DSC_0071gg‘Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir.’
Fakir Baykurt’un bu sözlerinde bahsettiği öğretmenlik mesleği, son günlerde performans ölçme sistemiyle gündemde. Sosyal medyada öğrencilerin öğretmenlere not vermesi ile gündeme gelen performans sistemi ile milli eğitimde neler yapılmaya çalışılıyor? Kamu alanında yeni olmayan performans sistemi, uzun süredir konuşulan bir konu olmaya devam ediyor. 2010 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı performans yönetimi sistemi çalışması toplantısında “Performans sistemi, eğitim sistemine büyük katkı sunacak ‘’ demişti. 2015 yılında Ekonomi Bakanı Ali Babacan ise, Uludağ Ekonomi Zirvesinde ‘’Öğretmen stratejimizi gözden geçiriyoruz. Öğretmenlerin iş performanslarını ölçmek gerek. Araştırma görevlilerinden profesörlere kadar performansı ölçüp, ona göre bir ücret modeli oluşturmayı düşünüyoruz. Daha sonra ilköğretim, ortaöğretim ve lisede performans ölçülecek” demiştir. Yani eğitimde performans meselesi yıllardır planlanan, çalışması yapılan ve sürekli gündemde tutulan bir konu. İlk uygulaması 2015 yılında yapılmış ve performans ölçme sistemi kapsamında müdürler öğretmenleri değerlendirmişti ancak, sonuç felaket olup, değerlendirmelerin büyük çoğunluğu yandaşlık, muhaliflik çerçevesinde olmuş, kişisel tavırlar notlara yansımış ve konu davalık olmuştu. Mahkemeler yapılan değerlendirmelerin objektif olmadığı gerekçesi ile puanlamaları iptal etti. Arkasından 9 Haziran 2017 Tarihinde öğretmen strateji belgesi yayınlandı. Bu belgeye dayanarak 2018 yılının sonuna kadar uygulamaya geçirme hedefi koydukları performans sistemini 11 ilde pilot uygulamasına başlandı.Bu tarihten sonra kamuoyu konuyu öğrencilerin ve velilerin öğretmenlere not vermeye başlamasıyla duydu. Sosyal medyada, şimdi not verme sırasının kendilerine geçtiğini söyleyen öğrenciler “Şimdi yandın hocam’’,’’100 ver, ben de sana yüz vereyim’’,’’Hocam sözlüleri daha girmedim haberiniz olsun’’ , “yıl intikam yılıdır’’gibi ifadelerle öğretmenler alay konusu hale gelmiştir. Bu mesajlardan sonra kamuoyu tepkisiyle bakanlık apar topar öğrencilerin not verme işlemleri kapatılmıştır.
Peki, Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen performansıyla ilgili attığı her adımdan sonra trajikomik olaylar yaşandığı halde bu konuda niye ısrar etmektedir? Bakanlık performans sistemini; okular da memnuniyetin arttırılması, denetim sisteminin iyileştirilmesi ve öğretmen performansının arttırılması amacıyla uygulayacağını söylüyor. Unutmayalım ki nitelikli bir eğitimin önündeki engel öğretmenler değildir. Asıl problem, eğitime ayrılan bütçenin azlığıdır, eğitim alanında yapılmayan bilimsel temelli yatırımlardır, müfredattır ve eğitime yeterince önem verilmemesidir. Bakanlık, eğitim sisteminde yaşanan her türlü problem ve sorunu öğretmenlere performans notu vererek çözemeyeceğini kendiside çok iyi biliyor. Hükümetin milli eğitim de performans sistemine geçme çalışmalarının asıl nedeni, 1 milyonun üzerinde çalışanın bulunduğu bakanlığın personel giderlerinde tasarrufa gitmek.
Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı, “Bakanlığın bütçe imkânları çerçevesinde değerlendirme sonuçlarının ödüllendirmede dikkate alınacağını, fakat yeterli performansı göstermeyenlerin cezalandırılacağını’’ söylemektedir. Bu çerçevede performans notları belirlenecek öğretmenlerin ücretlerinin de performans notlarına göre verilmesi gündeme gelecektir. Böylece milli eğitim personeline ödenecek ücretlerde kesinti yapılabilecek. Bu çalışma sağlıkta dönüşüm adı altında yapıldığında da aynı şekilde uygulanmıştı. Sağlık bakanlığında yıllardır performansa göre ücretlendirme yapılmaktadır. Performans sistemi bu dönemin ücretlendirmede kullandığı ölçütün adıdır. Bu dönem esnek çalışma, performansa göre ücretlendirme dönemidir. Peki milli eğitimde performans sistemi niye yıllardır söylendiği halde bugün uygulanmaya çalışılmaktadır. Çünkü bugün ülkemiz OHAL ile yönetilmektedir. Eylemler, protestolar yasaklanmakta, KHK'larla insanlar işlerinden atılmaktadır. Eğitim alanında sendikal örgütlülük azalmıştır. Hükümetin uygulamalarına karşı tepkiler, çalışanların üzerinde geleceği baskıdan korkmasından ve iş güvencelerinin neredeyse ortadan kalkmasından dolayı azalmıştır. Hükümetin OHAL uygulamaları nedeniyle, emekçilerin yaşananlar karşısında sokağa çıkması, iş bırakması ve eylem yapması neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Hükümet bunları iyi bilmekte, uygulamaları karşısında tepkilerin örgütlenemeyeceğini düşünmekte. Bu nedenle, eğitimde performans uygulamasını bu koşullarda getirip uygulamaya geçirmek istemektedir. AKP unutmasın ki ülkemizde öğretmenlerin yüz yıllık bir mücadele geleneği vardır. Sağlık Bakanlığında uygulamaya koyduğu performans sistemini Milli Eğitim Bakanlığı’nda bu kadar kolay hayata geçiremeyecektir. Öğretmenler ‘köylü kurnazlığı’ ile hayata geçirmeye çalışılan performans sistemine karşı mücadeleyi yükselecektir.