HABER/ Gökçe ADAR

Türkiye'nin ilk ve tek hayvansız sirki, “Türkiye Sirki” 6'ncı kez İzmir'e geldi. Kurucularından Melike Cankurt, sahneledikleri gösterileri anlatarak, kendi hayat hikayelerini paylaştı

Türkiye'nin ilk ve tek hayvansız sirki, “Türkiye Sirki” 6'ncı kez İzmir'de meraklıları ile buluştu.

Türkiye Sirki'nin kurucusu Melike Cankurt, eşi ile birlikte kurduğu sirki anlatarak, sirklerde hayvanlara yapılan işkenceye tepki göstermek için Türkiye Sirki'nde hayvanların yer almadını söyledi. Cankurt, “Gittiğimiz bir sirkte Bengay kaplanı sahneye çıktı. Sahnede, tırnakları çekilmiş bir şekildeydi, hareket edemiyordu. Fotoğraf çekimine getirdikleri yavru aslan ve kaplanı ise ayaklarından çekiştiriyorlardı. Eşim ile birlikte bu şekilde olamayacağını düşündük. Sirkin hayvansız da olabileceğini iddia ettik. O günden bu yana, 11 yıldır canlı hayvan olmadan sirk gösterileri yapıyoruz. İlk başta çok eleştirildik. Hayvansız bu iş olmaz diyenler de oldu. Destekleyenler de oldu” dedi.

Gösterilerinde hayvan maskotlarının yer aldığını söyleyen Cankurt, “55 kişi çalışıyoruz. Her sene konseptimiz değişiyor. Rusya ve Ukrayna'da birebir hayvan maskotları dikiliyor. Sirk gösterimizde, ip cambazları, jonglörler, denge gösterileri mevcut” diye konuştu.

Türkiye'de sirk gösterisi yapmak için zorlandıklarını dile getiren Cankurt, “Kuruluşlar ile sıkıntılar yaşıyoruz. Sirk bizim kültürümüz değil, folklor bizim kültürümüz diyorlar. Gösteride, çıplak kadın ve erkeğin olup olmadığını, açık şeylerin olmasını istemediklerini söylüyorlar. Halbuki, biz hem çocuklara hem de ailelere hitap ediyoruz. Biz her yıl, Karşıyaka'ya geldiğimiz halde burada bile sıkıntılar yaşıyoruz. Elektrik bağlatmak için her sene prosedür değişiyor. Her yıl, su bağlatmak, tanker ile su getirmek zorlaşıyor. Sirki kurduğumuz dönemin, bürokrasileri gelip siz kimsiniz diye soruyor? Her sene kendimizi tekrar tekrar anlatıyoruz” dedi.

'Rakibimiz olmalı'

Melike Cankurt, “Türkiye'de tek bu işi yapan biz varız. Rakiplerimiz olsun istiyoruz. Çünkü, biz sürekli olarak internet ve yurt dışını takip ediyoruz. Bir rakibimiz olsa, yan çadırımızda olsa, ne yapıyorlar diye baksak, izleyici tarafını seçse, karşılaştırma yapsa çok güzel olur” dedi.

Kendi hayat hikayesini de paylaşan Cankurt, “Özel bir şirkette bölge müdürlüğü yapıyordum. İşimin haricinde, hafta sonları dans eğitmenliği yapıyordum. Eşim sirke başladıktan 3 yıl sonra tanıştık. Tanışmamızın üçüncü ayı evlendik. İşten ayrıldım ve sirkin içerisinde yer almaya başladım” dedi.

Evlerinin olmadığını ve yaşantılarının karavanda geçtiğini söyleyen Cankurt, 5 yaşındaki çocuğunu okula göndermekten ziyade, oğlunun karavanda bir öğrenim hayatının olmasını istediklerini söyledi.