Haber / Sinan KESKİN

Geçtiğimiz yıl depreme dayanıksız olduğu gerekçesi ile Tınaztepe Yerleşkesi'ne taşınan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi’nin (GSF) taşınma kararına tepki gösteren öğretim üyeleri Prof. Dr. Semih Çelenk, Prof. Dr. İbrahim Yavuz Yükselsin, Dr. Öğr. Üyesi Zuhal Çetin Özkan ve Öğr. Gör. Burak Bakır hakkında verilen 'kademe ilerlemesinin durdurulması' cezalarının tümü mahkemeler tarafından iptal edildi.

GSF'nin taşınma kararının ardından, Tınaztepe’deki binaların güzel sanatlar eğitimine uygun olmadığını dile getirerek, taşınmanın hiçbir ön hazırlık yapılmadan gerçekleştirilmesine karşı çıkan öğretim üyeleri hakkında Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar tarafında soruşturma açılmıştı. Açılan soruşturma sonucunda Üniversite Disiplin Kurulu, Prof. Dr. Semih Çelenk, Prof. Dr. İbrahim Yavuz Yükselsin, Dr. Öğr. Üyesi Zuhal Çetin Özkan ve Öğr. Gör. Burak Bakır hakkında 'kademe ilerlemesinin durdurulması' cezası vermişti. Öğretim üyeleri ise kararı yargıya taşımışlardı. İzmir 1'inci, 4'üncü, 5'inci ve 6'ncı İdare Mahkemeleri'nde görülen davaların tamamı sonuçlandı. Mahkemeler, Üniversite Disiplin Kurulu üyelerinin yetkili olmadıkları bir karara imza attıklarına ve ayrıca soruşturmaya gerekçe gösterilen paylaşım ve söylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve yasalarca teminat altına aldığı gerekçeleriyle tüm kararlar ayrı ayrı iptal etti.

USUL VE ESASA AYKIRI

Üniversite Disiplin Kurulu tarafından verilen cezalar usul ve esas yönünden iptal edilirken, usul yönünden iptalin gerekçesi şöyle açıklandı: “Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının Güzel Sanatlar Fakültesi Disiplin Kurulu tarafından verilmesi gerekirken Üniversite Disiplin Kurulu tarafından verilmiş olması nedeniyle, dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

Verilen cezaları esas yönünden iptal eden mahkemeler, Anayasa'nın 25'inci, 26'ncı ve 90'ıncı maddelerine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu ve 11'inci maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına atıfta bulundu.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Anayasası’nın, “Düşünce ve kanaat hürriyeti” başlıklı 25. maddesine göre; herkesin, düşünce ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu, her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimsenin, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağını, düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamayacağını ve suçlanamayacağını hatırlatan mahkeme, kararında şu ifadelere yer verdi: “Davacının Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülte binasının Tınaztepe Kampüsü'ne taşınması yönündeki karara katılmadığı, bu husustaki eleştirilerini ve çekincelerini sosyal medya hesabından paylaştığı, kendisi ile aynı fikirde olan öğretim görevlileri ve öğrenciler ile birlikte eleştirilerini sözel olarak ve yine sosyal medya paylaşımları ile birlikte ortaya koydukları, söz konusu paylaşımların içeriğinde ise eleştiri ve protesto sınırlarını aşan ifadeler bulunmadığı, davacının eyleminin, Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile çerçevesi çizilen başkalarının hak ve özgürlüklerine müdahalede bulunmayan ve içeriği itibariyle ifade özgürlüğü kapsamında olan eylemler olduğu, kamu hizmetinin yürütülmesine engel olan ve/veya amiri, iş arkadaşları, personeli, hizmetten yararlananlar veya öğrencileri hakkında gerçeğe aykırı açıklamalar veya haksız isnatlar içermediği, eyleminin kendi düşünce ve görüşlerini ifade etme kapsamında olduğu sonucuna varılmış olup, davacının eylemi nedeniyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”