Haber/ Gökçe ADAR

İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İZENERJİ'de çalışan işçi Ayhan Ertaş (34) ile Zirve Ertaş'ın kızı Rüya'nın beyinciğinde 4 santimetre büyüklüğünde kötü huylu bir tümör çıkmıştı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Servisi'nde ve Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören Rüya, yaşamını kaybetti. Babası Ayhan Ertaş, hastanedeki doktorların Rüya'yı ihmal ettiğini ileri sürerek, “Rüya tedavi görürken doktorlar Rüya'nın apandistinin patlak olduğunu söyleyerek, ameliyat olması gerektiğini ifade ettiler. Ameliyat sonrası, Rüya konuşma yeteneğini kaybetti. Doktorları çağırdık ve müdahale etmelerini söyledik. Ancak, doktorlara yalvarmama rağmen herhangi bir müdahale yapılmadı. Bu durum 26 gün boyunca devam etti. Kızıma 26 gün sonunda müdahale edildi. Doktorlar hiç ilgilenmedi. Doktorların yanına gittiğimizde orasının devlet hastanesi olduğunu söyleyerek, beğenmediğimiz takdirde özel hastaneye gitmemiz gerektiğini belirttiler. Ameliyat sonrası Rüya'nın bilinci tamamen gitti. Kızım, doktorların ilgisizliği ve takipsizliği yüzünden hayatını kaybetti” dedi.

Durumunu kötüleştirdi

Ertaş, Rüya'nın apandistinin patlak olmadığını ve bu durumu daha sonra öğrendiklerini ileri sürerek, yapılan ameliyatın kızının durumunu daha da kötüleştirdiğini ifade etti. Rüya'nın durumu ağırken, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi doktorlarının kendilerini eve gönderdiklerini iddia eden Ertaş, “Rüya'nın ağrıları vardı. DEÜ Hastanesi Acil Servisi'ne gittik. Doktorların bize kan değeri olarak tanımladığı CRP değerleri 96 çıktı. Tümörün durumunun aynı olduğunu, herhangi bir büyümenin veya küçülmenin olmadığını söylediler. Bizi eve gönderdiler. Normal bir insanda bu değer 5'i aştığı zaman bile çok tehlikeliymiş. Rüya'nın ağrıları devam edince, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittik. Orası da bizi kabul etmedi. Tekrar acile gittik ve Rüya'nın değerleri bu kez 456 çıktı. Acil ameliyata alındı” diye konuştu. Rüya'nın doktorunu sadece bir kez gördüklerini iddia eden Ertaş, sözlerine şöyle devam etti: “Rüya'nın doktoru şu an kayıtlarda Burak Sade olarak görünüyor. Biz kendisine hiçbir şekilde ulaşamadık. Sadece ameliyat sonrası kendisini gördük o kadar. Ulaşmaya, konuşmaya çalıştık ama bize doktorun prensibinin olduğunu ve hiçbir hastasının ailesiyle görüşmediğini söylediler. Hastanenin başhekimi ile de görüştüm. Durumu baştan sona anlattım. Başhekim de bölüm başkanına durumu ileteceğini söyledi. Hiç umurunda bile olmadı.”

Otopsi raporu bekleniyor

Yaşadıkları durum karşısında, hastane ve doktorlardan şikayetçi olduğunu ifade eden Ertaş, durumu savcılığa taşıdığını dile getirerek, “Hastanenin yazdığı raporda, doğal ölüm yazıyor. Fakat, durumu polise anlattım. Konu savcıya intikal etti. Adli tıp doktoru ve savcı devreye girdi. Adli tıp raporunda ise, durumun doğal ölüm değil, adli vaka olduğu yazıyor. Ayrıca, ölüm saati hastane raporunda 15:35 olarak yazılmışken, adli tıp raporunda 07:30 olarak kaydedilmiş. Başvurabileceğim her yere başvurdum. Hastane hakkında idari soruşturma başlattım. Şu an otopsi raporunu bekliyorum. Her şey ondan sonra belli olacak. Mücadelem bununla sınırlı kalmayacak. Hem hastane hem de doktor hakkında dava açacağım. Hukuki olarak her türlü yolu deneyeceğim. Benim çocuğum ihmalden ve takipsizlikten yandı. Başka birinin çocuğu yanmasın” ifadelerini kullandı. Gökçe ADAR

Son yolculuğuna uğurlandı

Rüya'nın naaşı, morgdan alındıktan sonra önce Bornova Çamdibi'ndeki Tuna Mahallesi'nde bulunan evlerine getirildi. Küçük kızın tabutu kırmızı güllerle bezendi. Beyaz tülbente sarılan tabut, bir süre evinin önünde bekletildi. Kızına veda ederken ayakta durmakta zorlanan anne Zirve Ertaş'a, yakınları destek oldu. Rüya Ertaş'ın naaşı daha sonra Bornova Güreler Camisi'nde kılınan ikindi namazının ardından Naldöken Mezarlığı'nda toprağa verildi.