Jülide ŞEHİTOĞLU 

Kuşkusuz bu işin en büyük mağduru çocuklar. Birbirinden farklı huylar kazandıkları bir yılı devirdiler ve gözleri okul yolunda kaldı. Kalpleri arkadaşlarının sesleriyle bir yıl boyunca başka attı.

12 yaşındaki Nehir Yenal ile korona hakkında sohbet ederken çok ilginç şeyler öğrendim. Vakitlerinin çoğunu bilgisayar karşısında dersleriyle geçiren ortaokul çocuklarından biri Nehir. Günün sekiz saatini bilgisayar karşısında sandalyede oturarak geçirmenin ne kadar zor olduğunu tahmin edemezsiniz diyor. Okulu o kadar çok özlemiş ki, Kovid-19’un bittiğini hayal et ne yaparsın diye sorduğumda ilk sözü, gözlerini aça aça, ağzına yerleştirdiği kocaman gülüşüyle “Okula koşarım, arkadaşlarıma ve öğretmenlerime sarılırım” oluyor. Devam edemediği jimnastik kursu, ayrı bir hüzün konusu. Empati de kuruyor ve diyor ki, “En azından benim bilgisayarım, sınırsız internetim var, olmayan çocuklara çok üzülüyorum. Onlar neyi nasıl öğreniyor?”

Z kuşağı dediğimiz şahane bir kuşak bu çocuklar. Empati yetenekleri ve psikolojilerini korumak için yarattıkları inanılmaz. Random atmak nedir biliyor musun mesela? Ben yeni öğrendim. Emoji kullananları daha yaşlı buluyorlar, yeni moda random atmak. Kendi kuşaklarının yeni özelliklerini oluşturmak için uğraştıkları kesin ve bunu çok eğlenceli yöntemlerle yapıyorlar. Klavyede gelişigüzel harfleri tuşlayarak güldüğünüzü belirtmekmiş, örneğin; ‘hhfhfjsdcnıoewjfırbke’. Arkadaşlarıyla bir araya gelemedikleri için ya internet üzerinden karşılıklı ders çalışıyorlarmış ya da Study With Me (benimle çalış) gibi videolarla birlikte ders çalışarak kendilerini kütüphanede hissettikleri bir ortam yaratıyorlarmış. Kaygı ve korkularıyla baş edecek ne varsa yapıyorlar.

Bizler de üzerimize düşeni yapsak çok iyi olacak. Komşularınızla internet üzerinden buluşsanız mesela. 12 yaşındaki çocukların gösterdikleri iradeyi biz yetişkinlerin gösterememesi ayıp ve çocuklarımıza büyük haksızlık.