İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi, 24 Temmuz Basın Bayramı nedeniyle İzmir'deki 7 yerel gazetenin temsilcileri ile birlikte ortak basın açıklaması yaptı. İkinci Abdülhamit'in 2'nci Meşrutiyet'i ilan etmesinin ardından, gazetelerin ilk defa sansür denetiminden geçmeden yayınlandığı gün olan 24 Temmuz 1908'in anısına düzenlenen açıklamada, gazetecilerin zor şartlar altında bulunduğu belirtildi. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç'in de katıldığı basın açıklamasında ortak bildiriyi İGC Başkanı Misket Dikmen okudu.
Dikmen, basın özgürlüğünün evrensel standartlara ulaşabilmesi için sadece gazeteciler, medya çalışanları değil halkın da özgür habercilik için verilen çabalara ortak olmasını istediklerini belirterek, "Demokrasinin gereği olan özgür basın yeniden ayağa kalkmalıdır. 24 Temmuz basın özgürlüğü için mücadele günümüz kutlu olsun” dedi.

Halk sahip çıksın

Türenç ise, "Geldiğimiz nokta çok karanlık. Bunun içinden çıkabilmemiz için el ele vermek zorundayız. Böyle güçlü, bilinçli cemiyetler, türkiye basın konseyi, sendikalar, halk, demokratik kurumlar el ele vermek zorundayız. Yoksa bu karanlık dehlizden çıkmamız mümkün değil. En büyük gazetelerde, televizyonlarda çalıştım. Her gün bir telefon talimatıyla başladı bu yasaklar, şimdi geldiğimiz nokta yüzde doksan beşin esareti. Bunu mutlaka düzeltmek zorundayız. El birliği ve ortak çaba ile yapılabilecek bir şey. Biz öncülük edeceğiz, tabi ki en önde göğüs germeye hazırız. Zaten bu kurumlar onun için var. Ama mutlaka halkın bu çabaya destek vermesi, gazetesine ve televizyonuna sahip çıkması daha doğrusu haberine sahip çıkması gerekiyor. Öğrenme hakkına sahip çıkacak. Onun için halktan öyle bir isteğimiz var."

Yapılan ortak açıklama :

Değerli meslektaşlarımız,

Bugün 24 Temmuz. Basından sansürün kaldırılışının 111'inci yılı. Osmanlı İmparatorluğunda 1908 yılının 24 Temmuz günü padişahın ‘Ali Kararname’ ile hayata geçirdiği SANSÜR, 32 yıl sonra kaldırılmıştı. Basın böylece özgürleşmişti. 1946'da Basın Bayramı olarak kutlanan 24 Temmuzlar uzun zamandır bayram olmaktan uzaklaştı. Çünkü bayramlar güzel günlerde kutlanır.

Oysa Türk medyası bugün hiçbir dönemde olmadığı kadar kuşatma altındadır. Dünyada ifade ve basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında 157'inci sıraya düşmüş bir ülkede…

24 Temmuz İMDAT ÇANLARININ çaldığı gündür.

Ülkenin çeşitli yerlerindeki cezaevlerinde gazeteci, yazar, düşünür, akademisyen, hukukçu çile doldururken…

Gazetecilik eleştirel yapısından giderek uzaklaştırılırken…

Kendimizi aldatmayalım, gerçek gazetecilikten söz edilemez.

Tek sütunluk haber ve karikatür bile SUÇLU görülüp, halkın habere ulaşması engelleniyorsa, yazarı hapse atılıyorsa, neredeyse idama eş sayılan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları kolayca verilebiliyorsa…

Neyin 24 Temmuz'unu kutlayacağız?

Mahkemelerce "Hükmün açıklanması geri bırakılıp" cezalar erteleniyorsa…

24 Temmuz'da ‘HUKUK NEREDE!’ diye haykırmalıyız.

Medyamız bugün tarihin en ağır baskısı altındadır. Baskılara karşı savunma gücü her açıdan kuşatılmıştır. Yüzde doksan beşi iktidar yanlısı haline getirilen medya, siyasi anlayışın dayanılmaz operasyonlarıyla el değiştirmeye devam ediyor. Geriye kalan yüzde beşin haberini gözlerken, sürekli birileri yalnızlaştırılmaları için kamu ilan - reklam ambargosuyla her türlü baskıyı devreye sokuyor.

Adaletsiz, eşit olmayan bu politika özellikle ulusal ve yerel basını dayanılmaz duruma düşürüyor.

Gazetecilik yapma gayreti içinde çırpınan gazeteciler sözde ANDIÇvari raporlarla fişleniyor, hedef gösteriliyor, neredeyse hain ilan ediliyor.

Gazetecilere acımasızca saldıranlar cezalandırılmıyor.

Adeta ödüllendiriliyor, CESARETLENDİRİLİYOR.

Döviz kurlarının dizginlenememesi, SEKA'nın yok edilmesi, girdi fiyatlarının artması ile ulusal ve yerel medyanın can damarı olan üçüncü hamur kağıttan mahrum bırakılan gazeteler, kitabevleri birer birer kapanıyor. Haber yok sayılırken kültüre de gem vuruluyor.

Bugün 24 Temmuz.

Tek isteğimiz var. ELİNİZİ BASININ ÜZERİNDEN ÇEKİN.

Basın özgürlüğünün evrensel standartlara ulaşabilmesi için sadece gazeteciler, medya çalışanları değil HALKIN DA özgür habercilik için verilen çabalara ortak olmasını istiyoruz.

Habere ve tutsak gazetecilere özgürlük istiyoruz.

Gün mücadele günüdür. El ele vermeliyiz.

24 Temmuz BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜMÜZ kutlu olsun.

BASIN KONSEYİ

İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ

'Sindirilmeye çalışılıyoruz'

Çağdaş Gazeteciler Derneği de konuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Bugün ‘basın bayramı’ değildir. Basın ve ifade özgürlüğümüz için mücadele günüdür. Bizler gazeteciyiz. Bayram kutlayamayan gazeteciler olarak sansürün kaldırılışının 111’inci yılında bakın ne durumdayız:

Sansür, yayım öncesinde medya metninin makaslanmasından ibaret değildir. Sansür, kamu gücünü kullananların yerine göre basını yönetmesi, yönlendirmesi, yerine göre yalan söylemesi, yerine göre devlet yönetiminden çok imaj yönetimine bel bağlaması, yerine göre mali gücüyle baskı altına alması, yerine göre terörü desteklemek gibi asılsız suçlamalarla gazetecileri sindirmeye çalışmasıdır” denildi.

Her zaman yanınızdayız

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun da 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında, kamuoyunun, ülke ve dünyadaki gelişmelere dair gerçek, doğru ve güvenilir bilgiler içeren haberlere ulaşmasını temin etmenin demokrasinin en temel unsurlarından biri olduğunu belirten Altun, “Acılara tanık olan, her türlü zorluğa rağmen sorumluluk bilinciyle çalışan basın mensuplarımızın her daim yanındayız. Tüm şartlar altında büyük bir gayret ve özveri ile görevlerini yerine getirmeye çalışan basın mensuplarımızın 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı'nı kutluyor, her birine başarılar diliyorum."