İzmir’de 46 emek ve demokrasi örgütü yayınladığı ortak metinle olağanüstü hal OHAL kararının derhal kaldırılarak demokrasi ortamına geçilmesini istedi.

İzmir’de 46 emek ve demokrasi örgütü yayınladığı ortak metinle olağanüstü hal (OHAL) kararının derhal kaldırılarak demokrasi ortamına geçilmesini istedi. Bakanlar Kurulu tarafından bir kez daha uzatılması beklenen OHAL kararı öncesinde İzmir’de aralarında sendika, oda, siyasi parti, kent konseyi ve kitle örgütünün bulunduğu 46 kurum “kol kola” girerek ortak açıklama yaptı. Kültürpark İsmet İnönü Kültür Merkezi’ndeki açıklamada hazırlanan ortak metni TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Melih Yalçın okudu. Metinde OHAL’in hukuksuz keyfi ihraçlar, parlamentonun tasfiyesi, halk iradesinin gaspı, basının karartılması ve emek düşmanlığı olduğu vurgulandı.

[caption id="attachment_96106" align="aligncenter" width="656"]misket-dikmen Misket Dikmen, Türkiye'de son rakamlara göre 122 gazeteci ve medya çalışanının tutsak olduğunu belirtti.[/caption]

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, OHAL'in Türkiye'de iyice yerleştiğini, medyanın tarafsızlığını yitirerek tek yönlü haber veren propaganda aygıtına dönüştüğünü söyledi. Basın etik kurallarına uyarak, doğru habercilik yapanların baskı ve tehdit altında olduğunu vurgulayan Dikmen, böyle bir ortamda basın özgürlüğünden söz etmenin mümkün olmadığını dile getirdi. Dikmen, Türkiye'de son rakamlara göre 122 gazeteci ve medya çalışanının tutsak olduğunu da anlatarak, “Gazeteciler Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında 237 ağırlaştırılmış müebbet ile toplam 3 bin 672 yıl 6 ay hapis talebiyle yargılanıyor. Tutuksuz yargılanan 520 gazeteci de hapis tehdidiyle karşı karşıya. Bu süreçte Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) eliyle kapatılan gazete ve dergiler, yayınevi ve dağıtım kanalları ile özel radyo ve televizyon kuruluşlarının sayısı, 24 Aralık 2017 tarihi itibarıyla 148’e ulaştı” dedi.

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, işçilerin OHAL'e her zaman her yerde “hayır” diyeceğini belirterek, “27 grev, OHAL süreci içinde iptal oldu. 130 direniş ortadan kaldırıldı, engellendi. KHK ile 800 üyemiz, atanan kayyumlarla bin 700 üyemiz, işsiz aşsız hiç sorgusuz sualsiz işinden edildi” diye konuştu. KESK İzmi Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hasan Ali Kılıç da OHAL sürecinde 30 KHK çıkartıldığını, 300 yasa üzerinde değişiklik yapıldığını anlatarak, “Bugüne kadar kamuda 116 bin 200 kamu emekçisi işlerinden ihraç edildi. Bunlardan 4 bin 233'ü KESK'li. Kamu emekçisinin ihracına ilişkin hukuksal dayanak olmadığını biliyoruz” dedi. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi adına açıklama yapan Funda Obuz da şöyle konuştu: “Son KHK ile ihraç edilen hekim sayısı 4 bini geçmiş durumda. Haksız, hukuksuz bir şekilde işlerinden olan meslektaşlarımız daha sonra iş bulmakta zorluk çekiyorlar. En son geçen hafta iş sağlığı, iş yeri hekimliği hakkında çalışmak isteyen meslektaşlarımız ihraç edildikleri için sertifika sahip olamadılar. İhraç edilen kişilerin arasında asistan olan uzmanlık eğitimi alanlar da var. Uzmanlık eğitimi de Anayasal haktır. OHAL ve KHK'ler ile onların da eğitim hakları da ihlal edildi. Yaptığımız başvurulara Sağlık Bakanlığı'ndan sonuç alamadık. Güvenlik soruşturmaları kapsamında 700'e yakın hekimin atanaması yapılmadı.”

OHAL ile grevin ne alakası var


Türkiye İnsan Hakları Vakfı'ndan Coşkun Üsterci, olağan rejimlerde iktidarların, hükümetlerin yapma ihtimali bulamadığı şeylere olanak verdiği için OHAL'in dünyanın her yerinde kaygı ile karşılandığını belirterek, “Hükümetler bunu uygulamasa bile çok katı kuralları olmalı ve çok kısa sürmesi gerekmektedir. OHAL amacı ile uyumlu olmalıdır. Bir darbe girişimi nedeniyle OHAL ilan edildi ama grevler yasaklanıyor. Darbe ile grevin ne alakası var. OHAL amacının çok ötesine çıkmış durumda” diye konuştu. İzmir Kadın Platformu'ndan Nuray Öztürk de, OHAL'in kadına yönelik şiddetin arttığı bir sürece dönüştüğünü söyledi.