Haber / Didar DEMİRCİ

İzmir Barosu, Taliban’ın Afganistan’ı işgal etmesiyle birlikte ülkede yaşananlar ve olaylar sonrasında Türkiye’deki sığınmacılara karşı nefret söyleminin artmasına dikkat çekerek, baro binası önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Göç ve İltica Komisyonu Sorumlusu Ayşe Kaymak okudu. Öte yandan basın açıklamasına HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı.

DUYARSIZ KALAMAYIZ

Afganistan’daki trajik gelişmelere duyarsız kalamayacaklarını dile getiren Kaymak, “Ülkeden kaçan kişiler için başta mülteci hukuku olmak üzere genel insan hakları hukukunun gerektirdiği önlemler gecikmeksizin alınmalıdır” dedi. Afganistan’da yaşayan kadın, çocuk, LGBTİ+ bireylerin ve daha birçok kişinin Taliban tehditti ile karşı karşıya kaldığını dile getiren Kaymak, başlayan göç ile gelişen nefret söylemlerine değindi. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne (İHEB), Birleşmiş Milletlerin ‘Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Sözleşme’ne atıfta bulunan Kaymak, “Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hukuk sistemimiz ve hiyerarşisi içindeki yerini net olarak ifade etmektedir. Temel bir insan hakkının ve açıklanmaya çalışıldığı üzere ulusal ve tarafı olduğumuz uluslararası hukukun açık bir gerekliliği olmasına karşın ülkemize sığınan insanlara yönelik son zamanlarda yükseltilen ayrımcılık ve nefret içeren söylemin –benzerleri başka coğrafyalarda ve tarihte de trajik bir şekilde görüldüğü üzere- hızla ayrımcılık ve nefret suçlarına dönüştüğü ve toplumsal barışı tehdit ettiği görülmektedir” diye konuştu.

TÜM ÜLKELERİN HUKUKİ SORUMLULUĞUDUR

Afganlıların sığınma haklarının korunması konusunda tüm adımların atılmasını talep ederek sözlerine devam eden Kaymak, uluslararası mülteci hukukunda bulunan yük paylaşımı ilkesini hatırlattı. Kaymak, “Sorumluluk paylaşımı veya onur paylaşımı anlayışı altında olası sığınma akınının mali ve sosyal sorumluluğunun ve faturasının komşu ve transit rota üzerinde bulunan ülkelerde değil tüm insanlık ailesince paylaşımı konusunda gerekli etkili tedbirlerin alınmasını ve Afganistan’daki hassas grupların korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz” diye konuştu. Kaymak, son olarak şunları dile getirdi:

“Buna göre tüm ülkeler için sığınmacılara bu anlamda sınırları açık tutmak siyasi bir tercih meselesi veya lütuf değil hukuki bir zorunluluktur. Sınırlarına duvar örerek kişilerin hukuka erişimini engellemeye çalışan ülkeler insan hakları ile de aralarına bir duvar örmüş demektir.”