'Keşke savunacaklarına inceleme başlatsalardı'

Haber / Didar DEMİRCİ

Asbest ve Tehlikeli Atıklar Derneği (ASTA) Aliağa’daki çevre kirliliğini gözler önüne seren bir rapor yayınlamıştı. Söz konusu raporda gemi söküm tesislerine yakın sokaklar içerisinden alınan numunelerden asbest tespit edildiği paylaşıldı. Konuya ilişkin gazetemize konuşan ASTA Başkanı Cafer Fidan, Aliağa’da sadece asbest araştırması yaptıklarını diğer tehlikeli atıklarla ilgili bir araştırma yapmadıklarına vurgu yaptı. Fidan, “Şehir içinden çok kısıtlı sayıda numune aldık. İlçe merkezinde aldığımız numunelerde asbest kalıntısına rastlamadık. Gemi söküm tesislerine yakın sokaklardan, insanlara ulaşabileceği yerlerden numuneler aldık. Bu numuneler sonucunda da asbest tespit ettik. Bu da bölgede yapılan prosesin, yanlışlığıyla, uygunsuzluğuyla alakalı gibi görünüyor. Biz burada bir farkındalık yaratmaya çalıştık. Buradaki durumun gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu iş bundan sonra devletin kurumlarında, daha detaylı bir araştırma yapıp bununla ilgili bir yol izlemeleri gerekiyor. Biz sadece insanlara bir kanıt sunduk” şeklinde konuştu. Öte yandan Fidan, İzmir Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün rapor sonrası açıklamasına dikkat çekerek, “Keşke savunmaya geçeceklerine, inceleme başlatsalardı. Biz somut bir şey koyduk ortaya bunun üzerine gidilmesi gerekiyor” dedi.

RİSK ÇOK BÜYÜK

Türkiye’de 90’lı yıllara kadar asbestin çok geniş bir alanda yalıtım malzemesi olarak kullanıldığını belirten Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, asbestin kanserojen etkisi ve sağlık riskleri barındırması nedeniyle kullanımının yasaklandığını söyledi. Ancak asbestin yasaklanmadan önce çoğu yerde ucuz olması sebebiyle kullanıldığına dikkat çeken Kınay, “Şu anda asbestin her yerde karşımıza çıkması çok normal. Ancak asbestin zararlarına ilişkin uzman görüşler dikkate alındığında nasıl bir sağlık sorunuyla karşı kaşıya kaldığımız ortada. O nedenle asbestin tespit edilmesi halinde uzman kişiler tarafından tekniğine uygun olarak ve iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınarak bertaraf edilmesi gerekiyor. Bunların nasıl yapılacağı da mevzuatlarımızda tanımlanmıştır. Ancak uygulama aşaması sadece mevzuatta kalmıştır. Dolayısıyla bununla ilgili sorumlu olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu konuda şeffaf bir denetleme süreci gerçekleştirerek, sonuçları kamuoyu ile paylaşmalıdır. Çünkü risk çok büyük” diye konuştu.