Haber/ Gökçe ADAR

İzmir Valiliği, Çeşme’den, Seferihisar, Urla, Bayındır, Foça, Menemen, Dikili, Kınık ve Bergama’ya kadar, İzmir’in 16 ilçesinde yer alan 33 jeotermal sahasını kiraya vermek için ihaleye çıkardı. Toplam 95 bin 330 hektarlık yüz ölçüme sahip 33 sahada jeotermal kaynak aranacağı, 8 bin 78 hektar büyüklüğe sahip mevcut 2 jeotermal sahasında ise işletme haklarının devredileceği duyuruldu. Jeotermal aranacak 33 saha için toplam 4 milyon 902 bin 500 TL, işletme hakları devredilerek ruhsatlandırılacak mevcut 2 jeotermal sahası için ise 1 milyon 800 bin TL muhammen bedel belirlendi. 30 ilçenin 28'inden daha büyük ve İzmir'in 11 bin 891 km2'lik yüzölçümünün yüzde 8'ine denk gelen bir alanı kaplayan jeotermal arama planı, ziraat mühendislerinin kafasında soru işaretlerinin oluşmasını sağladı. Planı değerlendiren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Tevfik Türk, Jeotermal Enerji Santrali'ne karşı olmadıklarını ancak sahaların tarımsal alanları etkilediği takdirde tepki göstereceklerini ifade etti.

Tarimi etkilememeli

Türk, “Bu alanların yeri hakkında net olarak bir bilgimiz yok. Jeotermale karşı değiliz. Tarımsal girdilerin maliyetlerinin düşürülmesi anlamında çok ciddi faydaları var. İnsanların ısınmada, enerji üretiminde de ciddi katkıları var. Ama bu alanlar, tarımsal alanları etkileyecek alanlar ise tamamen karşıyız. Doğal kaynaklara, doğal yaşamı etki edecek bölgedeyse buna da tamamen karşıyız. Burada en önemli nokta; bu bölgelerinin planlanması ve enerji testlerinin bu planlar dahilinde yapılması gerekiyor” dedi. Sahalarda denetimlerin sıklaştırılması gerektiğinin altını çizen Türk, tarım arazisi, doğal kaynaklar ve doğal yaşam içerisinde bu tür faaliyetlerin çevreye etkisinin olumsuz olacağının altını çizdi.
Tarımsal alanların içerisinde bu yapıların yapılmaması gerektiğini vurgulayan Türk, sözlerine şöyle devam etti: “Bu bölgedeki tüm faaliyetlerde denetim mekanizmasının artırılması ve çok ciddi denetim yapılması gerekiyor. Ciddi anlamda denetim yapılmazsa veya denetimsizlik söz konusu olursa geri dönülemez sonuçlar yaşanabilir. Çünkü yer altından çıkan bu jeotermal sularda, özellikle topraklar için bor minarelleri mevcuttur. Bu bor minareli de topraktan daha sonra hiçbir şekilde uzaklaştırılamaz. Bunun sonucunda toprak kirlendiği için tarımsal üretim sonlanır. Aynı zamanda bitki köklerine de zarar verir. Yer altı sularının kirlenmesine ve özelliklerinin kaybedilmesine sebep olur. Biz jeotermale karşı değiliz, tarımsal alanda inşaa edildiği zaman tepki gösteririz.” Eski sahalar devredildi

İzmir Valiliği, geçen yıl da 13 ilçedeki 59 bin 461 hektarlık yüz ölçüme sahip 22 jeotermal sahasını kiraya vermek için ihaleye çıkmıştı. O ihalede kiralanamayan birçok sahanın ve yenilerinin 14 Kasım 2019'daki yeni ihaleye dahil edilmesi dikkat çekti. 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'na göre ruhsatlandırılacağını bildirdi. Bahse konu olan 35 adet Jeotermal Kaynak Sahası, 5686 Sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'na bağlı Uygulama Yönetmeliği'nin 17’nci maddesi gereğince, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45'inci maddesi hükümlerine göre Açık Teklif Arttırma Usulü'yle ihaleye çıkarıldığı duyuruldu.

Jeotermal kaynakların 14 Kasım 2019 tarihinde saat 10:30-14:30 gerçekleştirilmesi planlanıyor.