlara usulüne uygun teslim edilmemiştir.  Bina enkazlarından çıkan özel eşyalar, ziynet eşyaları, paralar, kasalar ve kasalardaki kıymetli evrakların akıbeti nedir?

8-İdareniz tarafından orta hasarlı olduğu halde yıkılmış bina var mıdır? Eğer yıkıldı ise hangi dayanak ile yıkılmıştır? Diğer orta hasarlı binalarla ilgili uygulamanız ne olacaktır?

9-Depremde en çok zarar gören alanda zeminin alüvyonlu olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle zemin etüt raporları önem taşımaktadır. Proje alanında yapılmış ise zemin etüt raporları kamuoyu ile paylaşılacak mıdır? Kaç metre, kaç adet sondaj yapılarak zeminlere karar verilmiştir?

10-Proje alanında fore kazık ve jet grout uygulaması yapılacağı söylenmektedir. Hangi proje alanında kaç adet fore kazık ve ne kadar jet grout yapılmaktadır?

11-Yedi proje alanı hangi kriterlere göre oluşturulmuştur, projelerin hazırlanmasında mülk sahiplerinin görüş ve önerileri neden alınmamıştır? Projeler neden hiç askıya çıkarılmadan ihale edilmiştir?

12-Sadece yedi proje alanındaki yapılar mı ihale usulü yaptırılacaktır. Diğer bölgelerdeki yapılarda mal sahipleri istedikleri şirketler ile anlaşabilecekler midir?

13-Proje alanından çıkmak isteyen maliklere neden izin verilmemektedir?

14-Yedi proje bölgesinde yapılacak toplam konut ve dükkân sayısı nedir. Eski durumdaki sayılar ile karşılaştırıldığında kaç adet konut / dükkân eksik kalmaktadır? Eksiklik var ise bu eksikliğin telafisi nasıl olacaktır?

15-Deprem tüm Bayraklı genelinde etkili olmuş ve toplamda 652 bina ağır hasar almışken,  yedi proje alanının neye göre hangi kriterler dikkate alınarak seçildiği bilinmemektedir. Proje alandaki binalar hangi bilimsel kriterler gözetilerek 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi kılınmıştır. Tüm bunların nedeni rant bölgesi olan lokasyonlarda anayasadaki mülkiyet hakkına aykırı olarak 6A maddesine işlerlik ve uygulama alanı kazandırmak mıdır?

16-Depremden zarar görmüş 652 adet ağır hasarlı bina varken orta hasarlı ve az hasarlı binaların dahi dahil edilmek suretiyle sadece yedi proje alanı oluşturulmasındaki kamu yararı nedir?

17-Hastane bölgesinde ilan edilen rezerv alanda kaç konut yapılması planlanmaktadır. Bu konutların kaçı depremzedelere verilecektir? Hastane yanındaki rezerv alana yapılacak konutlar sadece 7269 nolu kanun şerhi bulunan ağır hasarlı apartman maliklerine mi verilecektir? Uygulanacak kredi oranı ne olacaktır?

18-6306 kentsel dönüşüm 6/A maddesi, vatandaşa ait tapuların hazineye devredilmesini vatandaşın mülkünde idarenin istediği gibi tasarrufta bulunmasını sağlamaktadır. Bu durum mülkiyet hakkına ve anayasaya aykırı değil midir?

19-İdare ancak ve ancak kanunlarla öngörülen şekilde kamulaştırma ile ivedi durumlarda kamulaştırmasız el atma ile satın alma veya takas trampa ile mal edinebilir.  Proje alanındaki örnekler vatandaşın mülkiyetini hazineye geçirip, istendiği gibi plan proje üretilip, ardından ihaleye ile vatandaşın malını vatandaşa satılması durumu ortaya çıkmaktadır. Vatandaş kendi istediği ekip ile neden kendi inşaatını yapamamaktadır? Bu konudaki açıklamanız nedir? Bu durum mülkiyet ve eşitlik hakkına aykırı değil midir?

20-Proje alanında binaların bir kısmı 7269 sayılı yasadan bir kısmı ise 6306 sayılı yasanın 6A maddesinden yıkılmıştır. Ancak daha sonra tüm tapulara 7269 ve 6306 sayılı yasa şerhi işlenmiştir. Bu yasa hükümleri hangi kriterlere göre işletilecektir?

21-İhaleler yapılmış olmasına rağmen borçlandırma rakamları neden halen kamuoyu ile paylaşılmamıştır?

22-Hak sahipliği için imzalatılan belgede kullanılacak kredi miktarının belli olmadığı doğru mudur? Depremzedeler ne kadar borçlandığını bilmeden hak sahibi olmaya mı zorlanmaktadır?

23-6306 sayılı kanunun 6/A maddesi uyarınca idare istediği her yeri riskli alan olarak tespit edebilecektir.  Hangi alanlar için bu uygulama yapılabilecektir?

24-Deprem anında DASK’ı olmayan daire sahibinin hak sahibi yapılmayacağı hükmü vardır. Elazığ depreminde bu hükmün uygulanmasından vaz geçilmiştir. İzmir depreminde de benzer uygulama yapılacak mıdır?

25-Depremde toplam 652 ağır hasarlı bina tespiti yapılmışken, Proje alanlarındaki binalar acilen yıkılmıştır. Halen ağır hasarlı olup yıkılmayan kaç bina vardır?

26-Yıkımı resen gerçekleştirilen binaların enkaz bedelleri vatandaşlara ödenecek midir? Yıkım ihalesini alan firmalar ve ihale şartnameleri neden kamuoyu ile paylaşılmamaktadır?

27-Devlet vatandaşından yıkım bedellerini talep edecek midir?

28-İhale dökümanları, ihale şartnameleri, ihale edilen projelere ilişkin teknik ve hukuki detaylar neden kamuoyu ile paylaşılmamıştır

29-Bakanlıkça yerinde üretilecek konut ve dükkânlar için, oluşabilecek muhtemel fazlalığın dağıtımı ile ilgili uygulama ne olacaktır?

30-7269 ve 6306 sayılı kanunların borçlandırma rakamlarının tesisi, yapılandırılması ve ödeme şekil ve şartları farklılık arz etmektedir. Binaların 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi kılınarak ayrıştırıldığı gerçeğine binaen, uygulamada aynı afeti yaşamış vatandaşlar arasında gerek borç tahakkuku gerekse geri ödeme süre ve koşullarında da bu fark yaratılacak mıdır?

31-Çevre ve şehircilik bakanı tarafından anıt park olacağı ilan edilen Rızabey apartmanının bulunduğu bölgedeki anıt park projesi hazır mıdır?

32-30.10.2020 tarihinde yaşanan deprem sonrası Bayraklı Şehir Hastanesi bölgesinde orman vasfı dışına çıkarılarak ve alanın sit statüsü yeniden düzenlenerek bir kısmı tamamen doğal sit statüsü dışına çıkarılmak sureti ile alelacele “rezerv alanı” belirlenmesi hangi bilimsel dayanaklarla yapılmıştır? İzmir’de 1995 yılında meydana gelen sel felaketi sonucu yitirdiğimiz 65 vatandaşımızın 58’i Laka Deresi Havzası’ndan gelen sellere kapılarak hayatını kaybetmesi sonrasında harcanan kamu kaynakları yapılan binlerce km. teras, ağaçlandırma yapılan alanın yeniden konut alanına çevrilmesi yeni felaketlerin kapısını açmayacak mıdır? Kentsel alan içerisinde rezerv alan/alanlar olarak belirlenebilecek kamu mülkiyetindeki alanlar olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılmış mıdır?”