Münir Özkul için Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde bir tören düzenlendi. Ardından Teşvikiye Camii’nde öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazından sonra Özkul’un cenazesi Bakırköy Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Tören öncesi konuşan Münir Özkul’un eşi Umman Özkul gözyaşlarını tutamadı. Özkul, “Çok üzgünüm, hep yanımda olmasını istiyordum ama. Tesellim, çok sıkıntıları vardı, o sıkıntılardan kurtulduğu için” dedi.
Münir Özkul’un eski eşi Suna Selen de törene katılarak Umman Özkul’a destek oldu. Suna Selen, “Türk Tiyatrosu için çok önemli bir isimdi. Çok değerli bir sanatçımızdı. Şunu da söyleyeyim böyle bir melekle beraber olduğu için şanslıydı. Aslında Umman Hanım hepimizin şansıydı. Hepimiz biliyoruz ne kadar yaşamını uzattığını, iyi baktığını” ifadelerini kullandı.

MÜNİR ÖZKUL KİMDİR?


Münir Özkul, İstanbul Erkek Lisesi mezunudur. Sanat hayatına henüz lise öğrencisiyken 1940 yılında Bakırköy Halkevi’nde tiyatro ile başladı. Bir süre İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne ve Edebiyat Fakültesi’nin sanat tarihi bölümüne devam etti. 1948’de Ses Tiyatrosu’nda sahnelenen “Aşk Köprüsü” oyunuyla profesyonel oldu. Daha sonra Muhsin Ertuğrul’un yönetimindeki Küçük Sahne’ye geçti.[1] Bu dönemde John Steinbeck’ten Fareler ve İnsanlar (1951), John Millington Synge’den Babayiğit, George Axelrod’dan Yaz Bekarı (1954), John Patrick’ten Çayhane (1955) gibi oyunlarda oynadı. Daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları’nda (1958-59), Ankara Devlet Tiyatrosu’nda (1959-60) ve Istanbul Aksaray’daki Bulvar Tiyatrosu’nda arkadaşlarıyla kurduğu kendi topluluğunda (1960-62) çalıştı. 1963-67 arasında çeşitli topluluklarla turnelere çıktı; zaman zaman sahneden uzak kaldığı dönemler oldu. Sahne aldığı özel tiyatrolarda Sadri Alışık, Cahit Irgat, Nevin Akkaya ve Şükran Güngör gibi oyuncularla çalıştı.

1978’de yeniden Şehir Tiyatroları’na döndü. 1983-84’te, daha önce kendi topluluğunda (1961) sahneye konan ve büyük ilgi gören, Jean Anouilh’in “Generalin Aşkı” oyunuyla Dormen Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. 1980’lerin ortalarında Ferhan Şensoy’un Ortaoyuncular topluluğuna katıldı, aralarında “İstanbul’u Satıyorum”un da yer aldığı dört oyunda rol aldıktan sonra sahnelere veda etti.