Haber/ Gökçe ADAR

28 yaşındaki Hilal Gürer, üç yıldan beri yaptığı doktorluğu bırakma kararı alarak, yoga eğitmenliği yapmaya başladı. Bir aylık eğitmenlik yapan Gürer, farkındalık oluşturacak bir sosyal sorumluluk projesine de imza attı. Gürer, verdiği yoga eğitimleri sonrası öğrencilerinden para almayıp sokak hayvanları için mama talebinde bulunduğunu ifade etti.

Barınaklara gidiyor

Yoganın kendisi için bir kurtuluş noktası olduğunu ifade eden Gürer, yoga ile hayvan sevgisini birleştirdiğini dile getirdi. Gürer, sözlerine şöyle devam etti: “Yoga, benim için bir kurtuluş, bir dönüm noktası. Yoga, sadece sosyal medyada görülen havalı pozlar değil. Aynı zamanda derin bir felsefe. Yoga yaparken, yogayı daha fazla sevdirmek ve yaygınlaştırmak amacında bir şeyler yapmayı düşündüm. Sosyal medyada, Begüm Berberoğlu'nun mama karşılığı yoga dersi verdiğini gördüm. Ben de, hayvan sevgim ile yogayı birleştirmek isteyerek, Berberoğlu'na yardım etmeye başladım. Verdiğimiz yoga eğitimi sonrasında, herhangi bir para talebinde bulunmuyoruz. Öğrencilerimiz sadece sokak hayvanları için mama alıyorlar. Bazen, yogayı açık alanda yapıyorsak, yoga sonrası sokak hayvanlarına kendimiz dağıtıyoruz. Öte yandan, Hayvanlar İçin Projeler Derneği (HİP-DER)'ne de topladığımız mamaları veriyoruz. Derneğin de barınakları var. Onlar da bu mamaları barınaktakilere dağıtıyorlar.”

Festival istiyorlar

Amacının para kazanmak olmadığını altını çizen Gürer, bazı yoga merkezleri ile görüşme aşamasında olduğunu ancak mama karşılığı yoga eğitimi vermeye devam edeceğini de dile getirdi. Gürer, “Elbette doktorluktan kazandığım kadar çok param olmayacak ama derdim çok paramın olması değil. Sokak hayvanları için her mama topladığımda inanılmaz huzurlu oluyorum ve bu çok para kazanmaktan daha çok beni mutlu ediyor” dedi. Bu işi büyütmek istediklerini ifade eden Gürer, “İzmir, sokak hayvanlarına ilgi gösteren bir şehir. Belediye de, bu ilgiyi destekleyen bir tutum içerisinde. Çeşitli sponsorlar ile birlikte birkaç yoga hocamızın da desteğini alarak bir yoga festivali düzenlemek istiyoruz. Festivalin tüm geliri, hayvan barınaklarına verilecek. Festivale, çok ilgi gösterileceğini düşünüyoruz. Çünkü, yogaya eğilenlerin sayısı arttı, üstelik sokak hayvanları için düzenlenecek bir festivale, hayvanseverler de ilgi gösterecektir” diye konuştu.

Gürer, mesleğini bırakma nedenini ise şöyle anlattı: “Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldum. Mezun olduktan sonra 3 yıl boyunca pratisyen hekimlik yaptım. Türkiye'de sağlık sisteminden dolayı da doktorluğun her geçen gün ağırlaşan bir meslek haline geldiğini anladım. İlk başta, doktorluğu ve yogayı birlikte yürütmek istedim ancak yoganın hayatım olabileceğini anladıktan sonra mesleğimi bırakma kararı aldım.”

Yoga ve tıp birleşebilir

Tıp biliminin ve yoga felsefesinin birleşeceğini düşündüğünü dile getiren Gürer, “Tıp, sürekli gelişen bir şey olduğu için, şu an konuşulan enerji ve yoga konularının tıp dünyası içerisine karışacağını düşünüyorum. Bu yüzden, hem doktor hem de yoga eğitmeni olarak kendimi şanslı hissediyorum. İlerleyen zamanlarda hem yoga eğitmenliği hem de doktorluk mesleğimi yapabileceğim bir merkez açmak gibi bir düşüncem olabilir” dedi.