Sahi, Güzel Sanatlar Fakültesi ne oldu?

Hani hatırlıyor musunuz, Temmuz ayında başlayan, Ağustos'ta da bir süre gündem olan DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi'nin depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle Tınaztepe'de rektörlük için yapılan binaya taşınmasından söz ediyorum.

Birkaç akademisyen dışında -ki onları görevlerinden alınarak haklarında soruşturma başlatılmasından tanıyorsunuz- tüm kadronun sürgünü kabullendiği, bir avuç öğrencinin inatla direnmesinin dışında kimsenin konunun ciddiyetini kavrayamadığı GSF'den söz ediyorum.

Akademisyenlere, aralarında çok değerli sanat eserlerinin de bulunduğu eşyalarını taşımaları için çuval dağıtılan, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yaşanan Kültürpark krizinin ardından bir oldu bittiye getirilerek apar topar Tınaztepe'ye gönderilme kararı kesinleşen GSF'den söz ediyorum.

Tüm bunlar olurken konuya, 'aman efendim onlar da Tınaztepe'de okusunlar' sığlığında yaklaşanlar, 'bu konu bizi ilgilendirmiyor' ilgisizliğiyle topa hiç girmeyen sivil toplum örgütleri için bilgi güncellemesi yapayım.

Görevlerinden alınan ve haklarında soruşturma açılan akademisyenler savunmalarını verdi. Rektörlüğün kesin kararına rağmen okullarını savunan bir avuç öğrenci hala kampüsün önünde nöbet tutuyor. Zira içeri girmeleri polis tarafında engelleniyor.

Bir taraftan da taşınma işleri sürüyor. Hafta içinde konservatuvarın taşınması tamamlandı. Ve yeni binanın açılışı gerçekleştirildi. Açılışta herkes kameralara gülümsüyordu ancak eğitim başladığında garabet gün yüzüne çıkacak. Çünkü konservatuvar öğrencilerinin eğitim görecekleri odaların ses yalıtımları, ebatlarının müzik eğitimine uygun olup olmadığı soru işareti.

Eğitim dönemi 23 Eylül'de başlayacak olmasına rağmen GSF'nin taşınması ise hala sürüyor. Tınaztepe'ye taşınan birçok malzeme binadaki alan yetersizliği nedeniyle depolarda tutulurken özellikle seramik ve heykel bölümünün malzemeleri hala taşınamadı. Çünkü nakliye firmaları taşınması yüksek risk taşıyan fırınları ve ocakları taşımak istemiyor. Teklif alınan firmalar bu demirbaşların güvenli taşınabilmesi için tonlarca balonlu ambalaj naylonu kullanılması gerektiğini ve fakat yine de muhtemel hasarları önleyemeyebileceklerini söylüyor. Öte yandan hem taşıma esnasında kullanılacak malzemeler hem de taşınacak malzemelerin taşıdığı yüksek risk maliyetleri oldukça artırıyor. Hal böyle olunca eğitimin başlamasına bir hafta kala hala ortada tam anlamıyla bir GSF yok diyebiliriz.

Öyle görünüyor ki, Alsancak'tan başlayan ve son olarak Tınaztepe'de noktalanan (şimdilik) sürgüne yazgılı fakültede bu yıl ve bundan sonraki birkaç yıl işler hiç de yolunda gitmeyecek. Sanata gönül veren ve yaşamlarını buna göre şekillendirmek isteyen gençler hakkıyla bir eğitim alamayacak. Ve muhtemeldir ki, geçmişte Türkiye'nin sanat hayatına yön veren öğrenciler yetiştiren fakülte yaşadığı bu travmayı kolay kolay atlatamayacak.