Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 7 Şubat 2012'deki "MİT kumpası"na ilişkin 18 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar Ayhan Albayrak ile Mustafa Gökkılıç katıldı.

Tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Faik Şaşmaz, Kazım Aksoy, Nuh Mehmet Damgacı, Yurt Atayün ile başka suçtan tutuklu sanıklar Erkan Ünal, Oğuzhan Ceylan, Ahmet Kılınçarslan, Bilal İrice, Musa Metin ve Sebahattin Kaplan bulundukları cezaevinden, tutuksuz sanık Aykut Güçlü de bulunduğu ilden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Duruşmada, müdahil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı da hazır bulundu.

Mahkeme heyeti, sanıklar eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Kazım Aksoy, Erol Demirhan, Nuh Mehmet Damgacı ve Ayhan Albayrak ile örgütün "emniyet mahrem imamları" olduğu belirtilen Sebahattin Kaplan, Musa Metin, Bilal İrice ve Ahmet Kılınçarslan'ı "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Sanıklardan 4'ü hakkında tutuklama kararı

Bu suç bakımından sanıklar Bilal İrice, Ahmet Kılıçaslan, Musa Metin ve Sebahattin Kaplan’ın hükmen tutuklanmasını kararlaştıran heyet, bu 10 sanık hakkında "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" ve "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlarından yasa gereği hüküm verilmesine yer olmadığına, "devletin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından ise beraatlerine hükmetti.

Heyet, sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Kazım Aksoy, Erol Demirhan ve Ayhan Albayrak’ı fikir ve eylem birliği içinde ve hiyerarşik bir silsileyle "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçunu işledikleri gerekçesiyle dokuzar yıl hapis cezasına çarptırırken, sanıklar Nuh Mehmet Damgacı, Sebahattin Kaplan, Bilal İrice, Musa Metin ve Ahmet Kılınçaslan'ın bu suçtan beraatine karar verdi.

Sanıklar eski polisler Oğuzhan Ceylan, Veli Tuluy, Fazıl Adnan İzgi ve Erkan Ünal’ı “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl altışar ay hapis cezasına çarptıran heyet, bu sanıkların diğer suçlardan beraatlerini kararlaştırdı.

Heyet, gazeteci sanık Mustafa Gökkılıç'ı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay, "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçundan 2 yıl 1 ay olmak üzere 8 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum ederken, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreyi dikkate alarak adli kontrol şartıyla tahliyesine hükmetti.

Sanık Faik Şaşmaz hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan "örgüt yöneticiliği" suçundan yargılandığı bir başka mahkemede beraat etmesi ve bu kararın kesinleşmesi nedeniyle davanın reddine, diğer suçlardan ise beraatine hükmeden heyet, sanığın tahliyesini kararlaştırdı.

Heyet, diğer sanıklar Mehmet Deveci ve Aykut Güçlü'nün de tüm suçlardan beraatine karar verdi.

Olayın geçmişi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, emniyet ve yargı kurumlarının içine sızan FETÖ'cülerin, Türkiye Cumhuriyeti'nin çözüm sürecinde yürüttüğü politikalardan dolayı, MİT'i, terör örgütü PKK/KCK ile ilişki içindeymiş gibi göstererek 7 Şubat 2012'de, MİT Başkanı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu bazı görevlileri ifadeye çağırma ve yakalama kararı çıkarma şeklinde kurguladıkları kumpasa ilişkin 15'i firari 34 sanık hakkında dava açılmıştı.

Başsavcılık, FETÖ kapsamında meslekten ihraç edilen ve 7 Şubat soruşturmasını yürüten eski savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya hakkında Yargıtayda aynı konuyla ilgili yargılandıkları için kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermişti.

Haklarında dava açılan sanıklardan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, olay tarihinde örgütün "yargı imamı" olan İlyas Şahin, "emniyet imamı" Çetin Özgür, "MİT mahrem hizmetler imamı" Murat Karabulut, "Marmara bölge imamı" Ali Rıza Tekinkaya, dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Serdar Bayraktutan, "emniyet mahrem imamları" Murat Tokay, Bekir Kalağası, Hüseyin Civan, Muhammet Bekar, Ramazan Yılmaz, MİT mahrem imamlarından Sunay Elmas, "Türkiye polis memurları ülke imamı" Kamil Bayram ve eski komiser Hüseyin Özkan ve avukat Murat Karkın "firari" durumda bulunuyor.

Davanın görüldüğü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianame ekinde yer alan belgelerin milli savunmaya ve milli güvenliğe ilişkin devlet sırrı olabilecek nitelikte belgeler olma ihtimali bulunduğundan devlet sırrı sayılmasına karar verip bu evrakın incelenmesinin ve belgelerden örnek alınmasının mahkeme heyeti haricinde kalan kişiler yönünden yasaklanmasına karar vermişti.

Davanın 22 Haziran 2020'deki ilk duruşmasında MİT'i temsilen katılan avukat, yargılamanın kapalı oturumlarda yapılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, kamu güvenliğini tehlikeye sokabilecek belge ve bilgilerin ortaya çıkma ihtimali nedeniyle ilgili yasa gereği duruşmaların kapalı yapılmasına, duruşma içeriğiyle ilgili yayın yasağı getirilmesine, ayrıca MİT Başkanlığına "müşteki" sıfatıyla davetiye tebliğine oy birliğiyle hükmetmişti.

32 kişi "mağdur", 1 kişi "müşteki" olarak yer alıyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, "mağdur" olarak şu isimler yer almıştı:

"61. Hükümet Başbakanı olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 61. Hükümetin Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Emrullah İşler, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, o dönem MİT Müsteşarı olan MİT Başkanı Hakan Fidan, eski MİT Müsteşarı Emre Taner, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Fatma Afet Güneş, eski MİT personelleri Yaşar Hakan Yıldırım ve Hüseyin Emre Kuzuoğlu."

İddianamede, MİT personeli M.Ö. ise "müşteki" olarak bulunuyordu.

"FETÖ/PDY'nin, hükümete karşı açıktan giriştiği ilk operasyon"

Davanın iddianamesinde, 15 Temmuz darbe kalkışmasına kadar geçen sürece bakıldığında, FETÖ/PDY'nin nihai hedefe ulaşmak için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile güç mücadelesine girdiği anlatılmıştı.

Bu kapsamda FETÖ'nün bazı kumpas davalarından örnekler verilen iddianamede, şu ifadeler yer almıştı:

"(Örgütün) Nihai hedefe ulaşmak için başlatılan eylemlerin ilk aşamasının Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, İzmir Askeri Casusluk, Tahşiye, Selam Tevhid, MİT tırları ve 17-25 Aralık gibi kurgu ve kumpas soruşturmalarla geçildiği, örgüt tarafından gerçekleştirilen bu eylemlere 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması ile hız verildiği anlaşılmıştır. MİT soruşturması aslında FETÖ'nün seçilmiş Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni yıkmaya yönelik ilk teşebbüstür."

Türkiye Cumhuriyeti'nin çözüm sürecinde yürüttüğü politikalardan dolayı, MİT'i, PKK/KCK ile ilişki içindeymiş gibi göstererek MİT görevlilerinin ifadeye çağrılması, evlerinde arama yapılması ve haklarında yakalama kararı çıkarılmasının o tarihte Başbakan olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ameliyat olacağı güne denk getirildiğine vurgu yapılan iddianamede, "Bu şekilde kurgulanan operasyon, nihai hedefi seçilmiş meşru hükümeti devirmek olan emniyet, MİT ve yargı organlarına sızarak yerleşmiş olan FETÖ/PDY'nin, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı açıktan giriştiği ilk operasyondur." değerlendirmesine yer verilmişti.

FETÖ/PDY'nin, karşı olduğu çözüm sürecini engellemeye çalıştığı bildirilen iddianamede, bu doğrultuda, kapatılan İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığında savcı olarak görev yapan, sonraki süreçte FETÖ kapsamında ihraç edilen Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya'nın, PKK/KCK soruşturması yürüttüklerine vurgu yapılmıştı.

İddianamede, Bayraktar ve Sarıkaya'nın, soruşturma kapsamında birden fazla şüpheli ile beraber dönemin MİT Müsteşarı olan MİT Başkanı Hakan Fidan, eski MİT Müsteşarı Emre Taner, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Fatma Afet Güneş, eski MİT personeli Hüseyin Emre Kuzuoğlu ve Yaşar Hakan Yıldırım ile Mustafa Özer hakkında "PKK/KCK'ya bilerek yardım etme ve soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından soruşturma başlattıkları hatırlatılmıştı.

İddianamede, 13 Eylül 2011'de kamuoyunda "Oslo görüşmeleri" olarak bilinen ses kayıtlarının basına sızdırıldığı belirtilerek, 20 Aralık 2011'de müşteki M.Ö.'nün soruşturma kapsamında MİT adına çalıştığı bilindiği halde evinde arama yapılarak gözaltına alındığı, sanık Bilal Bayraktar tarafından 23 Aralık 2011'de ifadesi alınan müştekinin aynı gün salıverildiği aktarılmıştı.

Hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulan M.Ö.'nün savcılık ifadesinin soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunduğu halde basına sızdırıldığı, hatta Taraf gazetesi web sitesinde müştekinin isim ve soy ismiyle birlikte fotoğrafının yayımlandığı anımsatılan iddianamede, bu şekilde M.Ö.'nün MİT adına çalıştığı deşifre edilerek PKK/KCK'ya hedef gösterildiği, can güvenliğinin tehlike altına girdiği kaydedilmişti.

"Başbakan'ın ameliyata geç girmesi ile kumpas bozuldu"

Söz konusu kumpas soruşturma ile örgüt mensuplarının, MİT ile ilgili kamuoyunda "PKK ile organize hareket eden teşkilat" algısı oluşturdukları, 7 Şubat 2012'de MİT soruşturmasıyla yargıyı kullanarak, bir yandan kendilerinden olmayan MİT yönetimini bertaraf etmek, MİT'i ele geçirmek, bir yandan da aynı soruşturmayla hükümetin terör sorununu çözmek amacıyla başlattığı çözüm sürecini durdurmak için harekete geçtiğine dikkat çekilen iddianamede, 7 Şubat 2012'de saat 17.00'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ve 4 MİT görevlisini telefonla arayan savcının, "İfade vermek üzere makamıma bekliyorum." dediği belirtilmişti.

İddianamede, MİT yöneticilerinin, hükümetin ve Başbakan'ın "terör örgütüne yardım"la suçlanmak istendiği, Hakan Fidan'ın gözaltına alınması maksadıyla gayret gösterildiği, gözaltına alınmasıyla birlikte, "emri Başbakan'dan aldığı" algısıyla o zaman Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve hükümetin istifaya zorlanması ve hatta devrilmesinin planlandığı anlatılarak, bu kurgu ve kumpas soruşturmasının, istihbarat görevlileri hakkında soruşturmaların izne bağlanması sistemine geçilmesi ve Başbakan'ın ameliyata geç girmesiyle bozulduğu ve önlendiğine işaret edilmişti.

"7 Şubat MİT kumpası" için ABD'ye gittiler akabinde Ankara'da toplandılar

Örgütün kumpasa ilişkin yaptığı toplantı ve toplantı öncesinde iki FETÖ'cü mahrem imamın Amerika'ya gittiğinin tespit edildiğine yer verilen iddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminde olduğu gibi örgütün emniyet imamı "Kozanlı Ömer" kod adlı Osman Hilmi Özdil'in yardımcısı konumunda bulunan ve elebaşı Fetullah Gülen'le doğrudan görüşen firari sanıklar Çetin Özgür ve İlyas Şahin'in talimatı alma ve örgüt üyelerine iletmek üzere ABD'ye gittiklerinin belirlendiği anlatılmıştı.

İddianamede, örgüt elebaşından doğrudan alınan talimat sonrası örgütün emniyet ve yargı imamlarının ülkeye geri dönüşlerinin akabinde Ankara Kızılcahamam'da toplantı tertip edildiği belirtilerek, örgüt hiyerarşisi gereği FETÖ elebaşının talimatının emniyet birimlerine iletilmesinin örgütün "Marmara Bölge İmamı" olan "Arif" kod adlı sanık Ali Rıza Tekinkaya tarafından organize edildiği ifade edilmişti.

İddianamede, söz konusu toplantıya örgütün sözde emniyet, yargı ile MİT imamlarının katıldığının ve toplantıya katılanlar arasında Rus Büyükelçi Andrey Karlov suikastine ilişkin davada firari sanık olan Murat Tokay ve Ahmet Kılınçarslan ile ABD'deki Hakan Atilla davasının hakimi Richard Berckman'ı 2014 yılında İstanbul'da ağırlayan hukuk bürosunun ortağı Murat Karkın'ın da olduğunun belirlendiği aktarılmıştı.

İddianamede yer alan bilirkişi raporunda, "13 Ocak 2012'de Diyarbakır DTP il binasında yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen Oslo'daki görüşmelere ait ses kayıtlarının olduğu harddiskleri FETÖ'nün yerleştirdiği" belirtilmişti.

Eski polis memuru Ş.E.'nin ifadesi

Dosya kapsamında eski polis memuru Ş.E. hakkında da ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişti. Kararda, Ş.E.'nin şu ifadeleri yer bulmuştu:

"... Ancak tam kesin tarihini bilmemekle birlikte şubatın ortalarında büro amir yardımcısı Ayhan Albayrak (sanık) bir konuşmasında 'Hakan Fidan ifadeye gelseydi Sadrettin Savcı tarafından kesin tutuklanacaktı.' dediğini hatırlıyorum."

Firari sanıkların dosyası ayrıldı

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, firari sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, olay tarihinde örgütün "yargı imamı" İlyas Şahin, "emniyet imamı" Çetin Özgür, "MİT mahrem hizmetler imamı" Murat Karabulut, "Marmara bölge imamı" Ali Rıza Tekinkaya, dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Serdar Bayraktutan, "emniyet mahrem imamları" Murat Tokay, Bekir Kalağası, Hüseyin Civan, Muhammet Bekar, Ramazan Yılmaz, MİT mahrem imamlarından Sunay Elmas, "Türkiye polis memurları ülke imamı" olan Kamil Bayram ve eski komiser Hüseyin Özkan ve avukat Murat Karkın ile 1 tutuksuz sanığın dosyasını ayırmıştı.

Yargılama sürecinde duruşma savcısı 15 Ocak'ta davaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunmuştu. Mütalaada eski emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu sanıkların atılı suçlardan cezalandırılmaları istenmişti.