Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, tüm dünyanın karşı çıkmasına ve baskısına rağmen yavru vatan Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımızın can güvenliğini sağlamak için bundan 45 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirdi.

Yunanistan'daki faşist cuntanın "Enosis" (Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlama) ve Yunan Megali İdeası (Büyük Yunanistan) hayallerine son veren yakın tarihimizin en başarılı yurtdışı harekatı olan  Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıslı Türklerin can güvenlikleri sağlandı, Rumların Enosis hayali Akdeniz’in sularına gömüldü.

Barış harekatında; 415’i Kara, 65’i Deniz, 5’i Hava ve 13’ü Jandarma olmak üzere 498 Türk askeri şehit oldu, bin 200 askerimiz de yaralandı. Harekatta 70 Kıbrıslı Mücahit ve 270 Kıbrıs Türk’ü şehit düşerken, 1000 Kıbrıslı Türk de yaralandı. Çatışmalarda adada bulunan Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerleri de kayıp verdi. 3 Avusturyalı asker öldü, 24 Avusturyalı, 17 Finlandiyalı, 4 İngiliz ve 3 Kanadalı asker de yaralandı.

Tarihçe

Akdeniz’deki konumu nedeniyle tarih boyunca stratejik bir öneme sahip olan Kıbrıs, 1571’de Osmanlı Devleti tarafından fethedildi. 3 yüzyıldan uzun süre Osmanlı toprağı oldu. Ancak 93 Harbi’nde Osmanlı’nın Ruslara yenilmesiyle her şey değişti. İngiltere’nin desteğini almak isteyen Osmanlı, 1878’de Berlin Antlaşması’nı imzaladı. Bu antlaşmaya göre ada toprağı Osmanlı’da kalacak ancak idari kontrol İngiltere’de olacaktı.

Kıbrıs Devleti kuruldu

Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı’nda İngiltere ve müttefiklerine karşı Almanya’nın yanında yer aldı. Yenilgi, Kıbrıs’ı da etkiledi. İngiltere, 5 Kasım 1914’te Ada'yı ilhak ettiğini açıkladı. I. Dünya Savaşı sonunda yapılan Lozan Barış Antlaşması’yla Kıbrıs, tamamen İngilizlerin kontrolüne girdi.

Ada'da 1974 harekatına giden sürecin ilk adımları 1950’li yıllarda atıldı. Rumlar, Yunanistan’a katılmak için birtakım faaliyetlere girişti. Böylece Türkiye, meseleye dahil oldu. Ada'da iki toplumlu Kıbrıs Devleti’nin kurulması için harekete geçildi. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin yürüttüğü görüşmeler sonucunda 1959 yılında Türk ve Rum halklarının ortak yönetecekleri bir Kıbrıs Devleti’nin kurulması kabul edildi. Varılan mutabakata göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör ülkeler oldu. Yani Kıbrıs’ta anayasal düzeni bozmaya yönelik herhangi bir girişimde, söz konusu üç devlete müdahale yetkisi verildi.

Kanlı Noel olayı

Kıbrıs Devleti kuruldu ama umulan barış bir türlü gelmedi. Çünkü Rum siyasetçiler, Yunanistan’la birleşme amacından hiç vazgeçmedi. Rumların bu yolda örgütlenerek harekete geçmesi çok sürmedi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçilen Makarios öncülüğünde kurulan EOKA (Kıbrıs Milli Mücadele Örgütü) adlı Rum örgütü, Türklere karşı saldırılara başladı.

Bu saldırıların en kanlısı ise 1963 Aralık ayında düzenlendi. Saldırı, tarihe “Kanlı Noel” adıyla geçecek kadar vahşiydi. Yüzlerce Türk bir gecede katledildi. Her geçen gün artan olaylara Türkiye kayıtsız kalmadı. Türk savaş uçakları, Lefkoşa üzerinde uçarak Rumlara ilk mesajı verdi.

Ada'da artan karmaşa üzerine Birleşmiş Milletler (BM) devreye girerek kontrolü sağlamaya çalıştı. BM’in müdahalesine rağmen Rumlar, saldırılarına devam etti. Garantör devletlerden biri olan İngiltere ise herhangi bir müdahalede bulunmadı.

Türk halkına zulüm 

Saldırıların artması üzerine Türkiye Ada'ya müdahale hazırlığına başladı. 1964’te İsmet İnönü Hükümeti, TBMM’den Kıbrıs’a müdahale yetkisi aldı. Hükümet, 7 Haziran’da Ada'ya müdahale edeceğini duyurdu. Ancak ABD devreye girmekte gecikmedi. ABD Başkanı Lyndon Baines Johnson, 5 Haziran’da İsmet İnönü’ye mektup yazdı. Tarihe “Johnson Mektubu” olarak geçen mesajda Türkiye’den harekattan vazgeçmesi istendi. ABD’den gelen açık tehdit üzerine Kıbrıs’a müdahale planı rafa kaldırıldı.

Harekattan vazgeçilmesi ile EOKA’nın faaliyetleri daha da cüretkar oldu. Özellikle 1967’den itibaren Türklere karşı olan baskı gitgide artırıldı. Katliamlar yeniden başladı. Zorunlu göçlerle Türk halkı Ada'nın yüzde 3’lük kısmına sıkıştırıldı. 1974’te Yunanistan, Ada'nın ilhakı yani bütünüyle kendisine bağlanması için harekete geçti. Bu gelişme, Türkiye için bardağı taşıran son damlaydı.

Türk ordusu Kıbrıs’ta 

20 Temmuz 1974 sabahı saat 06.05’te Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlattı. Harekat kapsamında Türk paraşütçüler, sabahın erken saatlerinde Kıbrıs semalarında göründü. Türk ordusu Lefkoşa civarına havadan indirme, Girne civarına ise denizden çıkarma yaptı. Yaklaşık 3 bin asker harekatta görevliydi. Dünya harekatı Başbakan Bülent Ecevit’in yaptığı tarihi açıklamayla duydu:

"Biz aslında savaş için değil barış için, yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için Ada'ya gidiyoruz."

Harekat haberi Kıbrıslı Türkler tarafından sevinçle karşılandı. Gece boyunca süren çatışmaların ardından Türk ordusu, Rumların direnişini kırmayı başardı. Müdahale başarılı olsa da sorun tam olarak çözülemedi. Çünkü Türk köylerinde Rumların baskısı artarak sürüyordu. 

"Ayşe tatile çıksın"

Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı’nı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kararına uyarak 22 Temmuz 1974’te sona erdirdi. Yine BM Güvenlik Konseyi’nin kararına göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere bir araya gelerek Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmelere başladı. 25 Temmuz 1974’te toplanan I. Cenevre Konferansı, 30 Temmuz’da imzalanan anlaşmayla son buldu. Taraflar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türk ve Rum olmak üzere iki özerk idarenin olduğunu kabul ettiler. Garantör devletlerle Türk ve Rum toplumlarının temsilcilerinin katılacağı ikinci bir konferansın yapılmasına karar verildi. 

II. Cenevre Konferansı’na kadar Rum ve Yunan askerlerin Türklerin bulunduğu bölgeden çekilmeleri gerekiyordu. Ancak çekilmedikleri gibi saldırılarını da sürdürdüler. Bu olayların gölgesinde toplanan II. Cenevre Konferansı 8 Ağustos 1974’te başladı. Görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağına kanaat getiren Türk yetkililer, harekatın yeniden başlamasına karar verdi. Dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş, derhal Ankara’yı aradı. Güneş’in telefonda karşı tarafa söylediği sözler tarihe yazıldı: "Ayşe tatile çıksın."

Ayşe, Turan Güneş’in kızıydı ama bu konuşmanın Ayşe’yle ilgisi yoktu. "Ayşe tatile çıksın" ikinci harekatı başlatacak parolaydı. Türk ordusu, ikinci harekatta kısa sürede başarıya ulaştı. Ada'nın neredeyse yüzde 35’lik bölümü ele geçirildi. Bölgede yaşayan Türk halkının güvenliği bu kez tamamen sağlandı. 

Barış Harekatı sonrasında ne oldu?

– Yunanistan’da 1967’den beri devam eden askeri rejim harekattan 4 gün sonra sona erdi ve Yunanistan bir kez daha demokrasiyle tanıştı.

– Rumların, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasının hedeflendiği Enosis hayalleri suya düştü.

– 1974 yılından sonra Yunanistan, Türkiye’yi durduramadığı gerekçesiyle NATO’dan çekildi. 1980 yılına kadar Türkiye’nin vetosundan dolayı örgüte geri dönemeyen Atina yönetimi, 80 darbesinden sonra Kenan Evren döneminde verilen onay ile NATO’ya tekrar dahil oldu.

– ABD, Türkiye’ye 5 Şubat 1975 tarihinde 3 yıl sürecek olan silah ambargosu uygulamaya başladı.

– Türkiye, ABD’nin bu kararının ardından 13 Şubat 1975′te Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kurulduğu açıklarken, yine aynı yıl ABD’ye nota vererek ABD Savunma İşbirliği Anlaşması’nı yürürlükten kaldırdı.

– ABD’ye karşı en büyük gözdağı Türkiye’deki bütün Amerikan üs ve tesislerinin TSK’nın “kontrol ve gözetimi” altına alınması oldu.

– 3 yıl süren silah ambargosu sonrası Türkiye, savunma sanayini geliştirmeye başladı ve 1975’te ASELSAN kuruldu.

– Kaddafi yönetimindeki Libya, harekatın başladığı ilk günden itibaren Türkiye için her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu açıkladı. ABD ambargosunun başladığı tarihten itibaren Türkiye’nin petrol ihtiyacını Libya karşıladı.

– Bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Rauf Denktaş önderliğinde 15 Kasım 1983 tarihinde kuruldu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı da yine Rauf Denktaş oldu.

Kaynak: TRT Haber / www.stratejikortak.com