DİSK Genel-İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Güral Doğan, Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın başlattığı 'Hedef sıfır kaza' kampanyası döneminde en az 590 işçinin öldüğünü söyledi.


Haber / Umut KARAKOYUN

DİSK Genel-İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Güral Doğan, Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 13 Mayıs 2017'de inşaat sektörü için başlattığı 'Hedef sıfır kaza' kampanyasını eleştirdi. Kampanya başladıktan sonra yalnızca 120 inşaat işçisinin hayatını kaybettiğini söyleyen Güral Doğan, diğer iş kollarında meydana gelen kazalarla bu rakamın 590'a ulaştığını açıkladı. İş cinayetlerinin Türkiye için kanayan bir yara olduğunu vurgulayan Güral Doğan, emeğinin karşılığını alamayan işçilerin OHAL ve KHK'larla birlikte, haklarını savunamayacak noktaya geldiğini kaydetti. Doğan; “Çalışma Bakanlığı'nın başlattığı bizim de desteklediğimiz 13 Mayıs-12 Ağustos tarihleri arasında yani, sıfır kaza dedikleri 3 aylık süreçte 120 inşaat işçisi hayatını kaybetti. Bu tablo sıfır kaza diye başlatılan kampanyanın ardından ortaya çıktı. Şuana kadar hiçbir iş sağlığı ve güvenliğinin hayat bulmadığını görüyoruz” dedi. İş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının (İSG) işveren tarafından atandığını, bunun da denetimi yapılan iş yerlerinde olumsuzluklara göz yumulması anlamını taşıdığını aktaran Doğan, çıkarılan KHK'lar birlikte örgütlenmenin önünün tamamen kapatıldığını ve hergün değişen yasalarla, hiçbir işçinin kendini savunamadığı noktaya gelindiğini kaydetti.

ADINI ARIYORLAR

Yaratılan güvensiz iklim nedeniyle herkesin birbirine kuşku ile baktığını aktaran DİSK Genel-İş İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Güral Doğan, işçilerin artık yaknızca işini kaybetmemek için uğraştığını vurgulayarak şunları söyledi: “İşçiler sabah işe gittiklerinde işten çıkış listelerinde adını arıyorlar. Türkiye'nin KHK'larla getirildiği nokta burası.” Güral Doğan'ın bir eleştirisi de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı (TOBB) Rifat Hisarcıklıoğlu'na yönelikti. Doğan; “Geçtiğimiz günlerde Hisarcıklıoğlu'nun konuşmasını dinlediğimizde tüylerimiz diken diken oldu. 25 bin liralık vekil maaşının az olduğunu, bin 500 lira olan işçi maaşının çok olduğunu söyleyebilecek kadar küstah bir tavır içerisinde. Bu da sermayenin işçiye bakışının gerçekliği. TOBB asgari ücretin çok olduğunu söyleyebiliyorsa bu ülkede bizim kalkıp da işçi sağlığı ve güvenliğini tartışmamız anlamsız. Yapılan düzenlemelere, kanunlara bakıyorsun tamamen bizi geri götüren düzenlemeler. İşçinin yarınları düşünülerek atılan adımlar yok. Tam tersi kendi menfaatlerini düşünerek hamleler yapılıyor. Kıdem tazminatının fona devredilmesiyle emeğimizi patronlara peşkeş çekme bu örneklerden sadece biri.”

EMEK CEHPESİNİ KONTROL

disk-manset-(2)BES, kıdem tazminatı, işsizlik fonu gibi işçileri yakından ilgilendiren konulara bakıldığında, siyasi iktidarın kendi rantını düşünerek hareket ettiğini ileri süren Güral Doğan; “Kendi çıkarlarını düşünen hükümet, kendi patron grubunu oluşturuyor. Böylece Türkiye'deki emek cephesindeki işçi sınıfını kontrolünde tutarak, bir avuç örgütlü insanın dışında kalanlara da göz dağı veriyorlar. Hepimizi tek tek alıyorlar, yargılıyorlar, taciz ediyorlar. İş güvencesini konuşmak bir yana 'aman kıdem tazminatımız fona devredilecek mi, güvencesiz olarak mı çalışacağız' sorunları ile boğuşur olduk. Bunlara dur diyecek olan emek cephesidir. Maden ocaklarında, inşaatlarda neredeyse hayatını kaybeden işçiler suçlu ilan ediliyor. Tüm bunlara baktığımızda bu hükümetin işçiye verecek hiç birşeyinin olmadığını birkez daha gördük. Bu iktidara dur diyecek kişiler yine emek cephesidir, işçi sınıfıdır, sendikaların duruşudur. Şuanda DİSK ve KESK'in dışında hiçbir işçi ve memur sendikasının sokakta olmadığını görüyoruz. Bu da işin en acı tarafı. Üniversiteler, sendikalar susturuldu. Vay bu toplumun haline. 15 yıllık AKP İktidarı'nın işçi sınıfı lehine bir adım atmadı. Tamamen sermayeye yönelik yasalar çıkardı” dedi.