Mahkeme, 'ÇED gerekli değildir' kararının tarımsal açıdan uygun olmadığını belirterek, yürütmenin durdurulmasına hükmetti.

Çeşme'nin Ovacık Mahallesi'nde, sondaj yöntemiyle jeotermal kaynak arama faaliyeti için proje hazırlandı. Maliye Hazinesi'ne ait 9 ayrı parselde toplam 215 bin 92 hektarlık alanda arama yapmak için hazırlanan projeye, İzmir Valiliği'nce 'Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporu gerekli değildir' kararı verildi. Arama ruhsatı alan ve her biri yaklaşık 372 metrekare genişliğinde 9 sondaj kuyusu da açacak olan firmaya verilen 'ÇED gerekli değildir' kararının iptali için, Gücücek Koyu Doğal Yaşamı Güzelleştirme ve Koruma Derneği (GÜDODER) ve bazı vatandaşlarca, İzmir 5'inci İdare Mahkemesi'nde dava açıldı. Dosyayı inceleyen mahkeme, bilirkişi heyetinin raporunun ardından kararını verdi.

Danıştay 8'inci dairesi'nin kararını hatırlattı

Mahkeme kararında, Danıştay 8'inci Dairesi'nin, 'Kamu yararı kararı alınarak dahi, kimyevi, atık toz ve duman çıkaran tesislerin, zeytinlik sahalara 3 kilometre mesafe içerisinde yapılması mümkün değil' kararına atıfta bulundu. Mahkeme heyeti, tarımsal açıdan dava konusu 9 sondajın gerçekleştirilmesi ve beklenen jeotermal potansiyelin bulunması durumunda, ülkede ve yöredeki enerji ihtiyacını karşılamaya yönelik önemli katkı sağlayacağını, fakat projenin başlaması durumunda çevre sorunlarını önleme veya hafifletmeye yönelik tedbirlerin alınmadığını kaydetti. Sondaj kuyularının açılması için belirlenen havzanın, zeytin ağaçları ve bağ alanlarından oluştuğuna da dikkat çeken mahkeme, sondaj arama faaliyetlerinin 3573 sayılı Zeytin Islahı Kanunu'na aykırı olduğunu, projenin hayata geçirilmesi halinde tarımsal bütünlüğün bozulacağını kaydetti.

Önlem ve açıklamaları yetersiz buldu

Ayrıca proje dosyasında belirtilen önlem ve açıklamaları yetersiz bulan mahkeme, yine jeotermal kuyularının yeraltı sularına etkisi açısından Devlet Su İşleri (DSİ) 2. Bölge Müdürlüğü'nün görüşünün dikkate alınmadığını da kararında belirtti. Kuyuların, bitki örtüsüne, canlılara ve tarım sektörüne geçici ve uzun süreli zararlı etkilerinin olabileceği kaydedildi. Mahkeme, dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar oluşabileceği gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına hükmetti.