Haber/ Sinan KESKİN

CHP'nin Roman kökenli İzmir Millevekili Özcan Purçu'nun Selçuk'un Belevi Mahallesi'nde bulunan 25 dönüm arazisini, bölgede çadırlarda yaşayan Roman vatandaşlar için konut yapılması amacıyla bağışlaması tartışmalara neden oldu. Söz konusu arazide 100 aile için 100 konut yaplması öngörülüyor. Selçukluların bir kısmı tarım arazisinin imara açılmak istenmesine tepki gösterirken bir kısım vatadandaş ise Roman vatandaşların kent merkezi dışında tecrit edilir gibi bir yaşama zorlanmalarının insani olmadığı yönünde görüş belirtti.

Kısmen uygun denildi

CHP Milletvekili Özcan Purçu'nun Roman mahallesi kurulması için bağışladığı arazinin (Selçuk ilçesi Belevi Mahallesi 181 ada, 16 parsel) imar planında değişikilik talebiyle ilgili Selçuk Belediyesi'nin verdiği dilekçesine 4 Ekim 2019 tarihinde Belediye Başkanı Filiz Sengel Cerit imzasıyla verilen cevapta şu ifadelere yer verildi; “...barınma güçlüğü çeken vatandaşlarımıza yaşam alanı kazandırmaya yönelik olarak planlanan projenin; Selçuk merkeze 10 km, Belevi mahallesine 4 km, yerleşim merkezlerinden kopuk, tarım alanlarının içerisinde, ayrıştırıcı bir şekilde tesis edilmesinden ziyade, kamuya ilave yük getrimeyecek, altyapı ve sosyal imkanlar açısından daha elverişli ve bütüncül kentleşme ilkeleriyle uyumlu bölgelerde belirlenmesinin daha uygun olacağı düşünülmekle birlikte, bahse konu alana ilişkin, ilgili kurumlarca kamu yararı kararı alınması ve üst ölçek plan ve plan değişikliklerinin yapılmasına müteakip Selçuk Belediyesi olarak uygulamaya yönelik gerekli yasal düzenlemeler (1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve ruhsatlandırma işlemleri) tarafımızca ivedilikle yerine getirileceği hususunda gereğini bilgilerinize arz ederim.”

Olumlu görüş verdi

Selçuk Belediyesi'nin imar planında değişiklik yapılabileceği yönündeki olumlu görüşü sonrası söz konusu parselde imar planı değişikliğine ilişkin Toprak Koruma Kurulu'nun görüşüne başvuruldu. Çevre ve Şehircilik İlk Müdürlüğü'nün 4 Aralık 2019 tarihli talebine istinaden inceleme yapan Toprak Koruma Kurulu'nun 12 Aralık'ta verdiği kararda; “Söz konusu toplam 10.41 hektar yüzölçümlü alanın 4.5 hektarlık kısmının 'marjinal tarım arazisi', 5.9 hektarlık kısmının 'dikili tarım arazisi' vasfında olduğu, 'marjinal tarım arazisi' vasfında olan kısmının imar planı çalışmasına dahil edilmesinde Toprak Koruma Kurulumuzca sakınca bulunmadığı, dikili tarım arazisi vasfında olan kısmının imar planı çalışmasına dahil edilmesinin uygun olmadığı oy birliği ile kabul edilmemiştir” denildi.

Purçu: Suç mu işledim

Selçuk Belediyesi'nin kısmen de olsa olumlu görüş bildirmesi ve Toprak Koruma Kurulu'nun arazinin 4.5 hektarlık kısmının imar planının değiştirilebileceği yönünde karar alması farklı tepkilere neden oldu. Sosyal medya üzerinden alınan kararları eleştiren vatandaşların bir kısmı tarım arazilerinin ranta kurban edildiğini iddia ederken bir kısmı da roman vatandaşların ötekileştirilerek kent merkezi dışına taşınmak istenmesini eleştirdi.

Eleştirilerin odağında yer alan ve söz konusu araziyi bağışlayan CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu ise yaptığı açıklamada amacının, yuvası olmayan, çadırda yaşayan insanları sıcak bir yuvaya kavuştumak olduğunu söyleyerek, “Araziyi fakir vatandaşların başını sokacağı bir ev yapılması için bağışladım. Suç mu işledim? Ben gayri resmi iş yapmadım. Bahsi geçen alanda tek bir zeytin ağacı yok. Alan marjinal tarım alanı olarak geçiyor” dedi.

İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İZROMDER) Başkanı Abdullah Cıstır ise bölgede Roman vatandaşların çok zor şartlarda yaşadığını ancak tartışmalara neden olan proje ile ilgili detaylı bir inceleme yaptıktan sonra açıklama yapacağını ifade etti.

Faşistçe bir yaklaşım

Bölgede yaşayan Roman vatandaşların da bu ülkenin insanı olduğunu vurgulayan Purçu, sözlerine şöyle devam etti: “İçlerinde bir tane suça karışmış kişi bulamazsınız. Bu insanlar bizim insanımız. Çanakkale’de, Dumlupınar’da savaşan neslin çocukları. Eğer ortada bir mağduriyet varsa ve biz akşamları sıcak yuvamızda rahatlık içerisinde yaşamımızı sürdürüyorsak görevimizi yapmıyoruz demektir. Bu kardeşlerimize sahip çıkmak yerine sosyal medya hesaplarında farklı eleştirilerde bulunmak, sanki orada yaşayan insanlar suç makinesiymiş ya da gelecekte potansiyel suçlu olacaklarmış gibi göstermek faşistçe bir yaklaşımdır. Sosyal medyada linç girişimi oluşturacak açıklamalarda bulunanlarla ilgili olarak yasal işlem başlatacağım.”