Haber / Didar DEMİRCİ

İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği Başkanı Haydar Özkan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’i ziyaret etti. Ziyaret sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özkan, ziyaret sebeplerini açıkladı. Özkan, emsal artışı kararı sonrası depremzedelerin yanında tavır sergilediği için teşekkür etmek ve de yeni il binası için hayırlı olsun demek için ziyaret ettiklerini söyledi. Öte yandan Özkan, toplantıdaki konu başlıkları hakkında bilgi vererek, Yücel’den depremzedelerden belli bir süre emlak vergisi alınmaması için destek beklediklerini ilettiğini söyledi.

KREDİ DESTEĞİ TALEBİ

Depremzedelerin merkezi yönetimden kredi desteği beklediğini hatırlatan Özkan, “Bu konuyla ilgili sürekli istekte bulunuyoruz. 2 yıl ödemesiz 20 yıllık bir kredi olsun diye… Eskiden 400 bin istiyorduk, şimdi 500 bin istiyoruz. Çünkü geçmiş dönemde müteahhitler 500 bin istiyordu şimdi 800 bin istiyor. Bu kurdaki artışlar bizi de etkiledi. Bu konuyla ilgili de siyasi olarak bize destek verin dedik” dedi. Özkan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan kredi konusunda randevu talep ettiklerini hatırlattı.

BİZİ EV’LENDİRİN

Bakan Murat Kurum ile görüştükten sonra kredi ve kat konusunda olumlu geri dönüş almadıkları halde izleyecekleri yol haritasına ilişkin açıklamalarda bulunan Özkan, "Bundan sonrası Ankara... Başka çaremiz yok. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gidip "Bizi ev'lendirin" diyeceğiz. Depremin üzerinden 15 ay geçti, bu sürede herkes bizi pinpon topu gibi bir o tarafa bir bu tarafa attı. Kredi ile ilgili bir çalışma olduğunu biliyoruz ama ne zaman ve ne kadar verileceği ile ilgili bir netlik yok. Bu süreç çok uzadı. Zaman aleyhimize işliyor. Bakıyoruz; İzmir'deki depremzedeler mi öncelikli, yoksa otomotiv sanayinde KDV oranları mı daha öncelikli. Mesela KDV oranlarıyla ilgili indirim yapılabiliyor ama biz unutuluyoruz. İzmir'deki 80 bin depremzedenin 50 bini bu krediyi bekliyor ve bu kredi devlet için çok büyük bir yük oluşturmaz. Bizim artık bekleyecek halimiz kalmadı, kredinin öncelikli olarak gündeme alınmasını istiyoruz. İnsanlarda artık yılgınlık oluştu, 15 aydır bekliyoruz artık yeter" diye konuştu.

5 KAT BİZDE ALERJİ YAPTI

Özkan, proje alanları dışında kalan hasarlı yapıların yapımını Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) üstlenmesiyle ilgili soruları cevapladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile depremzedeler arasında ortak mutabakat sağlanması halinde depremde hasar gören konutların TOKİ eliyle inşa edileceğini belirten Özkan, TOKİ tarafından proje alanlarında yıkılan binaların yerine yapılan yeni binalar 5 katlı olduğu için proje alanı dışındaki binalarla ilgili de 5 katlı yapma yaklaşımının olduğunu ancak bunu reddettiklerini söyledi. Özkan, "Biz binalarımızın 5 katlı olmasına karşıyız. Çünkü proje alanlarında binalara 5 kata indirildiğinde ne tür sıkıntılar olduğunu gördük. Beş kat artık bize alerji yarattı. Biz zemin artı 7 katız, emsal artışıyla beraber zemin artı 9 kat oluyoruz, bunu Bakanlık yaptığı zaman zemin artı 7 kat yapacak, 2 katı da kendisi satın almış olarak gösterip bizim maliyetimizden düşecekti. Bu bizim için çok güzel bir şeydi ancak son zamanlarda Bakanlık görevlileri, bazı kat maliklerine ve apartman yöneticisi arkadaşlarla binaların 5 katlı yapılması konusunda görüşmüş. Eğer böyle bir şey olursa bunu kabul etmeyiz. Bakanımızdan randevu aldığımızda hep bunu görüşeceğiz hem de kredi mevzusunu görüşeceğiz. Bu konu daha fazla uzatılmasın. Şu an yaklaşık 300 apartman dönüşüm için TOKİ'ye müracaat etti ama geri dönüş alamadı. Geri dönüş olmaması bizde de soru işareti yarattı. Biz bu soru işaretlerini ortadan kaldırmak istiyoruz" sözlerini kaydetti.

‘FAKİRLİK DİSİPLİNİ’

Son olarak Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) hakkındaki sorulara cevap veren Özkan, “Belediyemiz, bodrum katı olacağına, zemin etüdü olacağına ve fore kazık olacağına dair zorunluluk getirdi. 60 katlı binalar fore kazık üzerine yapılıyor, fore kazık üzerine yapıldıktan sonra 60 katlı yapıyoruz da niye 9 katlı yapılmıyor? Bu niye kent suçu oluyor. Biz de o zaman 'mahkemeye verdik ama yapımlarına devam ettiler, önüne geçemedik' dedikleri gibi mi yapalım? Biz de kanunsuz bir iş yapalım? Mesleki disiplinleri doğrultusunda bunu söylüyor olabilirler ama bizim de fakirlik disiplinimiz de buna ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Bu vicdani bir durum. 'Kent suçu' demek çok ağır bir laf" şeklinde konuştu.