HABER/ Didar DEMİRCİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi ağustos ayı olağan birinci meclis oturumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in idaresinde gerçekleşti. Meclis oturumuna İzmir gündeminde uzun süredir tartışmaların bir numaralı başlığı olağan Nae Sao Paulo adlı uçak gemisi yerini aldı. Asbestli olduğu öne sürülen gemiyi ilk olarak meclis gündemine CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın taşıdı. Aydın, “Bu gemiyi burada sökmek istiyorlar. İzmir’in havası, suyu, toprağı hepimizin. Ülkesini, şehrini seven herkesin bu konuya duyarlılık göstermesi lazım. Karşı çıkmıyorsa bile ne olduğunu anlamaya çalışması, şehir için olan tehlikeye karşı duruş sergilemesi lazım. İzmir’in doğasını, havasını, suyunu birileri para kazansın diye sahipsiz bırakamayız. İzmir halkının sağlığını ve çevresini korumak bu meclisin en temel görevidir” sözlerini kaydetti. Aydın’ın konuşmaları üzerine AKP Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, İzmir depreminde hasar alan ve yıkımı gerçekleşen binaları hatırlatarak, asbest konusundaki eleştirilerde samimiyetsizlik olduğunu vurguladı.

ASLİ GÖREVİMİZ KORUMAK

Toplantının sonunda açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, asbestli olduğu öne sürülen gemi ile ilgili şöyle konuştu: “Eylül, ekim ve kasım ayları çok yoğun geçecek. Birçok etkinlik var, organizasyon var. Hepsi ile ilgili bilgi aktarmak istiyorum. ‘Hükümet temsilcimiz bakanımızın söylediğine sonuna kadar katılırım, doğru olduğunu düşünürüm’ denildi. Tabiatına aykırı derler ya; eğer böyle olsaydı ne seçime ne iktidar değişikliğine ihtiyaç vardı. Sittin sene hükümetler devam ederdi, belediyeler devam ederdi. Sonuna kadar inanırdık. Bu doğru değil, mümkün de değil. Siyaset kuşku ve merak üzerinedir. Bir yöneticinin söylediğinden kuşku duyarsınız. İnanmak için elinizde delil var mı, bakarsınız. Ama inanmayabilirsiniz. Bir birey olarak bir hükümet yetkilisinin söylediği her şeyin doğru olmayacağını baştan kabul edersiniz.  Baştan doğru olma ihtimalini düşünerek değil, yanlış olma ihtimalini düşünerek siyaset yaparsınız. Mesela ben nelerden şüpheleniyorum söyleyeyim, birincisi; Aliağa’da 22 tane işletme var, sadece 8 tanesinin Avrupa Birliği uygunluk belgesi var. Bu, orada yapılan sökümle ilgili bende kuşku uyandırdı. İkincisi; ikiz gemi Clemen Sao gemisi ile ilgili rakamlar verildi, 760 ton… İkiz gemi aynı makineden çıkarak imal ediliyor. Dolayısıyla böyle bir gemide 9 ton asbest ihtimali neredeyse yok. Üçüncüsü; Norveçli firmadan bahsedildi. Yapılan araştırmada yüzde 12’sinin tespit edilebildiği ifade ediliyor. Dolayısıyla yüzde 12’si üzerinden yapacağımız bir değerlendirme size ‘bunda tehlikeli bir şey yok’ dedirtmemeli…  Hindistan, Bangladeş gibi bir üçüncü dünya ülkesi muamelesini yapılan bir ülke olmak, kent olmak benim ağrıma gidiyor. Bütün bunlar beni kuşkuya sevk ediyor.  Şirketin yetkililerini dinledim, çünkü kuşku duyuyorum. Ben bir şeye karşı çıkacaksam sebebini bilmem lazım. Kuşku duymam için bu sebepler yeterli. En çok Aliağa meclis üyeleri, Aliağa Belediyesi seferber olmalı. Eğer siz Aliağa ya sahip çıkmazsanız, ne harcarsanız harcayın, asıl o zaman ‘mış gibi’ yaptığınız düşünülür. Aslolan; bir başkanın, meclis üyesinin yaşadığı kenti korumasıdır. Bunlar bizim babamızın malı değil. Hepimizin görev süresi sınırlı. 8 bin 500 yıllık kentten bahsediyoruz. Buna izin vermemeliyiz, korumalıyız. Bizim aldığımız mirası bizden sonrakilere devretmek bizim asli görevimiz. Korumak, bu şehrin ağacını, nehrini, denizini korumak asli görevimiz. Sonrasında gücümüz yettiğince, elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”

BALÇOVA’NIN 52 YILLIK SORUNU KOMİSYONDA

AKP Grubunun, Balçova Arsa Mağdurları ile ilgili önerge vererek çözüm noktasında neler yapıldığını sorması üzerine Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya söz aldı. Çalkaya, “Balçova’nın 52 yıldır çözülemeyen kanayan yarası… Biz İBB ile birlikte seçim döneminde orayla ilgili çözüm noktasında irade ortaya koyduk, çalışıyoruz. Bir yıldır plan yapıyoruz hem İBB hem Balçova bürokratlarıyla... Tabi ki bu sorunun çözümü sadece İBB ve Balçova Belediyesi ile sınırlı değil. Maalesef orman alanı içerisinde kalan arsalar var. Biz planı yaptık, İBB ile birlikte, bakanlığa da başvurduk. Hem hazine hem orman bakanlığının bize destek vermesi gerekiyor. Aksi takdirde sorununun çözümü noktasında bir problem yok” diye konuştu.  Başkan Soyer ise, “Biz bir hayli zamandır bir yol aldık. İmar komisyonumuza havale edelim hem de bundan sonraki süreçte kimlerin desteğini alacaksak arkadaşlarımız bilgilenmiş olur” diye konuştu. Önerge, Hukuk Komisyonu ve İmar Komisyonu’na gönderildi.

GAZİEMİR’İN ÖNERGESİ İADE EDİLDİ

Gaziemir Belediye Meclisi’nin kararı ile uygun görülen; Atıfbey Mahallesi, 140 ada 1, 2, 3, 4 parsellerin İmar Planında ‘Ticaret Alanı’ kullanımında kalan kısmının ‘Rekreasyon Alanı’ olarak düzenlenmesi ve ‘140 ada 1, 2, 3 no’lu parseller 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 10. maddesi gereği Belediyesince İmar Programına alınarak kamulaştırılacaktır’ şeklinde plan notu getirilmesine yönelik 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişiklik önerisinin; İmar ve Bayındırlık-Hukuk Komisyonlarınca değişiklikle oyçokluğu ile uygun bulunduğuna, Çevre ve Sağlık Komisyonu’nca oybirliği ile uygun bulunmadığına ilişkin önerge tartışmalara neden oldu. AKP’li meclis üyesi Hüsnü Boztepe, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’nın önergeyle ilgili meclis üyelerine baskı yaptığını iddia etti, bunun üzerine Başkan Soyer, “Yanlış. Baskı falan yok” dedi. Ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Özgür Hızal da önergeye ilişkin eleştirilerde bulundu. Başkan Soyer de “Gaziemir Belediyesi’nin kamu ve vatandaşlarımızın menfaatini düşünerek bir çalışma yaptığını düşünüyorum. Ancak Çevre, Hukuk ve İmar Komisyonları arasında çok farklı görüşler olduğunu gördüm. Bu nedenle komisyonlara iade edilmesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Önerge tekrar görüşülmek üzere komisyonlara iade edildi.

ZENGİNOBUZ: CADI AVINDAN KORKMUYORUZ

Gaziemir Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili İzel Zenginobuz Derinsu, Gaziemir Belediye meclisinde sınavlara ilişkin yaptığı bir konuşmanın çarpıtıldığını söyleyerek, hakkında çıkan haberleri Büyükşehir Belediyesi meclis kürsüsünden yanıtladı. Gaziemir Belediyesi’nin 3 Ağustos meclis oturumundaki konuşmasının belediyenin sosyal medya hesaplarından izlenebileceğini hatırlatan Zenginobuz, konuşmalarını şu şekilde sürdürdü:“Son 12 yılda yani 2010 yılından itibaren muhalefet partileri 16 kez ÖSYM ve ÖSYM’nin yapmış olduğu sınavlardaki usulsüzlüklerin araştırılmasını istedi. Bu araştırma önergelerinin hepsi AKP oylarıyla reddedildi. Bu denli ayyuka çıkmış olan bir mesele ısrarla ve bilinçli bir şekilde ört bas edildi. Ben bu yaşananların bizzat şahidiyim. Tıpkı 2010 yılı YGS’ye giren yüz binlerce öğrenci gibi. Bugün yaşanan KPSS skandalı bana 12 yıl önce yaşadığım ve tanığı olduğum bu olayı anımsattı ve bende cesurca dile getirdim. Bu olayı henüz 18 yaşında bir gençken ÖSYM önünde eylem yaparak da dile getirmiş biriyim ben. Benim gibi binlerce şahit var! Buradan bir daha söylüyorum, bazı dershaneler tarafından son anda yapılan ek derslerin şahidiyim! Bunu dün de söyledim, bugün de söylüyorum, yarın da söyleyeceğim. Cumhuriyet halk partisi iktidarında bu şaibeli sınavların arkasında yer alanlar yargılanırken adaletin tecelli etmesi için o mahkeme salonlarında bende tanık olarak yer alacağım! Hakkımda başlatılan bu cadı avı ne beni ne de cumhuriyet halk partisini korkutamaz! Cumhuriyet halk partili bir kadın meclis üyesi olarak alnım ak ve dimdik karşınızdayım.”