ÖZEL/ Didar DEMİRCİ - Kırsal kalkınma hedefleri doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından desteklenen Kübalı çiftçilere ‘Nohut Tohumu Islahı Projesi’ kapsamında; traktör, biçerdöver, sulama sistemi ve mibzer ekipmanları desteğinde bulunuldu. 2016 yılından bugüne TİKA tarafından desteklenen bölgede aynı zamanda Türkiye’nin ‘yerli nohut’ üretimi de yapılıyor. TİKA tarafından desteklenen Küba’da tarımsal verimin en üst düzeye çıkarılması hedeflenirken kadın ve gençlerin de üretime katılmasının artırılması hedefleniyor. Türkiye’den 10 bin 334 kilometre uzaktaki Küba’daki tarımsal kalkınmayı destekleyen projelere imza atabilen Türkiye, yerli üreticisine ise kulak tıkıyor.

BİZE DE DESTEK ŞART

TİKA’nın Küba’daki tarımsal desteklerinin önemli olduğuna ancak Türkiye’deki çiftçinin de benzer desteklere ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “Ülkeler böyle yardımlarda bulunabilir. Ama Türkiye’de benzer sorunlar çözülmeden başka ülkelere yardım etmek çok normal değil” ifadelerini kullandı. Türkiye’deki çiftçinin girdi maliyetlerinden ve susuzluktan harap olduğuna değinen Dr. Çakıcı, yerli çiftçinin ‘Tarım 4.0’ teknolojileriyle tanıştırılıp desteklenmesi gerektiğini belirtti. Çiftçilerin tarım araçları konusunda desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Çakıcı, “Türkiye’de böyle şeylere ihtiyaç var. Özellikle yeni nesil tarım makineleri ile ilgili destekler yapılmalı. Biliyorsunuz artık Tarım 4.0 diye yeni bir terimden bahsediyoruz. Yani tarımda yeni teknolojiler dönemi. Tarımda kullanılan dronlar, yeni nesil mibzerler, hasat makineleri ile hem daha iyi ve fazla verim sağlıyoruz hem de kullanılan su ve ilaçlardan tasarruf etmiş oluyoruz. Tabii bu makineleri her çiftçiye ulaştırmak için de çabalamamıza gerek yok. Çiftçiler arasında bölgesel ortaklıklar kurularak bir makineyi pek çok çiftçinin kullanmasını sağlayabiliriz” dedi.
 

ÜRÜN PLANLAMASI

Ürün planlamasının önemine dikkat çeken Dr. Çakıcı, “Bir kere ürün planlaması yapmak zorundayız. Herkes istediği ürünü ekebilir ayrı mevzu ama siz bu kadar serbest bırakırsanız eğer, bir sene bulduğunuz malı ertesi sene bulamazsınız. Böyle olunca ürünler birbirinin ekim alanlarına girmiş oluyor. Örnek bu sene domates bulamadık, salça fiyatları arttı ve Türkiye salça ihracatına sınırlama getirdi. Çünkü sebze ekilen arazilere ayçiçeği ektik. Ayçiçeği sıkıntısı yaşadık diye. Onlar bu sefer sebze alanlarına girdi. Bu da üretim planlamasında sıkıntı olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Son olarak Çakıcı, devletin çiftçiye vereceği destek ödemelerini bir sene sonra vermemesi gerektiğini vurguladı.

YERLİLİKLE ALAKALARI YOK

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Ednan Arslan, TİKA’nın Küba’daki çiftçiyi desteklemesini eleştirerek, “Çiftçinin; tarla arazileri haciz altında, elektrik borcunu ödeyemediği için ürününü sulayamıyor. Toplamda milli gelirin 3’te 1’i çiftçiye verilmesi gerekirken, 273 milyar TL çiftçinin alacağı varken, açıklanan taban fiyatlarına dahi uyulmuyorken, tekeller bu işe girmişken bu kadar çiftçi sıkıntı çekerken, insanlar süt ineklerini kesime gönderirken kalkıp bir başka ülkenin çiftçisini desteklemenin akılla mantıkla bir izahı yok. Bizim kendi çiftçimizi desteklemeyip bir başka ülkenin çiftçisini desteklememizi sorgulamamız lazım. Bunların yaptığı iş ne yerli ne milli… Biz iktidara geldiğimizde bunları çözeceğiz” diye konuştu.

URLA’NIN ZEYTİNİ TEHLİKEDE

İklim krizi ve susuzluk nedeniyle Urla’da zeytinin veriminin düştüğünü ifade eden Urlalı zeytin üretici Muharrem Atalay da, “Çiftçi zor durumda. Bu yıl zeytin yok. Bu bölgede zeytin çok az. Verim çok düşük. Nedeni ise başta iklim krizi ve bu bölgede sulama yok. Sulama olmadığı için de verim düştü. Kurak yani. Zeytinci kuraklıkla mücadele ediyor” sözlerini kaydetti. Öte yandan ekonomik nedenlerden kaynaklı Zeytin Sineği ile mücadelede yetersiz kaldıklarını aktaran Atalay, “Zeytin sineği de çok olmaya başladı. 70 dönüm yerde organik zeytincilik yapıyoruz. Onun için de yılda 3 kere organik ilaç atmamız gerekiyor. Ama bu ilacı karşılayamıyoruz. Astarı yüzünden pahalı. Biz artık yılda bir kere ilaçlama yapabiliyoruz. Bir de iki kere bordo bulamacı yapabiliyoruz. Aslında bordo bulamacının da 3 kere yapılması gerekiyor. Bordo bulamacının da maliyeti artı” diye yakındı.