Dünyada küresel iklim krizinin etkileri her geçen gün daha da hissedilir hale gelirken krizle mücadele için hem uluslararası hem ulusal hem de yerel bazlı planlar hayata geçirilmeye başladı.
Son dönemde sürdürülebilir çevre için harekete geçen Karşıyaka Belediyesi, 'Yerel Yönetimlerde Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı Belediyeler Buluşması' düzenledi. Toplantıda yapılan konuşmalarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Konya’da düzenlediği iklim şurası sert bir dille eleştirilirken sürdürülebilir enerji politikalarının önemine dikkat çekildi. Konya'da gerçekleşen İklim Şurası’nı eleştiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, “Konya’da iklim şurası düzenleniyor. Bakıyorsunuz bir vatandaşımızı sahneye çıkmış göbek atıyor. AKP’nin iklim şurası böyle olur. Ne bekliyoruz ki. Biz devlet ikim kriziyle mücadelede ne yapacak diye bekliyoruz, onlar göbek atıp eğleniyorlar. O yüzden AK Parti’nin yapağı hiçbir şeyi umursamamak gerekiyor. Çünkü bilmiyorlar. İklim krizi dünyanın en önemli sorunlarından biri Ama birkaç gündür başka bir sorun yaşıyoruz” dedi. 

NEDEN İZMİR'İ GÖRMÜYORLAR?
Rusya ve Ukrayna arasında gerçekleşen savaşa da değinen Öztunç, Ukrayna'da ele geçirilin çerbobil üzerinden İzmir Gaziemir'deki çernobil tehlikesini hatırlattı. Öztunç, “ Avrupa şu anda ciddi bir nükleer atık tehlikesiyle karşı karşıya ama yine sessiz kalınıyor. Ama nükleer silahı olduğu için Rusya’ya aman ha diyenler neden İzmir’i görmüyorlar? Gaziemir’de İzmir’in orta yerinde nükleer atık bölgesi var. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Yerel yöneticiler isyan ediyor, Vali çıkıp ‘Şov yapıyor’ diyor. Ne yapacaktı? AKP’liler gibi çıkıp göbek mi atacaktı? AKP’nin İzmir milletvekili Hamza Dağ da boş boş konuşuyor. Binali Yıldırım İzmir’den aday oldu. Umurunda değil” diye konuştu. CHP'ye büyük görev düştüğünü ifade eden Öztunç, “Görev CHP’ye düşüyor. Biz iktidara gelince bu sorunla mücadele için elimizden geleni yapacağız. Ama iktidar olana kadar belediye başkanlarımız yerelde ellerinden geleni yapıyorlar. Belediyelerimizi kutluyoruz, çünkü biliyoruz ki CHP’li belediyeler halk için çalışır. Birileri rant için çalışır, CHP’li belediyeler halk için çalışır” şeklinde konuştu. 

'İKTİDAR GÖRMEZDEN GELİYOR'
CHP Genel Başka Yardımcısı Akın da, Türkiye'de var olan iklim krizini görmezden gelen bir yönetimin olduğunu ifade etti. Akın, “Türkiye’de dünyada büyük bir iklim krizi var ve bir de bunu görmezden gelen bir yönetim var. Bu yönetim, Türkiye’yi Paris İklim Anlaşması’nda son 5 ülke arasına soktu. Biz bunu 2016 yılında yapsaydık büyük bir yol alırdık. İktidara talip olan ve ülkeyi kısa zaman sonra yönetecek olan biz, iklime ve çevre politikalarına hakimiz” dedi. CHP'nin iktidar olduğu takdirde iklim kriziyle mücadele edeceklerini söyleyen Akın, “İktidar olmamızın hemen ertesinde stratejik planlamayı kurduğumuzda bu bizim önceliklerimizden olacak. İzmir çok şanslı, biz bu şansı el birliğiyle Türkiye’ye yayacağız. Türkiye’ye özgü yeşil mutabakatı biz yapacağız. Biz doğa tahrip edilmeden enerji politikalarının olacağını ortaya koyacağız” diye konuştu. 

'İKLİM BİLİNCİ YOK'
İktidarın iklim kriziyle mücadele konusunda pasif kaldığını ve bilinçsiz olduğunu ifade eden CHP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu üyesi Murat Bakan ise şunları söyledi, “Türkiye sulak alanlarını kaybediyor. Eskiden var olan göllerimiz yok artık. Sulak alanlarımızı kaybediyoruz ama Tarım ve Orman Bakanımızın umurunda değil. Ormanlarımızı kaybediyoruz. Madencilikle zengin olan ülke yok. Eğer öyle olsaydı Afrika zengin olurdu. Siz madenlerinizi çıkararak, ormanlarınızı katlederek, nehirlerinizi kurutarak zengin olamazsınız. Bu iktidarın iklimle ilgili bilinçleri yok. Milliyetçiyiz diyorlar ya. Soyut bir milliyetçilik yok. Vatan denilen bizim denizlerimiz, ormanlarımız, nehirlerimiz. Siz vatanseverseniz buraları koruyacaksınız.”

'DAHA FAZLA KAYNAK AYRILMALI'
İklim kriziyle mücadelede yerel yönetimlerin ve birlikteliğin önemine vurgu yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ise “İklim konusu siyaset üstü bir konu. Hangi siyasi görüşte olursa olsun herkes çok duyarlı olmalı. İklim krizi sadece kentleri vurmuyor ama insan yoğunluğu kentlerde yaşadığı için kentlerde daha hissedilebilir hale geliyor. Bu nedenle yerel mücadelenin daha önemli olduğu söyleniyor. Bu nedenle belediyelere daha fazla destek verilmesi, konuya dahil edilmeleri ve daha fazla kaynak ayrılması gerekiyor. Belediyeler atık sektörlerindeki salınımın azaltılmasında da kilit noktadalar” ifadelerini kullandı. İklim krizinin farklı iş alanlarına etki edeceğini de söyleyen Tugay, “Belediyelerin bir araya gelerek mücadele etmesi çok önemli. İklim krizinin sinsi etkileri iş alanında, gıdaya erişimde zorluklarla sosyal adaletsizliğin artmasına sebep olması yönünden de çok önemli. Bu sadece yağmur fazla yağdı, yapmadı meselesi değil. Giderek derinleşen sosyal adaletsizlik ve bunun etkilerinden olan toplu göçler gibi felaket senaryolarını ortaya çıkarması açısından da önemli” diye konuştu. 

ÖZUSLU: ZAMANIMIZ AZALDI 
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Özuslu iklim kriziyle mücadelenin hayati önem taşıdığının altını çizdi. Özuslu, “İBB olarak ekosistemimizi şehrin doğasını büyütmek bizim en önemli önceliklerimizden biri. Bu doğrultuda, Yeşil Şehir Eylem Planı ve Sürdürülebilir Kentler Eylem planı. Her iki çalışmayı 3 hedef etrafında kurguladık. Kent ve kır arasında bağı kurmak, güçlü bir şehir inşa etmek ve döngüsel bir ekosistem kurmak. İklim krizi mevcut adaletsizlikleri daha da derinleştiriyor. Burada üzerinde durulması gerek ertelemeden, hemen şimdi harekete geçmektir. Zamanımız azaldı, biz sorunu ortaya koymanın yanında çözümü için de adımlarımızı atıyoruz. Afetlere ve salgınlara dirençli olmanın tek yolu doğayla uyumlu bir yaşam ve kent inşa etmektir. Doğayı geri kazanabiliriz çünkü başka gidecek yerimiz yok” ifadelerini kullandı.